Eserlere Göre Listeleme

Toplam 521 sonuçtan 281 - 290 arası görüntüleniyor.
  • Mihail Şolohov
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,15 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Nehir roman” tanımına, içeriği ve uzunluğuyla olduğu kadar romanın adıyla da böylesine uyan bir roman daha bulmak zordur. Mihail Şolohov’un ve Rus edebiyatının başyapıtlarından Durgun Don, akıcı anlatımıyla da nehir gibi akıp giden bir romandır. Romanın ana kahramanı Gregor Melehov, bilincinde iki temel eğilimi yan yana ve çatışma halinde barındıran bir karakterdir. Bunlardan biri köylü yaşamına, çalışmaya, doğaya, bilhassa Don Irmağına duyduğu derin sevgi ile bağımsızlık tutkusu; diğeriyse, haklarını almak için başkaldıran milyonlarca köylüden biri olduğuna dair bilince çıkarmakta zorlandığı sınıfsal farkındalıktır. Durgun Don’un odağında yer alan önemli meselelerden bir diğeri de, kahramanlarımız Gregor ile Aksinya arasındaki imkânsız aşktır. Don nehriyle birlikte romanın sayfaları aktıkça, okurun zihninde şu soru sıklıkla dolaşmaya başlar: Bu iki ilginç kahraman, geleneklerin baskısına boyun mu eğecek yoksa kendilerini dışlayan toplumsal çevrede kalıp savaşacaklar mı? Peki ya, Ekim Devrimi çemberin dışına çıkarak yepyeni bir yaşam biçimini seçmeleri için onlara bambaşka fırsatlar sunuyorsa? Bu büyük eser Türkçeye, üç çevirmenimizin ortak ve yoğun emeğinin bir ürünü olarak kazandırıldı. Mete Ergin ve Gani Yener’in birlikte yaptığı çeviriyi Hasan Âli Ediz Rusça aslıyla karşılaştırdı. Okurlar, Rus halk edebiyatı ile Rus klasik edebiyatını kaynaştıran Şolohov’un parlak edebî biçemini bu titiz çeviriden zevkle takip edecekler...
  • Mihail Şolohov
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,41 MB
    Eser Türü: Kitap
    Mihail Şolohov’un başyapıtı Durgun Don’un her bir cildinde farklı bir tarihsel kesit öne çıkar. İlk ciltte, Don Kazaklarının geleneklere bağlı yaşamları canlı tablolar halinde anlatılırken, bir yandan da havada yaklaşmakta olan I. Dünya Savaşının ölüm kokan nefesi duyulur. İkinci cilt, Şubat ve Ekim Devrimleri ile birlikte eski Rusya’nın çöküşünün hikâyesidir. Don Kazakları, bütün halklar gibi barışı özlemektedir ama İç Savaş da hemen kapıdadır. Üçüncü cildin tarihsel arka planında, General Krasnov’un, Bolşeviklerin yenilgisi halinde bağımsız bir Don’un mümkün olabileceği yalanıyla Ataman seçilişi ve Kazakları ayaklanmaya ikna etmesi vardır. Dördüncü ve son cildin arka planı ise, Ekim Devrimi sonrasında yaşanan İç Savaşın sona erişidir. Uzun ve çetin çatışmalardan sağ çıkanların eve dönüş hikâyeleri, bu büyük romanı okuyanların âdeta hafızalarına kazınır. Bu büyük eser Türkçeye, üç çevirmenimizin ortak ve yoğun emeğinin bir ürünü olarak kazandırıldı. Mete Ergin ve Gani Yener’in birlikte yaptığı çeviriyi Hasan Âli Ediz Rusça aslıyla karşılaştırdı. Okurlar, Rus halk edebiyatı ile Rus klasik edebiyatını kaynaştıran Şolohov’un parlak edebî biçemini bu titiz çeviriden zevkle takip edecekler...
  • Mihail Şolohov
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    725 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Deren Koçkesen Özcan
    Bu roman, Don bölgesinin destanıdır. Eser bir kazak ilesi ekseninde Don bölgesini ve savaşın, devrimin ve iç savaşın bölgeye yansıyışını çok yönlü, derinlemessini ama sade bir dille anlatır. Birinci cilt, don kazaklarının çar dönemindeki yaşam koşulları, gelenekleri, görenekleriyle dile getirilir.
  • Mihail Şolohov
    insan sesi mp3 - Türkçe
    34 Ayrım
    357 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Deren Koçkesen Özcan
    Bu roman, Don bölgesinin destanıdır. Eser bir kazak ilesi ekseninde Don bölgesini ve savaşın, devrimin ve iç savaşın bölgeye yansıyışını çok yönlü, derinlemessini ama sade bir dille anlatır. Birinci cilt, don kazaklarının çar dönemindeki yaşam koşulları, gelenekleri, görenekleriyle dile getirilir.
  • Mihail Şolohov
    insan sesi mp3 - Türkçe
    40 Ayrım
    424 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Deren Koçkesen Özcan
    Bu roman, Don bölgesinin destanıdır. Eser bir kazak ilesi ekseninde Don bölgesini ve savaşın, devrimin ve iç savaşın bölgeye yansıyışını çok yönlü, derinlemessini ama sade bir dille anlatır. Birinci cilt, don kazaklarının çar dönemindeki yaşam koşulları, gelenekleri, görenekleriyle dile getirilir.
  • Mihail Şolohov
    insan sesi mp3 - Türkçe
    47 Ayrım
    489 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Deren Özcan
    Bu roman, Don bölgesinin destanıdır. Eser bir kazak ilesi ekseninde Don bölgesini ve savaşın, devrimin ve iç savaşın bölgeye yansıyışını çok yönlü, derinlemessini ama sade bir dille anlatır. Birinci cilt, don kazaklarının çar dönemindeki yaşam koşulları, gelenekleri, görenekleriyle dile getirilir.
  • Erdoğan Kahyaoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    177,59 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Arzu Cinoğlu
    "Nereye gittiğimizi bilmiyorduk ama gitmemiz gerektiğini biliyorduk. Hiçbir yer bize ait değil gibiydi. Nerede dursak orası bize düşman gibiydi. Yürüdük… Her yerin hep ağaç olduğu yerde durduk. Hep ağaç. Güneş'in parıltısı az, havanın sıcağı çoktu. Gece kısa, gündüz karanlık ve uzundu. Rüzgâr yoktu. Bizim gibi olan ve bizim gibi olmayanlarla karşılaştık. Bizim gibi olanlar az, bizim gibi olmayanlar çoktu ve hepsi düşman gibiydi. Tükenmez saldırılarıyla azaldık. Ve yürüdük…" Gökçizgi üzerindeki sonsuz yolculuğunda yaşamın ebedi simgesi Güneş… Hiç sönmeyen Kutsal Ateş… Güneş'in Hizmetkârı Kube ve "gövdesi de yaşı gibi heybetli" Neme… "Yaşamı coşkuyla yaşayan ve sanki zamanla kavgalı", kabilenin doğal önderi avcı Zilan ve ona "eş olan" tutkulu, dirençli Sibe… Tarihöncesi zamanların, bütün tutsaklıklarına karşın "içinin sesi"ni dinleyen, seven, bağlanan, kendi tercihlerinin sonuçlarını yaşamaktan korkmayan insanları… Ve Gökçizgi Kırıldı sadece gizemli bir dünyanın içine girip bugüne yürüme iddiasında bulunmuyor… Aynı zamanda masalsı anlatımı, yepyeni dili ve özgün kurgusuyla edebiyatımızda kendine özel bir yer açıyor. (Tanıtım Bülteninden)
  • Eduardo Galeano
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    313 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Göksel Doğuş Ocak
    Galeano’dan her güne bir masal değil, her güne bir gerçek. Bir takvim formatında yazılan Ve Günler Yürümeye Başladı, 1 Ocak’tan 31 Aralık’a her gün için yakın tarihte ya da eski çağlarda o gün yaşanan özel bir hikâye anlatıyor. Eduardo Galeano, Aynalar’da olduğu gibi kadın, erkek, iktidar, yerliler, ırkçılık, emperyalizm, kültürler, daldan dala atlayarak; değinilmedik konu, ulaşılmadık coğrafya, çoğaltılmadık ses bırakmıyor. Sürekli daha ileriye taşımaya çalıştığı minimalist stili ise zirvede. Fazladan tek bir sözcük bile kullanmak istemiyor, her şeyin özüne inmeye çalışıyor: konunun, insanın, sözcüğün, tarihin... Söylemek istediğini mümkün olan en kısa biçimde aktarmak; herhalde Galeano edebiyatının en güzel özeti budur. Hüzünlü sayfaların ağırlığı kaçınılmaz olsa da geleceğe yönelik umudu her satırda hissettirerek “dünyanın vicdanı” yakıştırmasını Eduardo Galeano’nun ne kadar hak ettiğini, bu kitap bir kez daha teyit ediyor.
  • Eduardo Galeano
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    436,24 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Atiye Güneş
    Galeano'dan her güne bir masal değil, her güne bir gerçek. Bir takvim formatında yazılan Ve Günler Yürümeye Başladı, 1 Ocak'tan 31 Aralık'a her gün için yakın tarihte ya da eski çağlarda o gün yaşanan özel bir hikâye anlatıyor. Eduardo Galeano, Aynalar'da olduğu gibi kadın, erkek, iktidar, yerliler, ırkçılık, emperyalizm, kültürler, daldan dala atlayarak; değinilmedik konu, ulaşılmadık coğrafya, çoğaltılmadık ses bırakmıyor. Sürekli daha ileriye taşımaya çalıştığı minimalist stili ise zirvede. Fazladan tek bir sözcük bile kullanmak istemiyor, her şeyin özüne inmeye çalışıyor: konunun, insanın, sözcüğün, tarihin... Söylemek istediğini mümkün olan en kısa biçimde aktarmak; herhalde Galeano edebiyatının en güzel özeti budur. Hüzünlü sayfaların ağırlığı kaçınılmaz olsa da geleceğe yönelik umudu her satırda hissettirerek "dünyanın vicdanı" yakıştırmasını Eduardo Galeano'nun ne kadar hak ettiğini, bu kitap bir kez daha teyit ediyor.
  • Eduardo Galeano
    metin
    1 Ayrım
    284,14 KB
    Eser Türü: Kitap
    Galeano’dan her güne bir masal değil, her güne bir gerçek. Bir takvim formatında yazılan Ve Günler Yürümeye Başladı, 1 Ocak’tan 31 Aralık’a her gün için yakın tarihte ya da eski çağlarda o gün yaşanan özel bir hikâye anlatıyor. Eduardo Galeano, Aynalar’da olduğu gibi kadın, erkek, iktidar, yerliler, ırkçılık, emperyalizm, kültürler, daldan dala atlayarak; değinilmedik konu, ulaşılmadık coğrafya, çoğaltılmadık ses bırakmıyor. Sürekli daha ileriye taşımaya çalıştığı minimalist stili ise zirvede. Fazladan tek bir sözcük bile kullanmak istemiyor, her şeyin özüne inmeye çalışıyor: konunun, insanın, sözcüğün, tarihin... Söylemek istediğini mümkün olan en kısa biçimde aktarmak; herhalde Galeano edebiyatının en güzel özeti budur. Hüzünlü sayfaların ağırlığı kaçınılmaz olsa da geleceğe yönelik umudu her satırda hissettirerek “dünyanın vicdanı” yakıştırmasını Eduardo Galeano’nun ne kadar hak ettiğini, bu kitap bir kez daha teyit ediyor.

Sayfalar