Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2078 sonuçtan 281 - 290 arası görüntüleniyor.
  • metin - Türkçe
    1 Ayrım
    51,58 KB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan: Yiğit Taşdemir
    Bir milletin kültürü, geçmişinden süzülüp gelen maddî ve manevî değerlerin tümü ve zaman içinde kendisine lıas, duyuş, düşünüş, ifade ediş tarzı ile ortaya çıkmaktadır. Dünya milletlerinin, çeşitli kültürleri vardır. Bunlar arasında Türk milletinin kendine özgü, köklü ve zengin millî kültürü büyük önem taşır. Bu kültür, Türklüğün doğuşu ile başlamış, zamanla gelişerek, binlerce yıl, Türk toplumlarını "millet" olarak ayakta tutmuş, onlara "Türklük" damgasını vurmuştur. Türk kültürünü meydana getiren bütün de¬ğerleri araştırmak, tanıtmak, bunları daha verimli ve yaratıcı unsurlar olarak geliştirmek millî vazi- felerimizdendir. Bin Temel Eser yayımı bu amaçla başlamış, sayıları arasına, millî kültür ve sanat eserlerimizle birlikte, tanınmış diğer ilim, fikir ve sanat eserlerinin tercümelerini de almıştır. Bin Temel Eser serisinde yayımlanan kitap¬ların, Türk gençliğinin ve vatandaşlarımızın geniş ve ileri bir dünya görüşüne sahip, geçmişine bağlı, tarihi ile gurur duyan ve geleceğe ümitle bakan vatansever, bilgili kişiler olarak yetişmelerinde fay¬dalı olacağına inanıyorum. Prof. Dr. Orhan OĞUZ Millî Eğitim Bakam
  • Kırzıoğlu, M. Fahrettin
    metin - Türkçe
    4 Ayrım
    19,97 MB
    Eser Türü: Kitap
    (Küçük - Arsaklı = Arşakuni devletinin Oğuzlar'm Salvur boyu hanedanına ait olduğu: Valarş oğlu Büyük - Husrev = Olaş oğlu Salvur - Kazan, Kamsarakan=Sarı Kai-Baş, Bagarat = Bayarak sülâlelerinin ayniliği — Dede-Korkut Oğuznâmeleri-nin 13 türlü eserdeki destan ve an'aneleri — 90 yıldanberi Arsaklı (Part)ların Türk¬lüğünü gösteren 9 tarihçimizin yazıları — Arsaklılar=Arşakunik hanedanının Türk¬lüğünü belirtecek başlıca hususlardan bir kaçı — İran, Arap, Gürcü, Ermeni rivayet Te an'anelerinde Türklerin Azerbaycan ile Doğu - Anadoluda eski hâkimiyet ve yer¬leşmeleri — îskenderden önceleri Cenasdan = Doğu-Türkistan'dan gelip "Gürcis¬tan" a yerleşen Çinliler = Orbelyan oymaklarının Türklüğü = Şor - Şamsoldin il-l>eğleri, Cin-Çavat adlı Türk boyu — Vâkıdî'nin anlattığı hıristiyan Ahlat-Meliki kızı Taron - Melike'nin Oğuzlar hanı Boğduz - Aman ile Turunç (ermenice: Taroneçi) -Hatun'dan ibaret oluşu — Doğu-Türkistan'dan gelip Erciş - Ahlat - Bitlis'e yerleşen Kara-Koyunlu = Baranlu (Koç/Koyunlu) Türkmenlerinin, III. Asırda "Cenasdan" dan gelip Duru-Baran eyaletine yerleşen Mamık (Mamıkonyan) ile Konak (Kara- Ko¬nak) ilbeğleri boylarından ibaret olduğu — Ak - Koyunlu = Bayındurlu Türkmen¬lerinin Elegez - Gökçedeniz - Ahncak çevresindeki yurtlarından Diyarbakir bölge¬line yerleşen Bahlavuni (Arsaklı = Baymdur) boyundan ibaret olduğu — Oğuzlar'm Milâttan önceleri Horasan'dan Anı-Kars, Tiflis, Detnirkapu bölgelerine gelip yerleş¬miş olduklarını ve 12 ilbeğleri düzenini gösteren millî Türk an'anesinin Arşakunik tarih ve düzenine ait olduğu — Kürtler'in eski ilbeğleri Boğduz - Aman = Mogk -Amaduni sülâlesi — Dağistanh (Lezgi) putatapanlarla savaşan Kazan - Han Sülâ¬lesinin düşmanı Şavkalı - Melik (Dağıstan Şavkal = Şamkal'ı) sülâlesi — Dede -Korkut Oğuznâmeleri'nde geçen 80 den artık yeradlarının tarihçeleri ile tanıtılma¬ları — Ayrıca bir OĞUZ-ELLERİ HARİTASI" eklenmiştir).
  • Annaguli Nurmemmet
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1017,15 KB
    Eser Türü: Kitap
    “OĞUZLAR: Dilleri, Tarihleri ve Kültürleri” Oğuzlar, Göktürkler devrinde, devleti ve toplumu oluşturan en önemli unsurlardan birisidir. Bu durum, Göktürk yazıtlarında Bilge Kağan tarafından hâkimiyeti altındaki topluluklara hitap ederken, “Türk ve Oğuz” adlarının birlikte zikredilmesi ile tescil olunmuştur. Uygur hâkimiyeti döneminde de Oğuzların etkin siyasî roller üstlendiği bilinmektedir. Oğuzlar X. yüzyılda Aral Gölü’nün kuzeyinde görüldüklerinde devletleşme sürecine girmişlerdi. Bu dönem aynı zamanda Orta Asya’da İslamiyet’in yayılmasına denk düşmektedir. Dolayısıyla Türklerin İslamlaşma sürecine dair canlı tanıklıklar da bu dönemde başlar. Oğuzların Türk-İslam tarihindeki rollerinin artması ve toplumsal-siyasal sistemde etkin olmaları Büyük Selçuklular devrinde gerçekleşmiştir. Bu yönüyle Selçuklular, İran’dan Balkanlara; Kafkaslar’dan Basra körfezine ve Bağdat’a kadar uzanan Türk fetihlerinin öncüsüdürler. Anadolu’nun Türk yurdu haline gelmesi de yine Selçukluların eseridir. Oğuzlar İslamiyet’e girmeye başladıktan itibaren Türkmen adıyla anılmaya başlamışlardır. Bu yeni isim Oğuzların esas isminin yerini almaya başlamış, XIII. yüzyılın sonlarına gelindiğinde Oğuz adı, yerini bütünüyle Türkmen adına bırakmıştır. Ancak en önemli gelişme Türk adının yükselmesinde görülmüştür. Göktürkler devrinden sonra Türk adı en geniş manası ile Oğuzların hâkimiyet sahasında yaygınlaşmış; yerleşik hayatın, devlet otoritesinin ve gücün simgesi haline gelmiştir. Dolayısıyla Oğuzlar, Türk adını Batı Türk illerinde tek başına temsil eder hale gelmiştir. Bu yeni temsil gücü Türklerin milletleşme sürecinde de önemli rol oynamıştır. XIV. yüzyılın en önemli tarihçilerinden Reşidüddin, Oğuz Kağan Destanını kaleme alırken, o zamana kadar Batı Türk illerindeki hükümdarların Salur, Yazır, Eymür, Avşar ve Kayı gibi Oğuzlar boylarından çıktığını bildirmektedir. Bununla birlikte Oğuzların Kınık boyu Selçuklu, Kayı boyu Osmanlı, Bayındır boyu Akkoyunlu, Avşar boyu İran’da Afşar hanedanını kurmuşlardır. Karakoyunlu, Danişmendli, Artuklu, Beğteginli, İldenizli vs. beylik veya devletlerin Türkmenlerin bir eseri olduğu gibi Ramazanoğulları’nın Üçoklu, Dulkadirlilerin Bozoklu Türkmenler tarafından kurulduğu bilinmektedir. X. yüzyıldan itibaren özellikle İran, Anadolu ve Balkanlar sahalarında kurulan tüm beylik ve devletler doğrudan Oğuzların/Türkmen hanedanlar tarafından kurulmuştur. Bununla birlikte bu devletlerin Oğuz kökenlerine dair çalışmalar dağınık vaziyette bulunmaktadır. Merhum Faruk Sümer’in vaktiyle yayımladığı Oğuzlar/Türkmenler adlı eseri (Ankara 1967) Oğuzlar hakkında en derli toplu çalışmadır. Ne var ki, eserin yayınlandığı 1967 yılından bu yana son olarak Ergin Ayan tarafından yayımlanan Oğuz İsyanı (İstanbul 2007) adlı kitap dışında, mahsusen Oğuzlar üzerine bütünlüklü ve kapsamlı bir çalışma yapılmamıştır. Oğuzların Asya’daki kökenlerine dair Türkmenistan, Azerbaycan, Rusya ya da başka ülkelerde ne tür çalışmalar yapıldığı hususunda da bilgilerimiz zayıftır. Sergey Grigoroviç Agacanov’un Oğuzlar (İstanbul 2002) adlı eserinin Türkçeye kazandırılması sevindirici olmuştur. Ancak durumun bununla sınırlı olmadığı bilinmektedir. Oğuzların/Türkmenlerin yayıldığı sahalar ana hatlarıyla şöyledir: Türkmenistan, Afganistan, İran, Irak, Türkiye, Suriye, Azerbaycan, Makedonya, Kosova, Yunanistan, Bulgaristan ve Romanya. Bu yönüyle anılan bölgelerdeki Türklerin ataları Oğuz/Türkmen’dir. Bu geniş saha aynı zamanda Oğuzcanın, kültürünün ve folklorunun da yayılma sahasıdır. Oğuzcanın günümüzdeki en yaygın temsilcisi olan Türkiye Türkçesidir. Bunun yanında Azeri, Türkmen, Gagauz Türkçeleri Oğuzcanın diğer ana temsilcileridir. Dolayısı ile Batı Türkçesi ya da eski adıyla Oğuzcanın tarihi kökenlerine, gelişme seyrine, coğrafi dağılım ve yaygınlıklarına, ağız yapıları arasındaki benzerlik ve farklılıklara dair çalışmalara ihtiyaç duyulmaktadır. Bu alanda yapılan çalışmaların tartışılması ve sonuçlarının değerlendirilmesi yararlı olacaktır. Aynı şekilde, Oğuzname türündeki eserlere dair çalışmaların ve varılan sonuçların bir sempozyum çerçevesinde tartışılması önemlidir. Bu kabilden Dede Korkut hikâyeleri, Köroğlu destanı ve benzeri diğer eserlerin yeniden incelenmesi, mitolojik bağların ortaya konması önem arz etmektedir. Oğuzların maddi kültür verilerinden (halı, kilim, damga, mezar taşları vs.) elde edilen bilgiler ile somut olmayan kültür unsurlarının (doğum, ölüm, düğün vs. gelenekleri) da tartışmaya açılmasında fayda görülmektedir. “Oğuzlar: Dilleri, Tarihleri ve Kültürleri” 5. Uluslararası Türkiyat Araştırmaları Sempozyumuna, Oğuzlar konusunda çalışmalar yapan tüm akademisyenlerin katılımı beklenmektedir. Böylece Doğu Avrupa’dan Çin’e kadar uzanan geniş bir sahada varlığını sürdürmekte olan Türk topluluklarının dil, kültür, folklor ve tarih bakımından birliktelikleri bütüncül bir perspektif, disiplinler arası yaklaşım ve karşılaştırmalı bir yöntemle ele alınmış olacaktır.
  • Sergey Grigorevic Agacanov
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    858,25 KB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan: Cem Kandemir
    akademisyenler arasında en önde gelen uzman tarihçi olarak kabul edilir. Agacanov'un başyapıtı olan "Oğuzlar" adlı eseri "Sır-Derya Oğuz Yabgu Devleti" konusunda Türkiye'de yayınlana ilk ve tek eserdir. Özellikle Büyük Selçuklu İmparatorluğu'ndan önceki Oğuz Yabgu Devleti ve Oğuz Boylarının yaşadıkları bölgelerle ilgili tarihi-coğrafi bilgiler son derece önemlidir. Yaklaşık 800 basma ve yazma kaynak taranarak hazırlanan bu eser, Oğuzların az bilinen tarihi konusunda önemli katkıda bulunacaktır.
  • Faruk Sümer
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    4,01 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan: Cem Kandemir
    Bilhassa ticari münasebetler sebebi ile X. yüzyıldan itibaren aralarında yayılmaya başladığını bildiğimiz İslamlığın XI. yüzyılda, Oğuzlar'dan ezici çoğunluğun dini haline geldiği görülür. Bunun sonunda Oğuzlar'a XI. şüzyılda Türkmen adı verilmiştir ki, bu ad aşağı yukarı iki asır sonra her yerde Oğuz'un yerini almış ve Oğuz sözü destanlar ile hatıraları yaşatılan ataların adı olarak Türkmenler arasında uzun müddet yaşamıştır... (Kitap'tan sf. 2)
  • Prof. Dr. Faruk Sümer
    insan sesi mp3 - Türkçe
    74 Ayrım
    1044,50 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Feyza Daldal
    (Gök)Türk Kağanlığını oluşturan Türk budunlarından biri olan Dokuz (boylu) Oğuzlar, 7.yüzyılda, Tula Irmağı boylarında yaşıyorlardı. 10.Yüzyılda Seyhun Irmağı kıyılarında yaşayan Oğuzlar ise On boylu (ON-OK) idiler. Seyhun Oğuzları, başka hiç bir Türk eli(kavmi)nin kendisi ile mukayese edilemeyecek derecede cihan tarihinde pek mühim bir rol oynamışlardır. Bunun için Selçuklu ve Osmanlı imparatorluklarını onların kurduğunu söylemek elverir. Diğer taraftan Oğuzlar, Moğol istilasından sonra kavmi varlığını, tarihi hatıralarını ve kültürünü korumak bakımlarından, Türk alemini temsil eden biricik kavim olmak vasfını da taşımaktadırlar. Bilhassa ticari münasebetler sebebi ile X. yüzyıldan itibaren aralarında yayılmaya başladığını bildiğimiz İslamlığın XI. yüzyılda, Oğuzlar'dan ezici çoğunluğun dini haline geldiği görülür. Bunun sonunda Oğuzlar'a XI. yüzyılda Türkmen adı verilmiştir ki, bu ad aşağı yukarı iki asır sonra her yerde Oğuz'un yerini almış ve Oğuz sözü destanlar ile hatıraları yaşatılan ataların adı olarak Türkmenler arasında uzun müddet yaşamıştır...
  • Ali Haydar Bayat
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    352,92 KB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan: Cem Kandemir
    Oğuzname; ecdadımız olan Oğuzlar'ın destanî menkıbelerinden, tarihlerinden bahseden eserler olmanın yanında, aynı zamanda günlük yaşayışlarına ait gözlemleri, ahlâki öğütleri, yorumları ihtiva eden, az sözle çok şeyi anlatan atasözlerine de denmektedir. Atasözlerini belli bir düzen içinde toplayan kitaplar da XV. yüzyıldan itibâren yazılmaya başlanmıştır. Türk kültür hayatına kazandırılan bu tip eserlerin sonuncusu; Leningrad Devlet Üniversitesi Şarkiyat Fakültesi, El Yazmalar bölümünde, esas adı Kitâb-ı Oğuznâme veya Emsâl-ı Mehmedali olan; fakat, Emsâl-i Tarbî adıyla kayıtlı yazmadır. Samed Elizade tarafından Kiril alfabesiyle yazılan bu eseri Prof. Dr. Ali Haydar Bayat 128 sayfa olarak yayına hazırlamış, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı neşretmiştir.
  • Umar Ö. Oflaz
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    616,29 KB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tarayan: Cem Kandemir
    Hayatta gördüğümüz hemen her şey, gerçekte bizim onları gördüğümüz gibi değildir; öyle görebildiğimiz veya öyle görmek istediğimiz için öyledirler.İnsanlar kendi alışkanlıklarıyla yaşarlar. Alışkanlıkları onların doğruları olur. Zamanın oyunları alışkanlıkları değiştirir ve doğruları da değişir. Bu durumda geçmişin gerçekleri bir hayat, bir düş veya bir yalan durumuna düşer...
  • Samed Alizâde
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    404,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Azerbaycan ın kıymetli Türkoloğu Samed Alizade tarafından 1987 de, Petersburg daki el yazması aslından Türk Dünyasına kazandırılan bu eser, ne yazık ki Türkleri bölen, parçalayan, birbirine düşürüp sömürülmelerine ve soyulmalarına başlıca vasıta olan kril alfabesiyle basılmıştır. Prof. Dr. Ali Haydar Bayat, Alizade nin bu her türlü takdire değer çalışmasını, yeni bir tertiple ve biraz daha işleyerek Türk alfabesi ile bütün Türk dünyasına açtı.
  • Şermin Yaşar
    insan sesi mp3 - Türkçe
    25 Ayrım
    253,52 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Oya Çetintaş
    Oh Ne Âlâ Memleket, yetişkinlerin “katı” ve “sıkıcı” kurallarına karşı çıkarak, kendi hayal ettikleri gibi bir okul hayalini gerçekleştirmek için çabalayan dört kafadarın hikâyesini eğlenceli bir dille aktarır.

Sayfalar