Yazara Gore Listeleme

  • Jean Jacques Rousseau
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    233,88 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sevil Erol
    Fransız Aydınlanması’nın ‘aykırı’ sesi Rousseau, edebiyatın geleneksel türleri içinde kendisine kolayca bir yer bulamayan bu ‘anı’ ile ‘roman’ arası metinde, hayatı ile bir son hesaplaşma çabasına girişiyor. Bu hesaplaşma en başta düşünürün iç dünyasına, geçmişine yaptığı bir yolculuk anlamına gelmektedir. Yalnızca Aydınlanma’nın değil, tarihin en büyük ve en önemli devrimlerinden birini gerçekleştirmek üzere olan burjuvazinin, tarihe kendi ‘aklı’ ile yön verme hedefinin içinden yükselen uygarlık eleştirisi ve buna bağlı ‘doğaya dönüş’ çağrısıyla Romantik akıma öncülük etmiş, halk iradesinin monarşiye karşı üstünlüğünü savunan bu ‘eleştirel ses’, Rousseau’nun hayatının son yıllarında içine sürüklendiği yalnızlığın, tecrit edilmişliğin kalın duvarlarını ören sestir de.
  • Fakir Baykurt
    insan sesi mp3 - Türkçe
    49 Ayrım
    1663,31 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hülya İdemen
    Kara Ahmet bir zeki oğlan. Irazca’nın torunu, Bayram’ın “oğluş”u, Haçça’nın “çocca”sı. Karataş köyünde boy verip serpilen, sonra anasıyla, babasıyla, kardeşleriyle şehre göçüp, ninesini köyde yalnız koyuveren bir kara oğlan. Aklı fikri okumakta. Tek gayesi bir gün kaymakam olmak. Kırmak yoksulluğun, yoksunluğun belini. Şehre göçer göçmez okula yazılır Ahmet Oğlan. Okulun en birincisi olur. Her şey iyi gidiyor derken, babası başka akıllara uyar, ortaokul lise yerine onu “hoca”ya göndermeyi, İmam Hatip’e vermeyi koyar kafasına. Ahmet direnir annesiyle el ele verip. Ne de olsa Irazca’nın torunudur. Babasına rağmen bitirir ortaokulu liseyi, girer Ankara’da Siyasal’a. Fakülte’de yeşil parkalı “abi”lerle tanışır. Anlar öğretilenler başka, hayat başka. Yoksulların, emekçilerin yanında yer alır, gün olur coplanır, gün olur hapislere düşer... Kara Ahmet Destanı, bir çocuğun direnerek gün gün nasıl aydınlığa çıktığını anlatıyor; aynı zamanda emekçilerin, yoksulların ve tıpkı Ahmet Oğlan gibi onların yanında umuda yürüyenlerin mücadelesini dile getiriyor.
  • Emine Işınsu
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    11,13 MB
    Eser Türü: Kitap
    Işınsu, edebiyata şiirle başlamış, tiyatro ile devam etmiş, hikaye yazmış ve romanda karar kılmış yazarımızdır. İlk romanından itibaren başarıyı yakalamış olan yazar, roman tekniği ve tipleştirme açısından günümüz romanın ilk sırada gelenlerindendir. Romanlarında insanın çıkmazlarını ve iç çatışmalarını, özellikle kadın karakterileri ve onların psikolojik çözümlemelerini verişi yazarlığının üstün yanlarını oluşturur. Kalemi ile hayatı iç içe olduğundan, roman anlayışı da gerçekçidir. Sadece Türkiye Türkleri değil, dışarıdaki Türkler de onun roman dünyasının içindedir; Batı Trakya Türkleri, Bulgaristan Türkleri, Irak Türkleri ve onların dramları da romanlarına konu olur.
  • Servet Avcı
    metin - Türkçe
    4 Ayrım
    9,20 MB
    Eser Türü: Kitap
    O gün Hz. Ömer (ra) Şam Valisi’ne “adâleti yık, câmiyi yıkma” demedi... “Camiyi yık, adâleti yıkma” dedi. Biliyordu çünkü, adâlet yoksa din de yoktu.
  • Prof. Dr. Muhammed Hamidullah
    metin
    3 Ayrım
    51,25 MB
    Eser Türü: Kitap
    Onca büyük zenginliğine rağmen, bana öyle geliyor ki Fransız Edebiyatı, dünyanın belli başlı dinlerinden birinin tebliğcisi olan İslam Peygamberi'nin Siyer'i, yani hayatı ve eserleri ile ilgili kapsamlı bir çalışmadan yoksun gibi görünüyor.İşte elinizdeki bu eserde, O'nun hayatının çeşitli yönleri ele alınmaya çalışılacaktır.
  • Muhammed Ebu ZEHRA
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    41,87 MB
    Eser Türü: Kitap
    Muhammed Ebu Zehra, 1898 yılında Mısır'ın El Mahalletü'l-Kübra mıntıkasında dünya'ya gelmiştir. Dindar ve tanınmış Şeyh Mustafa Ebu Zehra eş-Şeştavi'nin kabri bugün bile çok müslüman tarafından ziyaret edilegelmektedir. Çocuk yaşlardan ilik tedris etmeye başlayan Ebu Zehra, Kur'an hafızı olduktan sonra dini ilimleri tamamlamış ve müspet ilimlerin de tahsilini yapmıştır. 1913 yılında el-Camiü'l-Ahmediye Medresesinde okurken temayüz etmiş, onbeş yıl okumadan El-Ezher'den mezun olmuştur.. Daha sonra, 1916 yılında Medresetü'l-Kada es-Şer'i ye giderek 1925 yılında mezun olmuş ve aynı okulda kendisine öğretim görevi verilmiştir.
  • Melike ilgün
    insan sesi mp3 - Türkçe
    50 Ayrım
    1344,24 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hürrem Kutlu
    Öbür dünyada en büyük düşmanınızla bir odaya kapatıldığınızı düşünün. Hiç kimse yok. O, siz ve kininiz, o kadar! Ne yapardınız? Melike İlgün bu sorunun peşine düşüyor. Mustafa Kemal Atatürk'e âşık iki kadını, Fikriye ve Latife'yi öbür dünyada bir araya getirip hesaplaştırıyor. Kemale Eren Kadınlar Fikriye'yi, Latife'yi ve onların Mustafa Kemal'ini anlatıyor. Okumak için geç kaldım diye kızdım kendime... Tarihi bir aşka aynı anda iki farklı açıdan bakıyor olmak insanda saatlerce okuma isteği uyandırıyor. Sözcü Kemale Eren Kadınlar Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuna ışık tutuyor. Cumhuriyet Bu kitap çok konuşulacak! Latife ile Fikriye öbür dünyada karşılaşırsa... Hafta Sonu Melike İlgün ölümüne susmuş iki kadına yeniden can verip, bu dünyada yarım kalmış hesaplaşmalarını devam ettiriryor. Tempo Melike İlgün iki kadının hesaplaşmasına yer verirken, onların gözünden cumhuriyet tarihine bakış atıyor. Elele Bu kitap farklı... Bu defa Kemal Atatürk'e âşık olan kadınlar olarak değil, yalnızca Fikriye ve Latife olarak... Gazeteport
  • Wilbur Smith
    insan sesi mp3 - Türkçe
    64 Ayrım
    1263,94 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Füsun Kuzuoğlu
    "Hükmedenler" Güney Afrika'nın bağımsızlık savaşı sırasındaki çarpıcı olayları ve entrikaları dile getirmektedir. Bu hikaye, Lothar De La Ray'la Centaine'nin kavgasıdır. Centaine, altın madenlerinin bulunduğu servetine servet katmak, Lothar De La Ray ise geçmişte kaybettiklerini ele geçirmek için mücadele vermektedir. "Hükmedenler" Afrika'nın altın madenlerinden iktidarın gizli doruklarına, Berlin'den Sina ufuklarına dek koşunların öyküsüdür.
  • Alfred Adler
    insan sesi mp3 - Türkçe
    24 Ayrım
    834,57 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nergiz Şengül
    Alfred Adler (d. 7 Şubat 1870 - ö. 28 Mayıs 1937) Bireysel Psikoloji ekolünün kurucusu, Avusturyalı psikiyatrist. Derinlik psikolojisinin üç büyük kurucusundan biridir. (diğerleri: Freud, Jung) Avusturya Penzing'de doğdu ve Viyana'da büyüdü. Viyana Üniversitesi Tıp Okulunda doktorluk eğitimi aldı ve 1895'te mezun oldu. Pratisyen hekim olarak çalıştığı ilk doktorluk yıllarından başlayarak hastayı çevresiyle ilişkileri içerisinde ele almak gerektiğini vurguladı ve bireyle ilgili sorunlara yönelik insancıl, bütünselci ve organik bir yaklaşım geliştirdi. Bedensel düzensizliklerle ilişkili olarak psikoloji ile ilgilenmeye başladı. 1902'de Sigmund Freud ile tanıştı, öğrencisi oldu ve birlikte Adler'in başkanlığında Viyana Psikanaliz Topluluğu'nu kurdular. Bir süre sonra Freud ile fikir ayrılıkları ortaya çıktı. Adler'in Organların Yetersizliği kitabından sonra tamamen uzlaşılmaz bir hale geldi ve 1911'de, Adler, izleyicileriyle beraber Freud'u açıkca eleştirerek bireysel psikolojiyi geliştirmeye başladı. Hans Vaihinger'in ruhsal inşa fikirlerinden etkilendi ve erkek egemen toplumda doğal bir sonuç olarak "Erkeksi Başkaldırı" ile organik aşağılık ve telafi teorisini geliştirdi (bkz. Aşağılık kompleksi). Adler, Freud'un teorileri ile karşı görüşe geldi, fikir ayrılığı 1911'deki Weimar Psikanaliz Kongresi'nde aleni oldu. Adler, Freud'un inandığı seks içgüdüsünün baskınlığı ve ego dürtüsünün libidinal(?) olup olmadığı ile çekişiyordu, Freud'un bilinç altına atma üzerine fikirlerini de eleştirmişti. Adler bilinç altına atma teorisinin, erkeksi başkaldırının aşırı telafisi ve aşağılık hislerinden türetilmiş sinirsel bir durum olan ego -savunma eğilimleri- konsepti ile değiştirilmesi gerektiğine inanıyordu, Oedipal Kompleksleri önemsizdi. Adler Viyana Topluluğundan ayrıldı ve 1912'de Bireysel Psikoloji Topluluğu adını alan, Özgür Analitik Araştırmalar Topluluğu'nu kurdu.
  • Sarah Jio
    insan sesi mp3 - Türkçe
    31 Ayrım
    1155,60 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ebru Küçük Gökdemir
    Acı ne kadar derinde olsa da zamanla tüm çiçekler güneşe döner yüzünü… Kalbin anahtarıdır gündüzsefası. Ruhlarında en derin izleri taşıyanları bile çiçekleriyle sarmalar, filizleriyle umut taşır. İşte böyle gündüzsefasının süslediği bir yüzen evde yaşayan Penny Wentworth, 1950'li yıllarda ünlü bir ressamla evlidir. Her şeye sahip olan Penny'nin tek eksiği ise küçük evlerini taçlandıracak bir bebektir. Ancak gün geçtikçe tek eksiğinin bu olmadığını anlayacaktır çünkü sevgiyi yürekten hissetmek gerekiyordur. Onun hissettiği tek şey ise içini kemiren acıdır… Ada Santorini New York'ta yaşadığı trajediden sonra ağır depresyondadır. Kendini toparlamak için Seattle'a Tekneler Caddesi'ne gelir. Burada kiraladığı bir yüzen evde eski bir sandık bulur. Sandıkta Penny Wentworth adında bir kadına ait eski eşyalar vardır. Gariptir ki Tekneler Caddesi'ndeki hiç kimse bu kadınla ilgili konuşmak istememektedir. Merakına yenik düşen Ada, Penny'nin gizemli geçmişine adım atarken kendi geleceğini de örmeye başlayacaktır. Okuyucuları kalemiyle büyüleyen Sarah Jio'dan bir başyapıt daha. Gündüzsefası'nı okurken, ne kadar imkânsız görünse de her şeyin bir umuda açılacağını göreceksiniz. "Kitabı okuyup rafa kaldırdığınızda bile etkisinden kurtulamayacaksınız."

Sayfalar