En Son Eklenenler

Toplam 56634 sonuçtan 34951 - 34960 arası görüntüleniyor.
  • Olgun Yılmaz
    insan sesi mp3 - Türkçe
    29 Ayrım
    492,78 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren : Ömer Yılmaz
    Konusu:
    Görme Özürlüler İçin, aylık haber, edebiyat, kültür ve sanat dergisi.
  • .Yücel Yılkıran
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    148,47 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren : Müberra Ellialtıoğlu, Levent Filyos
    Konusu:
    Süreli Türkçe Yayın. kültür, sanat, edebiyat ve engellilik temalı dergi.
  • Yücel Yılkıran
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    298,62 MB
    Eser Türü: Dergi
    Seslendiren : Müberra Ellialtıoğlu, Levent Filyos
    Konusu:
    Süreli Türkçe Yayın. kültür, sanat, edebiyat ve engellilik temalı dergi.
  • Zeynep Çelik
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    3,93 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Tarih
    Konusu:
    330 yılında Doğu Roma İmparatorluğu başkenti olarak baştan sona inşa edilen İstanbul, 1453'ten sonra Osmanlı payitahtı oldu. Şehir çağlar boyunca pek çok değişime uyum sağladı. Bu değişimlerin en geniş çaplılarından biri 19. yüzyılda yaşandı. 1500 yıl boyunca neredeyse aynı sınırlar içinde kalan İstanbul, modern dünyadaki değişimlerden uzak kalmayarak hem bu sınırlarının dışına taştı, hem de mimarlık ve şehircilik alanlarında yeni akımlarla, yeni tekniklerle tanıştı. Çelik, döneme ait kaynaklarla arşivlerden sadece bu uzun ve meraklı öykünün ayrıntılarını değil, zengin bir görsel panoramasını da derleyerek sunuyor… (Tanıtım Bülteninden)
  • Rayet Su Usta
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    39,26 MB
    Eser Türü: Dergi
    Konusu:
    Piyanist Bu ne arkadaşım? Evet dört bacaklı bir şey de, ata benzemiyor. Yo hayır, cansız bu; ama sehpa da değil… Ses çıkarıyor fakat korna değil, bilemedin, zurna da değil. ¦ ¦ ¦ Bu ne arkadaşım? Bak şuraya, şuraya… Ne çok tuşlar var, sıra sıra dizilmişler yan yana ve üst üste. Ardı ardına da basabiliyorsun, aynı anda birlikte de… Bunlara parmaklarını dokunduruyorsun, bazen hızlı bazen yavaş; bazen sert, bazen yumuşak… Her dokunuşun; gizlice bir yerlere gidiyor, varacağı kısma ulaşıyor ve kulağına geri dönüyor. Senin parmağınla - senin dokunuşun, senin kulağına ses olarak dönüyor ve aynı anda bütün kulaklara… ¦ ¦ ¦ Bu neymiş arkadaşım? Ne at ne inekmiş; ne sehpa ne masaymış, ne korna ne zurnaymış… Bu piyanoymuş da sen, piyanist misin? Piyanist, sen misin? Şarkının çalınmasını istiyorsan piyanoda sen oturacaksın… ¦ ¦ ¦ Evlat sayısı kadar tuş var yeryüzünde, çevrene bak! Peki bunca bembeyaz tuşlar, aaahh; kimin piyanolarında -onlara- ses olacaklar, başkalarının melodisi olacaklar… Kimin şarkısı olarak çalınacaklar, sen oturmadığın zaman bir piyanonun başına? ¦ ¦ ¦ Sen, senin şarkın çalınsın istiyorsan… Sen, şarkın çalınsın istiyorsan, piyanist ol. Piyanist ol ve şarkını çal… Piyanist isen, şarkın çalınır! ¦ ¦ ¦ Başkalarının şarkısını beğenmemektir, en kolay iş; iyi de hadi dinlet bize, senin şarkın hangisi? Şarkın mı yok, piyanon mu? Gel buraya… Hadi birlikte dokunalım şu temiz, masum, beyaz tuşlara; hadi aynı piyanoyu çalalım, aynı şarkıyı, bizim şarkımızı dinleyelim - dinletelim birlikte… ..... Şu an elinde tuttuğunu sen, bir kâğıt destesi mi sanıyorsun hâlâ? Biz onun her kelimesiyle bir cana dokunuyoruz, bir kalbe giriyoruz. Kendi şarkımızı çalıyoruz. Bu şarkı bizim, çünkü piyanonun başında biz oturuyoruz. Çünkü şunu iyi biliyoruz; ..piyanist sen isen, şarkın çalınır!
  • Rayet Su Usta
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    167,56 MB
    Eser Türü: Dergi
    Konusu:
    Otuz altı ay önce neredeydiniz, ne yapıyordunuz? Bundan daha önemli soru ise şu: Otuz altı ay sonra nerede ve ne yapıyor olacaksınız? ¦ ¦ ¦ Bir kontrol noktasına gelseniz veya ekipler sizi yolda çevirse; “Nereden geliyorsun, nereye gidiyorsun” diye sormazlar mı? Hatta bu soru sorulmazsa tuhaf olmaz mı? Bizler elbette, nereden geldiğimizi ve nereye gittiğimizi bilen… Daha doğrusu, bunu bilmemiz gereken insanlarız. ¦ ¦ ¦ Peki biliyor musunuz, üçyüzaltmış ay önce neredeydiniz? Üçyüzaltmış ay sonra nerede olacaksınız? Otuzaltı yıl sonra? Ya otuzaltı bin yıl sonra?.. ¦ ¦ ¦ Bazen… Sonsuz denen okyanusu düşünmek lazım… Aslında biz, hep onun kıyısındayız. Durgun bir su gibi, yüzeyini görüyoruz göz ucuyla ama derinlerindeki âlemi de hissetmeye çalışmak lazım. Bunun için kendi telaşlarımıza fazla takılmaktan kurtulmalıyız. Ne olur ki ayağımıza kum yapışmışsa, ne olur kıyafetimiz yosun kokmuşsa veya eteğimiz biraz ıslanmışsa, ne olur? Hiç!..
  • Franz Kafka
    insan sesi mp3 - Türkçe
    25 Ayrım
    296,47 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Roman/Öykü
    Seslendiren : Yiğit Ersoy
    Konusu:
    Dava yazılışından bir süre sonra dünya sahnesine çıkan, yurttaşlık haklarının askıya alındığı, bir sivil itaatsizlik imasının dahi zulümle karşılandığı totaliter rejimlere dair bir öngörü ve eleştiri olarak yorumlanır çoğunlukla. Nazi Almanya'sına dair bir "önsezi" barındırdığı söylenebilir belki. Erişilmez bir otorite tarafından yöneltilen ve ne olduğu hiçbir zaman açıklanmayan bir suçlamayla karşı karşıya kalan Josef K.'nın davasında, mahkemeye dinsel ya da metafizik bir otorite de atfedilebilir. Kafka Dava'da suçu yalnızca bir eylem olarak tanımlamayıp zanlının "kötü niyeti"yle de ilişkilendiren ve suçtan çok suçluya odaklanan absürd bir hukuk sistemi paradigması inşa eder. Kuramsal olarak ortada yasadışı bir eylem olmaksızın suçu mümkün kılan bir sistemdir bu. Ancak Kafka suç, sorumluluk ve özgürlük üzerine yazarken bir sistem ya da doktrin ortaya koymaz, çözüm önermez. Okuru ister istemez içine çeken bu karanlık dünya tasavvurunun tartışmaya açık olmayan tek bir özelliği varsa, o da müphemliğidir. (Tanıtım Bülteninden)
  • Dennis Prager
    insan sesi mp3 - Türkçe
    23 Ayrım
    234,10 MB
    Eser Türü: Kitap
    Eser Alt Türü: Kişisel Gelişim
    Seslendiren : Serhan Dönertaş
    Konusu:
    Hiç bir şeyden tümüyle doyum almamız mümkün değildir. İnsanların yaşam koşullarıyla mutluluk düzeyleri arasında çok az bağlantı vardır. Bu kitap doğarken elimize tutuşturulması gereken bir kendi kendini onarma rehberi gibidir. İnsanlara hayatta en çok nelere değer verdiklerini sorduğunuzda "mutluluk" her zaman listenin en üstünde yer alır. Buna rağmen günümüzde mutsuzluk bir istisna değil, hayatın kuralı gibi görülmektedir. Neden? Çünkü insanoğlunun doğal yapısı doyumsuzdur. Bu yüzden mutlu olmak için önce kendimizle savaşmalıyız. Mutluluk bir zorunluluktur.Hem kendiniz hem başkaları için mutlu olmak zorundasınız Mutlu olmak sadece hak ettiğimiz bir şey değil ayrıca mecbur olduğumuz bir şeydir de. Sahip olduğumuz mutluluk çevremizdeki herkesi etkiler,onlara içinde mutlu olup başarıyla gelişebilecekleri olumlu bir çevre sağlar. Mutluluğun peşine düşmek asil bir çabadır. Piyanoda Bach'tan bir sonat çalmak kadar sanat yeteneği ve gayret gerektirir. Büyük bir dağın tepesine tırmanmaktan daha az değerli değildir. Öz disiplininizi sürekli korumanızı ve aklınızı kullanmaktan vazgeçmemenizi gerektirir. Mutluluğa erişmek için izlenen yol insana bilgelik ve şükran duygusu kazandırır. "Kendini mutsuz hisseden herkes... bu kitaptan faydalanacaktır" The Wall Street Journal "... insanoğlunun mutlu olmasının ahlaki bir zorunluluk oluşunun nedenlerini anlatan ikna edici ve özenli bir inceleme." USA Today "... (Prager) daha önce hiç duymadığımız yalın gerçekleri ortaya koyma konusunda takdire şayan şaşırtıcı bir yeteneğe sahip." The Wall Street Journal "Prager'ın son kitabı, okurunu mutluluğun .nündeki en büyük engelin - herhangi bir dış etken değil - okurun kendisi olduğunu görmeye ikna ediyor." Los Angeles Times
  • Kollektif
    insan sesi mp3 - Türkçe
    26 Ayrım
    509,74 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren : Mine Utku Almaç
    Konusu:
    Girişimcilik kültürü kavramı,çabuk ve hızlı tüketilip çöpe atılan kavram değil,sürdürülebilir özellik taşıyan,tüm dünyayı saran ve uzun süre de kalacak olan bir kavramdır.Hızlı tüketim,çok tüketim,kontrolsüz tüketim,düşünmeden tüketimin artması insanların ihtiyaçlarını,isteklerini ve sorunlarını da artırmıştır.Bu durum girişimcilik süreçlerinin başlangıcı sayılan işfikri kaynaklarını zenginleştirerek yeni fırsatların doğmasına neden olmuştur. İster girişimci olsun,ister işletmenin her hangi bir departmanında çalışsın herkesin girişimci özelliğini kullanabileceği bir an ve alan olacaktır.Bu konudaki eğitim de ileride herkese gerekli olacak gibi görünmektedir.İşte bu kitap da böyle bir eğitimin başlangıcı ve girişi olsun diye hazırlanmış,aynı zamanda programın tümü açısından bakıldığında hayallerin gerçeğe dönüştürülmesine yardımcı olacağı düşünülmüştür.
  • Orhan Yeniaras
    insan sesi mp3 - Türkçe
    43 Ayrım
    1112,61 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren : Filiz Bozkurt
    Konusu:
    Hanlar hanı Hülagu, bir dağ kaplanı kadar keskin bakışlarını gözlerime dikip, bir süre öylece kaldıktan sonra şöyle dedi. "Alamut bir sonraki dolunayda düşecek. Kaledeki ilmi eserlerin dışındaki kitapları yaktır. Yaktır ki, insanlar onları okuyarak yollarını şaşırmasınlar." Sonuç dediği gibi oldu. Dolunaylı bir gecenin sabahında kale düştü. Peki ben görevimi tam olarak yapabildim mi? Buna evet diyemem. Çünkü yakmam gereken kitaplardan birini yakmamıştım. Dağ şeyhi Hasan Sabbah'ın günlükleri çantamdaydı! Aradan yıllar geçti. Herkesin her şeyi unuttuğu bir zaman dilimine girmiştik. Alamut Kalesi de, onun gizemli şeyhi de çoktan unutulmuştu. …ve ben günlükleri yayınladım. -Cüveyni- Gerek Hasan Sabbah'ın günlüklerinden, gerekse Cüveyni'nin anlattıklarından yola çıkılarak yazılan bu roman, Hasan Sabbah'ın, Alamut Kalesi'nin ve fedailerin hikâyesidir...

Sayfalar