Yazara Gore Listeleme

  • Garry Marshall
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    157,97 MB
    Eser Türü: Sesli Betimleme
    Seslendiren: Emine Kolivar
    Son derece varlıklı bir işadamı olan Edward gösterişli olmasına rağmen sahte şeylerle örülü hayatından oldukça sıkılmıştır. Kendisini sokaklara attığı bir sırada Vivian isimli oldukça çekici bir sosyetik hayat kadınına rastlar ve o geceyi birlikte geçirirler. Bu sırada ilginç bir karar alırlar. Bir hafta boyunca birlikte olup sevgili gibi yaşayacaklar, bir haftanın ardından da yollarını ayıracaklardır. Bu süreç boyunca ikisinin hayatlarında da büyük duygu değişimleri olur. Başrolleri Julia Roberts ve Richard Gere tarafından canlandırılan film dönemin en önemli romantik komedilerinden biriydi.
  • Mehmet Kuzulugil
    insan sesi mp3 - Türkçe
    6 Ayrım
    146,11 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: Neriman Keske
    haftalık siyasi dergi.
  • Mehmet Kuzulugil
    insan sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    157,73 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren: Neriman Keske
    Haftalık siyasi dergi.
  • Koray Gürbüz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    634,32 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Taner Gürkan
    “Vatan” denilen kavram... Aslında işte bu insanlardır. Bu kitabı okumak yetmez. Bu kitabı okutmak, vatan borcudur. Yılmaz Özdil
  • Faruk Dilaver
    insan sesi mp3 - Türkçe
    34 Ayrım
    477,85 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mehmet Fatih Özülker
    Yunus Emre, şiirlerini asırlar önce öz Türkçe ile söylemiş ve günümüze kadar öylece gelmiştir. Maalesef konuşulan Türkçemiz, nesilden nesile büyük değişikliğe uğrayarak, Yunus Emre'nin kullandığı öz Türkçe'den oldukça uzaklaşmıştır. Bu nedenle, günümüz insanı ve özellikle gençler, bu şiirleri okuyup anlamakta güçlük çekmektedir. Oysa ki, bu şiirlerin çok iyi okunup anlaşılması, ülkemiz insanına ve tüm insanlığa, bilinmeyen gerçeklerin anlatılması yönünde büyük katkıda bulunacaktır. Çünkü Yunus Emre hayatı tüm gerçekleriyle yaşamış ve şiirleriyle anlatmış örnek bir şahsiyet, gönlü yücelerek Hakk'ı bulmuş bir Hak aşığıdır. Bu noktadan hareket ederek, Yunus Emre'nin divanını ve Risaletün Nushiyye isimli mesnevisini beyitler halinde, günümüz Türkçesi ile yorumlayıp açıklayarak, menkıbelerle dolu hayatıyla birlikte siz değerli okuyucularımıza takdim ediyoruz.
  • Albert Camus
    insan sesi mp3 - Türkçe
    12 Ayrım
    207,87 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Aysun Tombuloğlu
    Albert Camus [“Alber Kamü” şeklinde okunur] eserleri 20. Yüzyılın felsefi akımını biçimlendirmiştir. Bu eserlerden en ünlüleri olan “Yabancı” ve “Veba” ile tanınan Cezayir doğumlu Fransız varoluşçu yazar Albert Camus, “absürdizm” akımının önde gelen yazarlarından biridir. Albert Camus, 7 Kasım 1913 yılında Cezayir’in Mondavi kentinde dünyaya geldi. Yoksul bir ailede büyüyen yazarın babası 1. Dünya Savaşı’nda ölünce İspanyol asıllı annesiyle bu yoksul hayatı sürdürmeye devam etti. 1923 yılında Lise öğrenimine başladı. Burada başarılı bir öğrencilik hayatı sürdürdü ve Cezayir Üniversitesi’nde Felsefe Bölümü’ne gitti. Camus, üniversitedeki hayatı boyunca felsefe alanında kendini geliştirirken bir yandan da okulun futbol takımında kalecilik yapıyordu. Ne yazık ki yazarın 1930 yılında verem hastalığına yakalanması futbol kariyerini sonlandırdı ve yazar, akademik çalışmalarına odaklanmaya başladı. Üniversitedeyken bir yandan da politikayla ilgileniyordu ve 1934 yılında Komünist Parti’ye katıldı. O dönemde İspanya, yaklaşan iç savaş sesleriyle çalkalanmaktaydı ve Camus, İspanya’nın milliyetçi Franco’nun eline düşeceği kaygısıyla bu partiye kaydoldu ve faşizm karşıtı hareketlerde yer aldı. Komünist Parti üyesi olması tamamen hümanizm doğrultusundaydı. Komünizmi de Sovyetler Birliği’nin metotlarını da ağır bir dille eleştiriyordu ve bu yüzden farklı ideolojik bakış açıları nedeniyle sonraki yıllarda partiyle ilişkisi sonlandırıldı. Yazar, Simone Hie ile evlendi fakat evlilikleri çok kısa sürdü. Albert Camus’nün ikinci evliliği 1940 yılında matematikçi ve piyanist Francine Faure ile gerçekleşti ve bu evliliklerinden Catherine ve Jean adında çocukları oldu. İkinci Dünya Savaşı, ilk yıllarda “Yalancı Savaş”, “Komik Savaş” olarak adlandırılıyordu ve Nazi Savaş Makinesi Wehrmacht’ın, Luftwaffe’nin ve Kriegsmarine’nin insanlık tarihine büyük bir felaket getiren sesleri henüz duyulmamıştı. Camus, bu yıllarda Naziler’e karşı kurulan Fransız Direniş Birliği’ne katıldı ve pasifist olarak yazılarını ve politik görüşlerini Combat adlı bir gazetede sundu. 1942 yılında en çok bilinen eseri Yabancı’yı ve Camus felsefesinin ana hatlarının görülebileceği Sisifos Söyleni’yi yayımladı. Camus, 1943 yılında Combat gazetesinin editörlüğünü yapmaya başladı. İkinci Dünya Savaşı’ndan iki yıl sonra gazetenin gittikçe ticari bir hâl alması Camus’nün bu gazeteden ayrılmasına neden oldu. Albert Camus, varoluşçu felsefenin o dönemdeki büyük isimlerinden Jean Paul Sartre ile bu yıllarda tanışmıştı. 1950’li yıllarda kendini insan haklarına adadı ve bu amaçla çeşitli eylemlerde bulundu. Bunların arasında idam cezalarına karşı savaşı bilinmektedir. Arap isyanları sırasında bu isyanların Sovyet destekli olduğunu düşündüğünden Cezayir’in bağımsızlığına karşı çıkıyordu fakat ülkenin özerk veya fedarasyon olması gerektiğini savunuyordu. Araplarla Cezayir doğumlu Fransızların beraber yaşayabileceğini düşünen Camus, bu yıllarda idam cezasına çarptırılan Cezayirlilerin bu cezadan kurtulabilmesi için mücadele etti. Camus, varoluşçu bir yazar olmasına karşın kendisini o kalıba sokmayı reddederdi. Yine de Camus, varoluşçu bir yazar olarak değer görür fakat Camus eserleri varoluşçuluktan da öte absürdizm içerir. Varoluşçuluk ya da egzistansiyalizm, bir insan ve birey olarak “var olmanın” anlamını araştırmaktayken, absürdizm ise bireyin böyle bir anlam bulma amacının beyhude olduğunu savunur. Fakat Camus’nün de belirttiği gibi bu beyhudelik yanlış anlaşılmamalıdır. Camus sözleri ile bunu kendisi açıklamaktadır: “Hayat hiçbir şey değildir, itina ile yaşayınız.” Camus burada, hayatın bir anlamını aramanın boşuna bir uğraş olduğunu, sonunda hiçbir anlam bulamayacağımızı; fakat bunun hayatı en güzel şekilde yaşamamızın önünde bir engel oluşturmaması gerektiğini savunur. Absürdizmin en net açıklaması budur. Sisifos* Söyleni’de tüm bunlardan bahsederken Camus, fikirlerini Yabancı kitabındaki ana karakteri Mösyö Meursault’ta kişiliğe büründürür. Mösyö Meursault, hayatın bir anlamı bulunmadığının bilincindedir; fakat dilediği her şeyi yapmakta özgür hisseder kendini. Hayatını kendi biçimlendirir. Kelimenin tam anlamıyla “absürt” yaşamaktadır. Alber Camus kitapları Yabancı’da ve Veba’da bu temaları işlemiştir. Camus’nün en çok bilinen diğer çalışmaları “Başkaldıran İnsan”, “Düşüş” ve “Sürgün ve Krallık” adlı eserleridir. Yazar, varoluşçu ve absürdist romanlarının yanında birçok piyes uyarlaması yapmıştır ve tiyatro alanında aktif bir rol oynamıştır. Albert Camus’nün değerli, etkileyici eserleri ve makaleleri, yazarın 1957 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’nü kazanmasını sağlamıştır. Çağımızı derinden etkileyen isimlerdendi Albert Camus. Ona “En tuhaf ölüm şekli nedir?” diye sorulduğunda “Sanırım bir araba kazasında ölmek.” diyordu. Tuhaf bir tesadüftür ki büyük yazar, 1960 yılında Fransa’da bir araba kazasında hayatını kaybetti. Albert Camus’nün ruhu, eserlerinde “var olmaya” devam etmekte.
  • Kelly Barnhill
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    18,47 MB
    Eser Türü: Kitap
    Uzun yıllardır kötü bir cadının korkusu ve sebep olduğu kederle yaşayan bir şehirde her yıl “kurban günü”nde o yıl doğan en küçük bebek cadıya kurban olarak sunulur. Şehrin yöneticileri kurban edilecek çocuğun ailesine durumu bildirir ve kendilerini hazırlamasını ister. Kurban günü geldiğinde büyük bir törenle çocuk evinden alınır ve ormandaki sunağa bırakılır, çocuğun akıbetini kimse bilmez. Aslında kötü cadı yoktur, cadı Xan, halkın bu çocukları istemediği için ormana terk ettiğini düşünüp onları kurtarıyordur. Bir sene annesi kızını vermek istemez ama zorla bebeğini elinden alınır. Xan tam vaktinde yetişip bebeği kurtarır ancak bebeği yıldızlardan değil de aydan damıttığı sütle besler ve büyü bebeğin içine girer. Xan bunun üzerine bebeği kendi büyütmeye karar verir çünkü eğitimsiz bir büyücü hem kendi hem de çevresi için tehlikeli olacaktır. “Elinizden bırakamayacaksınız... Ay Işığını İçen Kız, çocuk klasikleri Peter Pan ve Oz Büyücüsü kadar heyecan verici ve katmanlı.”-New York Times- 2017 Newbery Medal ÖdülüNew York Times Çoksatanlar Listes (Tanıtım Bülteninden)
  • Selçuk Aydemir
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    9,60 MB
    Eser Türü: Kitap
    Mahalle kültürünün son demlerinin yaşandığı yıllar… İlk arkadaşlıkların okuldan değil de apartmandan kurulduğu, bakkala diye evden çıkıp arkadaşlarla sokaklarda oynanan zamanlar… Küçükçekmece’nin küçük bir mahallesinde büyüyen ve artık gerçekten büyüdüğüne inanan Selçuk, çetecilik işlerini bırakıp gideceği “süper” lise ile hayatında başka bir sayfa açma hayalleri kurarken evdeki hesap çarşıya uymuyor. Selçuk ne kadar beladan uzak durmak istese de arkadaşları Mete, İsmet ve Serkan’ın da farkında olmadan yaptıklarının katkısıyla belanın tam ortasında buluyor kendini. Çalgı Çengi, Düğün Dernek, Kardeş Payı ve İşler Güçler gibi dizi ve filmlerin senarist ve yönetmeni Selçuk Aydemir, 15 yaşındaki bir ergenin gözünden ilk aşkları, arkadaşlıkları, hayalleri, aileyi ve mahalle yaşamını anlatıyor. Fonda da Selçuk ve arkadaşlarının okulun en belalı adamına karşı giriştikleri mücadelenin mizah dolu hikayesi var. Beden dersinin olduğu gün formasının altına eşofman giyenler, siyah-beyaz tüplü televizyona Commodore 64 bağlayan dedeler, sevdiği kıza açılırken ölecekmiş gibi olup da ölmeyenler, kolay çarpılıyor diye Pi’yi 3 değil de 5 alanlar, mahallenin mavi tikli official ulakları yani dırdırcı teyzeler ve arkadaşlık yeminini tamamlamaya kararlı bir grup ergen başrolde Liseden Arkadaşlar’da… Selçuk Aydemir’den lise sıralarını hatırlatacak, sıcacık, bol kahkaha vaat eden bir kitap… (Tanıtım Bülteninden)
  • Selçuk Aydemir.
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    12,83 MB
    Eser Türü: Kitap
    Tabletlerin, akıllı telefonların olmadığı 90'lar… Belki de çocukların "çocuk"olduğu, "çocuk gibi" oynadığı son yıllar… Küçükçekmece'nin küçük bir mahallesinde kendisine idol olarak gördüğü "mahallenin reyisi" İsmet'in gözüne, dahası çetesine girmek için bin bir takla atan Selçuk'un, bu uğurda iki arkadaşıyla birlikte çete kurup mahallenin altını üstüne getirmesinin mizah dolu hikâyesi… Kardeş Payı, Düğün Dernek, İşler Güçler, Çalgı Çengi gibi unutulmaz film ve dizilerin senaristi Selçuk Aydemir, 9 yaşındaki bir çocuğun para kazanmak için bulduğu akıl almaz yöntemleri, yediği kazıkları, hayal kırıklıklarını, başarma hırsını ve bu hırs uğruna yaşadığı trajikomik anıları yine 9 yaşında bir Mahalleden Arkadaşlar, bakkalı, camisi, tozlu sokakları, terk edilmiş evleri, tatlı rekabetleri, has abileri, dırdırcı kadınları, fırlama çocukları, Amigaları, renkli civcivleri, fragmanlı sinemaları, halı saha maçları ile 90'ların mahalle hayatına kısa bir zaman yolculuğu vaat ediyor. "Hey gidi günler…" demek de, "Bak, bunu ben de hatırlıyorum," demek de, "Ayy, bunu biz de yapmıştık!" demek de serbest. Selçuk Aydemir'den eğlenceli, heyecanlı, doludizgin akan bir kitap… (Tanıtım Bülteninden)
  • Muzaffer İzgü
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    80,32 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: irem kalın
    Küçük arı büyüklerinin sözünü dinlemeyip yuvasından uzaklara uçarak kaybolursa başına neler gelir? Ya büyük bir kente yolu düşerse, ya karşısına bir eşekarısı çıkarsa? Küçük arı yeniden yuvasına kavuşacak mı dersiniz?..

Sayfalar