Yazara Gore Listeleme

  • Samantha Young
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    821,14 KB
    Eser Türü: Kitap
    Samantha Young'un Dublin Caddesi kitabını biliyorsunuzdur, bu kitapta ise Caine Carraway ve Alexa Holland ile tanışmış olduk. Braden ne kadar sevimli, rahat ve şakacı ise Caine bunların tam tersi. Tabi tıpkı Braden gibi zengin bir CEO ama geçmişinde hayatını mahveden hatadan dolayı da çok sinirli. Alexa ise hayatını mahveden adamın kızı. Alexa babasının geçmişte yapmış olduğu şeyi yeni öğreniyor ama bu yalnız adamı görünce ağzından kaçırıyor, amacı özür dilemek üzgün olduğunu söylemek ama Caine ona öyle davranıyor ki dövmekten beter ediyor. Caine ve Alexa arasındaki olaylar büyüyor, büyüyor.
  • Gürsel Korat
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    24 Ayrım
    381,75 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yelda
    “Dünya büyük bir yalnızlık diyarıydı, insan yalnızca kendisini bilmenin yalnızlığı içindeydi.” Güvercine Ağıt, Gürsel Korat’ın “Zaman Yeli”nden sonra yazdığı ikinci Kapadokya odaklı roman. Bu hikâyeye adım attığımız andan itibaren 13. yüzyıl sonlarındaki çokkültürlü, çokdilli etnik zenginliğin içinde dolaşıyoruz. Yazarın ayağını sıkıca bastığı İç Anadolu coğrafyasında dervişler, keşişler, Moğol askerleri, Venedikli tüccarlar var. Dönemin iktidar kavgası ise derinliğine kavranmış kişilerin ardındaki panoramada görünüyor. Bir “olumsuz kahraman” romanı bu: Stavro, bütün kötülükleriyle ama bütün ruhsal açıklığı içinde gözümüzün önünde. Bir adanmış kişilikler ve aşklar romanı aynı zamanda: Saruca Abdal ve Gülbeyaz göz kamaştırıcı bir öyküyle belirginleşiyor. “Güvercine Ağıt”, tutku ve cömertlik romanı biraz da: Civan ile Şamnalika unutulmaz. “Güvercine Ağıt”ı saflığın ve iyilikseverliğin romanı haline getiren Endülüslü Tüccar Fâzıl ile yol arkadaşı Mihayıl, sözleri kulağımızda çınlayan Alitokuş, hırsıyla can sıkıcı Muhyiddin, iyilik dolu Türkmen kocaları, güçlü ve çarpıcı kadın kahramanlar, hepsi bütün diğer karakterlerle birleşiyor ve zihnimizde koca bir destana dönüşüyor. Sarsıcı ve büyük bir destana…
  • Oliver Sacks
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    35 Ayrım
    595,35 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yelda
    Dünya çapında ün kazanmasını sağlayan kitaplarında beyin ve sinir sisteminin tuhaflıklarını, insanın birbirinden zor durumlara uyum sağlayabilme becerisini anlatan Oliver Sacks, bu sefer kendini odağa alıyor. Sadece yıllarca hayret ve keyifle okuduğumuz vaka tarihçelerinin yazarı nörolog Sacks’ı değil, son ânına kadar dolu dolu yaşanmış bir hayatın öznesi olan Sacks’ı da tanıyoruz “Hareket Halinde”de: Ailesiyle ilişkisinden İngiltere ve Amerika arasında bölünen hayatına, motosiklet, seyahat ve ağırlık kaldırma tutkusundan sevgililerine ve tanıdığı ünlü ünsüz pek çok sıradışı insana, Sacks hayatından her yönüyle, dürüstçe ve heyecanla bahsediyor. Motosikletini tek başına sürmeyi sevdiği yollarda, hayatının sonuna dek hastalarını ilgisiz bırakmadığı hekimlik hayatında, yazdığı binlerce sayfada durmak dinlenmek nedir bilmeyen bir insanın, daima hareket halinde bir hayatın hikâyesi. “Samimi bir kitap... Yaşam ve merhametle dolup taşıyor.” New York Times “Müthiş... Sacks kendini de başkalarını incelediği gibi inceliyor: Şefkatle, cesaretle, zekice, her halini kabullenerek ve dürüstçe.” Wall Street Journal
  • George Prochnik
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    42 Ayrım
    729,49 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yelda
    "Kozmopolit sözcüğü iki dünya savaşı arasındaki Avrupa'da, yabancı düşmanları, faşistler ve Yahudi karşıtları için kirli bir kelimeydi, ancak aynı zamanda bir kod adıydı. Kozmopolitlik hiç kimsede dev Viyanalı yazar ve hümanist Stefan Zweig'ın kişiliğindeki kadar karizmatik şekilde cisimleşmemiştir. Naziler Avusturya'yı işgal ettiğinde Zweig anayurdundan sürülmüştü. Kendisi geçtiğimiz asırda dünya edebiyatındaki haklı yerinden de sürgün edildi. George Prochnik'in bu büyüleyici ve titiz biyografisinde sürgün, evine dönüyor." -Judith Thurman, Isak Dinesen: The Life of a Storyteller'ın yazarı- "Stefan Zweig'ın sürgününü hassas, duygusal açıdan şaşmaz ve fevkalâde çağdaş üslupla kaleme alan George Prochnik, bu konuda okuduğum diğer tüm yazarlardan daha başarılı biçimde, savaş döneminde yurdundan edilmenin acı dolu entelektüel ve ruhsal bedelini aktarıyor. Öznesinin dokunaklı ve şaşırtıcı arayışının -savaş öncesi Viyanası'ndan New York'un taşrasına, 1939 Dünya Fuarı'ndan nihayetinde Zweig'ın yaşamına son verdiği Brezilya'daki ücra köye kadar- dikkatlice izini sürerek, Avrupa'nın en büyük edebi şöhretlerden birinin Goebbels'in 'gidecek olan leşler' diye aşağıladığı umutsuz, kültürden yoksun sürgünlerden birine dönüşmesini canlandırıyor. Çoğumuz için hayal edemeyeceğimiz türden bir yenilginin içyüzünü kavramak adına yazarın kendi ailesinin savaş dönemine ait geçmişine başvurması ise bu kitabın kayda değer yönlerinden sadece biri. Biyografik empati ve imgelemin olağanüstü bir çalışması." -Daniel Mendelsohn, The Lost: A Search for Six of Six Million'ın yazarı- "George Prochnik genellikle en kalıplaşmış alan olarak düşünebileceğimiz biyografi yazınındaki gelenekleri ters yüz ederek, bizleri bir yazarın kişiliğine götüren hareketli ve gerilim dolu, neredeyse romanvari bir keşif yolculuğuna çıkarıyor. Bu kişinin, döneminde Alman dilinin en sıra dışı ve en çok zulmedilmiş yazarı Stefan Zweig olması kitabı iki kat dikkat çekici kılıyor." -Lawrence Osborne, The Forgiven'ın yazarı- "Prochnik kıvrak zekâyla ve duygusallığa kaçmadan, anlaşılması güç bir karakter olan Zweig'ın yaşamını kavramamızı sağlıyor. Kavradığımız sürgün, kimi yazar için lambadaki cin iken, kimileri için öldürücü darbe anlamına gelir. Hayatı, Nazilerden kaçtıktan sonra, eşiyle birlikte çifte intiharla son bulan Zweig için de ikincisinin geçerli olduğu söylenebilir. Biyografi, Zweig'ın dünyası -gazetecilik, kafe kültürü, Viyanalılığa özgü kendini beğenmişlik, Yahudiliğe özgü kendini beğenmişlik- üzerine dört dörtlük mini denemeler etrafında şekilleniyor. Karşılığında Prochnik'in kendi öyküsüyle kucaklaşıyor: Yazar Almanya ilhakının ardından Avusturya'dan kaçıp Amerika'ya yerleşmiş bir ailede büyümüş. Kitap W. G. Sebald'ın izinden gidiyor." -Joan Acocella, The New Yorker- "İmkânsız Sürgün, parlak bir biyografik meditasyon. Prochnik'in üslubu hem düşünceli hem hızlı; bir beatnik dehanın risksever ateşliliğiyle Walter Benjamin'in görkemli tekinsizliğini birleştiriyor. Bitmek bilmeyen, hüzünlü gezerliğin ustaca hikâyesinin altında yatan dokunaklı ve bilgece duyguya hayran kaldım." -Wayne Koestenbaum, şair ve eleştirmen- "George Prochnik'in İmkânsız Sürgün'ü, bir zamanlar dünya çapında sevilen ancak günümüzde unutulmaya yüz tutmuş Avusturyalı yazar Stefan Zweig'ın hayatının derinlemesine araştırılmış ve güzelce yazılmış incelemesi. Prochnik dosdoğru bir yaşamöyküsü yazmaktansa, kendi aile tarihindeki sürgün unsurlarını ve Zweig'ın novellalarındaki duyarlılığı ve inceliği yansıtacak bir biyografi çalışması üzerine düşüncelerini de katıyor." - Ruth Franklin, The New Republic yazarlarından-
  • Hermann Hesse
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    24 Ayrım
    222,69 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yelda
    Açıklık ve doğruluk (hakikat), yaklaşık aynı anlama geliyormuş gibi pek sık olarak yan yana söylendiği işitilen sözcüklerdir. Gelgelelim, birbirinden apayrı içerikleri niteler bunlar! Doğru'nun açık olduğu seyrek, pek seyrek, açık'ın doğru olduğu daha da seyrektir. Doğru hemen her zaman karmaşık, karanlık ve çokanlamlıdır; her sözcük özellikle "açık söz" doğru üzerinde uygulanan bir zorbalıktır. "Açıklık" her zaman için zorba nitelik taşır, çokyönlü olanı sadeleştirmeye, doğal olanı anlaşılır, hatta akla uygun kılmaya yönelik zorbaca bir girişimdir. Açıklık, özdeyişlerde bir erdemdir; özdeyişlerdeki cümleler sevimlidir, değerlidir, eğiticidir, espri yüklüdür, anlamlıdır; ne var ki, asla bir doğruluğu içermezler, çünkü her özdeyişin tersi de doğrudur. Bozkırkurdu'ndan Boncuk Oyunu'na yazını süreğen bir iç yolculuk çizgisinde okunabilen Hermann Hesse, politikadan kültüre, kitaplardan sevgi, mutluluk, ölüm temalarına açılan "palet"iyle özlü düşüncelerini bir araya getirdiği bu kitabında izlenimci bir ressam yalınlığıyla sesleniyor okura.
  • Simeon Sakskoburggotski
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    31 Ayrım
    571,37 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yelda
    Yapı Kredi Yayınları’ndan dünya siyasi tarihinin en sıra dışı otobiyografilerinden biri: “Benzersiz Bir Hayat, Bulgar Kralı II. Simeon”. 6 yaşında Kral oldu. Kimi aile üyeleri Komünist Parti döneminde kurşuna dizilince 9 yaşında sürgün olarak ülkesini terk etmek zorunda kaldı. Çocukluğu, İstanbul üzerinden gittiği İskenderiye’de, gençliği Madrid’de geçti. Bir gün, aklından ve kalbinden hiçbir zaman çıkarmadığı Bulgaristan’a geri dönme umudunu asla yitirmedi. Ve 1946 yılında sürgün edildiği ülkesine 50 yıl sonra, 1996’da geri döndü. Kurduğu siyasi hareket 2001 genel seçimlerinden zaferle çıkınca bir mucize gerçekleşti: Sürgün kral Başbakan oldu. Simeon Saxe-Cobourg-Gotha, Simeon Sakskoburggotski ya da daha bilinen adıyla II. Simeon’un (ona Mr. Europe da deniliyor) hayatı Avrupa tarihinden dünyaya açılan bir pencere adeta. Yaşamı ve verdiği mücadelede de Bulgaristan’ı hak ettiği refah seviyesine çıkarma mücadelesi. Ve bu benzersiz yaşamın kesiştiği Kraliçe Elizabeth’ten General Franco’ya, sâbık İspanya kralı Juan Carlos’tan İran Şahı Pehlevi’ye ve Fas Kralı II. Hasan’a kadar pek çok isim... Zamanın süzgecinden sabırla damıtılmış düşünceler ve benzersiz bir hayat.
  • Javier Marías
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    35 Ayrım
    397,31 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yelda
    Bir kez anlatmayagörsün insan, “Her şey anlatılabilir. Başlamak yeter, sonra çorap söküğü gibi gelir kelimeler.” En vahşi sırları bilme merakı insanı işlenen suça ortak eder mi? Masumiyetin yitirilişi, dinlemekle başlıyorsa susmak hiçbir şeye çare değildir artık. Belki de konuşmadan ve eylemeden duramayan insanın salt varlığıdır tüm suçların nedeni ve sonucu. Katil de odur, izleyen ve izleten de. Kelimelerin sonsuz olasılıkla dizildiği dünyalarımızda tüm sonlar ve ölümler, tüm aşklar ve başlangıçlar kendini dille var eder. Marías, yine derinlerden gelen sesiyle sıradan insanın serüvenini anlatıyor bize. En çok da susturulmuş sırlarıyla duvardaki portrelerine hapsolmuş kadınların, annelerin, kız kardeşlerin, sevgililerin hikâyelerini. “Ölüler ve uyuyanlar birer tablodan başka bir şey değillerdir” aslında. Dünkü acımasızlıkla bugünkü aymazlık arasındaki sağaltılamaz köprüyü çatan hikâyeler onlar. Dünkü cinayetle bugünkü düğün arasındaki düğümler...
  • Bülent Parlak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    127,78 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Büşra Tahan
    Bazı kadınlar zılgıttan beslenir bu topraklarda. Sesleri ne kadar fazla sokağa taşarsa üzüntülerini o kadar çok taçlandırdıklarına inanırlar. Çünkü bağırarak söylenen her ağıdın müşterisi ve hayranı fazladır. Bazı kadınlar ise başlarında yemenileriyle doğuştan bir soylu gibi davranırlar. Ne ölümün çığırtkan tarafları onları başka bir insana dönüştürebilir, ne de kırk gün kırk gece sürecek şamatalar. Bu kadınlar, karşılaştıkları olağandışı durumlarda bile hiçbir şeyin sükûnetlerine dokunmalarına izin vermezler. İşte annem, o sessiz kavme ait bütün kadınlar gibi şu sırrı fark etmişti: Bir hüznü en iyi anlatan şey sessizliktir.
  • İnan Çetin
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    93,06 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yelda
    Giderek güncelleşen bir kitap “Bin Yapraklı Lotus” İnan Çetin’in ilk öykü kitabının yeni basımı YKY’den çıktı. Bin Yapraklı Lotus (2003) toplumsal kaygılarını sağlam bir edebiyatla yansıtan İnan Çetin’in ilk kitabı. Çağının tanığı bir yazarın hemen bugün yazılmış kadar güncel öyküleriyle karşılaşacaksınız. “İnan Çetin’in öyküleri insanı canevinde gören bir derinliğin ürünü; sanırım bu yüzden öykünün bütüncül anlamı yerine, sözcüklerin çoğul anlamlarına dayanıyor. Öykünün bütünü bazen yalnızca kurmacayla oyun oynamaya götürür, onunla yetinir öykücü. Oysa sözcüklerin düz anlamlarının ötesinde görünmeyen anlamlarına, suskuların gizlerine ulaşmaya çalışarak yazmak, insanın derin dünyasına gönderir. Bin Yapraklı Lotus’ta anlamına ve tadına tam varabilmek için yeniden okuma isteği uyandıran öyküler var.” (Semih Gümüş)
  • Jean - Claude Grumberg
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    39,47 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yelda
    Çabuksığınları tanıyor musunuz? Yok, hayır, haritalara bakmayın, eski atlaslara da, çünkü Çabuksığın diye bir ülke yok. Çabuksığınların evleri her yer ya da hiçbir yer, özellikle de hiçbir yer. Neden özellikle hiçbir yer? Çünkü bir yerde doğanlar ve sadece doğdukları yerde evlerinde yaşayanlar Çabuksığınları sevmiyorlar, hatta onların evlerine yakın yerlerde doğanlar bile sevmiyor onları... Günümüzün en çetrefil insani sorunlarından bir tanesi göçmenler ve sığınmacılar hiç kuşkusuz. Peki bu sorunun çözümü ne kadar insani? “Çabuksığınlar”da, yeryüzünün bu ortak acısını olağanüstü bir hüzünle işleyen Jean-Claude Grumberg’in hikâyesine Ronan Badel’in muhteşem çizimleri eşlikediyor. Büyükler de, küçükler de unutmamalı: Bazen bir hikâye dünyayı değiştirir...

Sayfalar