En Son Eklenenler

Toplam 56597 sonuçtan 34171 - 34180 arası görüntüleniyor.
  • yuval noah harari
    insan sesi mp3 - Türkçe
    35 Ayrım
    742,96 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Felsefe
    Seslendiren : Mehmet Zafer Ulusan
    Konusu:
    Hayvanlardan Tanrılara Sapiens kitabıyla insan türünün dünyaya nasıl egemen olduğunu anlatan Harari, Homo Deus'ta çarpıcı öngörüleriyle yarınımızı ele alıyor. İnsanlığın ölümsüzlük, mutluluk ve tanrısallık peşindeki yolculuğunu bilim, tarih ve felsefe ışığında incelediği bu çalışmasında, insanın bambaşka bir türe, Homo deus'a evrildiği bir gelecek kurguluyor. Yola "önemsiz bir hayvan" olarak çıkan Homo sapiens, tanrılar katına ulaşmak uğruna kendi sonunu mu hazırlıyor? Homo sapiens nasıl oldu da evrenin insan türünün etrafında döndüğünü iddia eden hümanist öğretiye inandı? Bu öğreti gündelik yaşantımızı, sanatımızı ve en gizli tutkularımızı nasıl şekillendiriyor? İnsanı inekler, tavuklar, şempanzeler ve bilgisayar programlarının tümünden ayıran yüksek zekası ve kudreti dışında herhangi bir alametifarikası var mı? Tarih boyunca benzeri görülmemiş kazanımlar elde etmemize rağmen mutluluk seviyemizde neden kayda değer bir artış olmadı? "Tüm bunları anlamak için tek yapmamız gereken geriye dönüp bakmak ve Homo sapiens'in aslında ne olduğunu, hümanizmin nasıl dünyaya hakim bir din hâline geldiğini ve hümanizm rüyasını gerçekleştirmeye çalışmanın aslında neden insanlığın kendi sonunu getireceğini incelemektir. İşte bu kitabın temel meselesi budur." "Okurken hem eğlenecek hem de çok şaşıracaksınız. Her şeyin ötesinde, kendinizi daha önce hiç düşünmediğiniz şeyleri düşünürken bulacaksınız." -Danıel Kahneman, Hızlı ve Yavaş Düşünme'nin yazarı- "Homo Deus'u okuduğunuzda uzun ve zorlu bir yolculuğun ardından vardığınız bir uçurumun kenarında durduğunuzu hissedeceksiniz. Yolculuğun artık bir önemi kalmayacak, çünkü bir sonraki adımınızı engin bir boşluğa atacaksınız." -David Runciman, The Guardian- (Tanıtım Bülteninden)
  • Ayhan Gezgin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    17 Ayrım
    257,93 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Roman/Öykü
    Seslendiren : nurçehre elver
    Konusu:
    "Nedir bu, dedi kendi kendine, tüm bu olup bitenler nedir, niçin buradayım, niçin hâlâ yaşıyorum? "Belki, diye düşündü, bir kazazedeyim, batan bir gemiden kurtulan son kişiyim. Ama bu dağlarda deniz yok. O zaman, dedi, belki gemisi batmış Nuh'um ben. Gemim selde dağlara çarpıp parçalandı, eşim, çocuklarım, kardeşlerim, hayvanlarım, hepsi öldü gitti. Felaketten bir işaret kalsın diye geride bir tek ben kaldım." Yola çıkarken bedeninin bir soğan zarı gibi tek tek soyulacağını sanan ama aksine bir ağaç kütüğü gibi kat kat kabuk bağlayan, katılaşan bir kahraman. İnsan sesinin olmadığı, işitilmediği bir yere ulaşmak için ülkeyi bir uçtan diğerine kat ediyor. Hiçbir şey arzu etmiyor sanki, hiçbir şey talep etmiyor. Böyle bir varoluş mümkün olabilir mi? Uzun Yürüyüş Ayhan Geçgin'in dördüncü romanı. (Tanıtım Bülteninden)
  • Reşad Ekrem Koçu
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    763,04 KB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Tarih
    Konusu:
    Bu kitap zaferlerle dolu şanlı tarihimizin şehitler ve gaziler timsali Mehmetçik’in şanındadır.” Reşad Ekrem’in dilinde tarih gerçek hayattan daha canlı, daha güzel, daha büyülü… “20. yüzyılın başında şehrin hüzünle yaraladığı ve şehrin hüzünlü ama tamamlanmamış bir imgesini yaratan o özel ruhlardan biridir Reşad Ekrem Koçu.” Orhan Pamuk “Uzun yıllar öncesine dönüyorum ve Murat Reis’in Oğlu’nu okumaya başlıyorum. Büyük bir hayranlıkla okuduğum bu roman uçsuz bucaksız denizlerden geçip giderek bana Osmanlı tarihini sevdiriyor. Yazarı Reşad Ekrem Koçu, Osmanlı tarihini ‘bugünde yaşatan’ mucizevi, görkemli bir yazar! Reşad Ekrem’in eşsiz eseriyle dostluğum artık hep sürecek, herhalde ölünceye kadar…” Selim İleri Reşad Ekrem Koçu, Tarihimizde Kahramanlar’ı şu sözlerle sunuyor: “Bu kitap zaferlerle dolu şanlı tarihimizin şehitler ve gaziler timsali Mehmetçik’in şanındadır. (...) Tarih kaynaklarımızın sayfaları arasında unutulmuş kahramanların isimleri üstündeki tozu gözyaşlarımla sildim ve onları büyük, parlak şöhretlerin yanında alfabe sırasına koydum; mareşallerden neferlere, hiçbir rütbe, kademe gözetmedim. Bu kitabın sayfalarında kahramanlarımız omuz omuza bir saftadırlar. Unutulmuş isimler olacaktır; o şehit ve gazilerin aziz ruhlarından af dilerim.”
  • Lucius Annaeus Seneca
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,59 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Felsefe
    Konusu:
    Birinci Kitap Hoşgörü Üzerine (De Clementia), Nero'dan günümüze tüm yöneticilere bir ithaftır. İmparatorlar hoşgörüleriyle hatırlanır ve itibar kazanırlar; zalimlikleriyle değil. Romalı hatip Lucius Annaeus Seneca'nın sözleri günümüzde yankı bulacak bir bilgeliğe ulaşır: "Zira kimse bir maskeyi uzun süre taşıyamaz, uydurma şeyler çabucak kendi doğalarına geri döner; şöyle diyeyim, temelinde doğruluk yatan her şey zeminden boy atar, zamanı geldiğinde de daha büyük, daha iyi olarak ortaya çıkar." Stoacı yaşam felsefesinin öğütlediği üzere doğada nasıl bir denge ve uyum aranıyorsa, yöneticiler ile halk arasında da hoşgörü, akıl ve adalet temelinde benzer bağlar kurulmalıdır. İkinci kitap Ruh Dinginliği Üzerine (de tranquillitate animi)'de ise gerçek mutluluğun kapısı aralanmaya çalışılır. Stoacı düşüncenin temel ilkeleri esasında her birey için kaçınılmaz ruhani alıştırmalardır, yapılması gereken günlük erdemlerdir: Bir insanın diğer insanlara karşı görevlerini bir yükümlülük olarak üstlenmesi ve böylece kendisini sınaması gerekir. Arkadaşlık ruh dinginliğine katkıda bulunur; çok büyük servet ise ona zarar verir. İnsanın kendi gereksinimlerine sınır koyması gerekir. Bilge kişi ölümü hiçe sayar ve her şeye hazırlıklı olur. Aksilikler kuruntu etmeden, anlayışla karşılanmalıdır. İnsanlara düşman olmamak, olağan kusurları gülerek karşılamak ve zihin için gerekli olan dinlenmeyi hiç unutmamak gerekir: "Sık sık da kendi içine çekilmelidir insan; çünkü birbirine benzemeyenlerin arkadaşlığı uyumlu bağları kargaşaya sürükler ve yeni zaaflar uyandırır, ruhta bulunan ve tümüyle iyileştirilemeyen zayıf her ne varsa bunları kötüleştirir. Bununla birlikte şu iki şeyin birbiriyle harmanlanması ve sıra ile yapılması gerekir: Yalnızlık ve kalabalığa katılma. Yalnızlık bizim insanlara karşı özlem duymamıza sebep olur, kalabalık ise kendimize karşı özlem duymamıza ve biri diğeri için çare olur: Yalnızlık, kalabalığa karşı duyulan nefrete, kalabalık, yalnızlıktan duyulan bıkkınlığa çare olur." (Tanıtım Bülteninden)
  • Ayfer Tunç
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,03 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Roman/Öykü
    Konusu:
    "İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?" "Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz." "Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?" "Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz." "İyi ya boş değildi kucağım." "Ama yandınız, kül oldunuz." "Ama vardım, kül bunun kanıtı." 12 Eylül'ün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi... Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek... Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın... Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma. Modern zamanların karmaşık insanlık halleri Ayfer Tunç'un usta kaleminden unutulmaz bir edebiyat şölenine dönüşüyor. Suzan Defter, daha önce öykülerinden biri olduğu Taş-Kâğıt-Makas'tan azat olmuş, tek başınalığı hak etmiş bir eser. (Tanıtım Bülteninden)
  • Edip Cansever
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    5,19 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Şiir
    Konusu:
    "Şöyle ki: Martılardan bir tanesi yalnız yaşıyormuşçasına boşlukta Dünyanın en heyecanlı çizgilerini çizdi Ve bulutlar doldurdu bu kıvrımları yavaştan Ve benim yarattığım tanrılar ki, geldiler Bir inip bir çıktılar çocuklar gibi Çığlık çığlığa" ... "Ne çıkar siz bizi anlamasanız da Evet, siz bizi anlamasanız da ne çıkar Eh, yani ne çıkar siz bizi anlamasanız da"
  • Edip Cansever
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    10,79 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Şiir
    Konusu:
    "Doğanın bana verdiği bu ödülden Çıldırıp yitmemek için İki insan gibi kaldım Birbiriyle konuşan iki insan" ... "Ve işte bir dip balığı su boşluğunda Çırparaktan yüzgeçlerini Hiç kimseye uymayan bir mevsim öneriyor
  • Erhan Afyoncu
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    1,33 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Tarih
    Konusu:
    Türkiye'de Sabatay Sevi ve dönmelik en merak edilen ve en çok üzerinde efsane üretilen konuların başında gelir. 17. yüzyılın ikinci yarısında mesihim diye ortaya çıkarak, bütün dünyadaki Yahudiler'i heyecanlandıran Sabatay Sevi, Osmanlı yönetiminin konuşmalarını boş sözler olarak nitelendirip, sorguya alması üzerine Müslüman olarak kellesini kurtarabilmişti. Mehmed ismini alan Sabatay Sevi'nin bazı taraftarları da efendilerinin izinden giderek Müslüman oldular. Böylece görünüşte Müslüman, gizli olarak da Yahudiliği sürdüren ve "dönme" adı verilen bir topluluk ortaya çıktı. Ülkemizde günümüze kadar gelen bu topluluk hakkında birçok şehir efsanesi üretildi. Komplo teorileri o kadar ileri gitmiştir ki, Osmanlı arşivlerinde Sabatay Sevi hakkındaki belgelerin yokedildiği iddiaları ileri sürülmüştür. Bu kitap bu iddiaların doğru olmadığını ortaya koyan bir araştırmadır. Sabatay Sevi ve Sabataycılık, öncelikle Osmanlı İmparatorluğu'nun bir meselesiydi ve Türk arşivleri kullanılmadan yazılacak her çalışma eksik kalmaya mahkûmdu. Bu araştırmada arşivlerde ilk defa bulunan Osmanlı belgeleri ışığında dönmeliğin kurucusu Sabatay Sevi'nin hikâyesi anlatılmıştır.
  • Johann Wilhelm Zinkeisen
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    8,50 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Tarih
    Konusu:
    Altı Yılda Çevirilen En Geniş Osmanlı Tarihi Dünyanın gördüğü iki büyük imparatorluktan biri olan Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihini yazmak için zor ve uzun soluklu çalışmalar gereklidir. Birçok farklı ülkenin kütüphane ve arşivlerinde uzun soluklu bir mesailer olmadan Osmanlı tarihi kaleme alınamaz. Osmanlı tarihi hakkında klasik hâle gelen ve en önemli araştırmalardan biri 20 yıldan fazla bir sürede Batı kütüphane ve arşivlerindeki çalışmalar sonucunda ortaya çıkan Johann Wilhelm Zinkeisen'in Osmanlı İmparatorluğu Tarihi'dir. Osmanlı İmparatorluğu'nun özellikle Avrupa ile ilişkileri açısından en önemli eserdir. Zaten Osmanlı tarihinin en büyük kısmının Avrupa ile ilişkilerden ibaret olduğu dikkate alınırsa en önemli Osmanlı tarihlerinden biri olduğu rahatça anlaşılır. Zinkeisen, eserini hazırlarken Türk tarihçilerinin haberdar olmadığı ve bugünkü şartlarda bile ulaşmalarının çok zor olduğu kaynakları kullanmıştır. Zinkeisen, Batılı kaynakları ve arşivleri Hammer'den daha fazla kullanan bir tarihçidir. Zinkeisen'in eserinde Osmanlılar'a karşı Avrupa'da kurulmaya çalışılan ittifakların, antlaşmaların perde arkaları, elçilerin İstanbul'daki faaliyetleri, Avrupalı hükümdarların Şark siyasetleri, Osmanlı devlet teşkilatı, savaşların gidişatı ve Osmanlı fetihleri hakkında inanılmaz ve duyulmamış teferruatlı bilgiler vardır. Erhan Afyoncu Büyük Osmanlı tarihinin asıl kaynakları kuşkusuz Başbakanlık Osmanlı Arşivleri, kadı sicilleri, vakıflar ve müftülük arşivleridir. Bu belge hazineleri kullanılmadan bu tarih hakkıyla yazılamaz. Ancak, Avrupa arşiv ve kütüphaneleri Osmanlı tarihi üzerinde muazzam bir malzeme yığını saklamakta ve Türk araştırıcılar ancak şimdilerde bu kaynaklara el atabilmektedirler. Avrupa arşivleri ve vekâyinâme kolleksiyonları, Avrupalı tarihçiler tarafından oldukça etraflı araştırmalara konu olmuştur. İlk araştırıcılar, XV-XVI. yüzyılda Angielello, Giovio, Sansovino gibi İtalyan tarihçilerdir. Bu bakımdan Avusturyalı tarihçi J. W. Zinkeisen, kuşkusuz başta gelir. Hammer'den farklı olarak Zinkeisen'in eserini orjinal ve değerli kılan nokta, olaylarla çağdaş Batı kaynaklarını ayrıntılı biçimde kullanmasıdır. Zinkeisen, yayınlanmış belge kolleksiyonlarını ve çağdaş kronikleri kullanır (bu arada A. von Gevay, Urkunden und Aktenstücke zur Geschichte der Verhältnisse zwischen Österreich, Ungarn und der Pforte im XVI und XVII Jahrh., III cilt, Viyana 1838-1842; Charrière, Négociations de La France Daus le Levant, Paris 1848-1860). Zinkeisen'in eseri, 19. yüzyıl ortalarında yazılmış olmakla beraber, geniş bir perspektif içinde kullandığı kaynaklar dolayısıyla bugün de değerini korumaktadır. Özellikle, şimdiye kadar hiçbir Türk tarihçisinin yabancı kaynakları bu ölçüde kullanmadığı göz önüne alınırsa, eserin Türkçe çevirisi tarih edebiyatımız için büyük kazançtır. Zinkeisen'den yaklaşık yarım yüzyıl sonra N. Jorga (Iorga), Osmanlı Tarihi üzerinde yeniden 5 ciltlik bir genel tarih yayınladı: Geschichte des Osmanischen Reiches, Gotha 1908-1913. Jorga'nın tarihini ötekilerden ayrıt eden özellik, İtalyan arşivlerinde çalışarak topladığı orjinal belgeleri eserinde kullanmasıdır (bu belgeler VI. cilt halinde Bükreş'te yayımlanmıştır: Notes et Extraits pour servir à léhistoire des Croisades). Jorga'nın beş ciltlik eseri gibi Zinkeisen'i de Türkçeye kazandıran değerli tarihçi, Erhan Afyoncu ve mesai arkadaşlarını burada kutlamak bir ödevdir. Prof. Dr. Halil İnalcık Johann Wilhelm Zinkeisen, altmış yıllık bir ömrün içine bizce Osmanlı İmparatorluğu tarihçiliğinin en önemli eserini sığdırmış bir yazardır. Doğu dillerini bilmiyor, daha ilginci Türkçeyi de. Araştırmalarında Türkçe kaynaklar, arşiv vesikaları ve vekayinâmeler yeralamaz. Hatta bu konuda sonraki tarihçilerden Romanyalı Nicolae Jorga'nın bile gerisindedir. Jorga hiç değilse birtakım vesikaları tercüme ettirmiş, tercüme edilen vekayinâmeleri harfiyen takip etmişti. Fakat Zinkeisen'i bence hepsine üstün kılan bir tarafı var. Kendi dünyasını yani Batı dünyasını bütün ikincil kaynaklardan ve de geniş ölçüde Viyana, Venedik ve diğer ülke arşivlerinden tarayarak ortaya çıkarıyor. İşte bu, 19. yüzyılın ortasında yazılan bir Osmanlı tarihine çok büyük bir değer kazandırmaktadır ve bu nedenle Zinkeisen'i şahsen bütün araştırma hayatımda kullanmışımdır. Mesela 1711 Prut Barışı hakkında ne Hammer'de ne de başka bir kaynakta yeterli belgeyi bulamazsınız. Hâlbuki Zinkeisen burada antlaşmanın bütün alt vesikalarını, mahiyetlerini ratio-legis dediğimiz bütün unsurların hepsini tespit etmektedir. O kadar ki Kırım Hanlığı'nın 1711 tarihli bir üniversalyasını araştırdığım zaman Zinkeisen'de daha birtakım yan belgelerin yer aldığını görmüştüm. Görünüşte Alman bölgesinin tipik Batılı bir tarihçisidir. Önemli ikinci eserinin doğrudan doğruya modern Yunanistan tarihi ile ilgili olduğunu söylemeliyiz. Bu eser de bir an evvel Türk diline kazandırılmalıdır. Burada bence Yeditepe Yayınevi çok önemli bir hizmet yerine getiriyor. Zinkeisen'in Osmanlı İmparatorluğu'nun Avrupa bölgesindeki tarihi çok önem kazanır. Yazarın alanı Avrupa bölgesidir doğru. Maşrık ülkeleri ile ilgili hemen hiçbir şey söylemiyor. Çünkü oradaki vesikaları ve vekayinâmeleri bilmesi mümkün değildir. Ama Balkanlar ve Avrupa tarihinin içinde Osmanlılığı bence bugüne kadar geçilemeyecek şekilde doğru yorumlamıştır ve esaslı bilgiler vermektedir. Buradaki arşiv vesikalarının bazılarına bugün artık ulaşmamız da mümkün değildir. O bakımdan Johann Wilhelm Zinkeisen'in eseri büyük önem kazanır. Zinkeisen, 1803'te doğmuş, çok genç yaşta doktora derecesini almış ve 1831'de üniversitede yer alamadığı için Privat-Doçent dediğimiz bir Alman akademik rütbesiyle ekmeğini kazanmak durumunda kalmıştır. Kazanmak durumunda kalmıştır diyoruz çünkü Privat-Doçente maaş verilmez. O takdirde gazetecilik yapmıştır. Eski dönemin gazetecilerini de göz önüne getiriniz. Toynbee bile gazeteciydi. Her halde bugünkülerle kıyaslanamayacak insanlar ve Zinkeisen bu arada da bu muazzam bu eseri meydana getirmiştir. Osmanlı İmparatorluğu'nun tarihi Heerens ve Ukerts koleksiyonu yayınları arasından çıkmıştır ve 1841 tarihinde tamamlanmıştır. Bu arada geçirilen redaksiyon çalışması üzerinde şahsen fikir sahibi değilim. Joseph von Hammer'in dehası ve geniş bilgisi Osmanlı tarih etütlerini bu dönemde kapsamaktadır. Hatta çağdaş bilimsel Bizans araştırmalarının bir anlamda öncüsü diyebileceğimiz Tirollü Fallmerayer bir Hammer hayranıdır ve Bizans tarihini kaleme alırken onun Osmanlı tarihinden etkilenmiştir. Muhtemelen Zinkeisen için çağdaşları arasında böyle bir etki yaptığını söyleyemeceğiz ama hiç şüphesiz ki daha çok uzun zaman Zinkeisen'i okumadan Osmanlı tarihini mütalaaya almak, tetkik etmek mümkün olmayacaktır. Bu nedenle Yeditepe Yayınevi'ne ve Mütercim Nilüfer Epçeli'ye teşekkür etmeyi bir borç biliyorum. Açıkça söylemek gerekir bizim tarihçi çevrelerimizde Alman edebiyatına, Almanca tarih kaynaklarına çok müracaat edilmiyor. Eskiden daha çok edilirdi. Bu nedenle Zinkeisen'deki bilgilerin bu tercüme ile yeni nesil tarihçilere ve öğrencilere aktarılacağına hiç şüphem yoktur. Ve bu çok büyük bir ufuk açacaktır. Prof. Dr. İlber Ortaylı
  • Stanford J. Shaw
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    2,73 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Tarih
    Konusu:
    Osmanlı İmparatorluğu ve Modern Türkiye

Sayfalar