Eserlere Göre Listeleme

Toplam 922 sonuçtan 361 - 370 arası görüntüleniyor.
  • Edmund Husserl
    metin - Türkçe
    10 Ayrım
    10,37 MB
    Eser Türü: Kitap
    Bu kitap Husserl’in 1907’de Göttingen Üniversitesi’nde Fenomenoloji üzerine verdiği beş dersin metnini bir araya getirmektedir. Husserl bu Beş Ders’te fenomenolojisinin ana savlarını ve neredeyse tüm temel kavramlarını ortaya koyarak fenomenolojik düşünmenin yürüdüğü yolu bize göstermektedir. Bu dersler aynı zamanda onun düşünce çizgisindeki önemli bir dönüşüme, fenomenolojinin transzendental fenomenolojiye dönüşümünün başlangıcına da tanıklık etmektedir. “Fenomenoloji görerek, aydınlatarak, anlam belirleyerek ve anlam ayrımı yaparak yol alır. Fenomenoloji karşılaştırır, ayrım yapar, bağlar, ilişkiye sokar, parçalara böler, öğelerine ayırır. Ama her şeyi saf görmeyle yapar. Kuramlaştırmaz, matematikleştirmez; zira, tümdengelimli kuram anlamında hiçbir açıklamada bulunmaz.” Edmund Husserl
  • Ülker Öktem
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    190,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Bu makalede, ilkin, kısaca fenomenolojik tavır, fenomen ve öz. kavramları ile fenomenolojik yöntem söz konusu edilecektir. Bundan sonra, fenomenolojik yöntemin iki basamağı olan fenomenolojik redüksiyon ve fenomenolojik refleksiyon üzerinde durulacaktır. Böylece, özün kendisini göstermesi, fenomen olması imkanını araştıran ve sağlayan Husserl'in fenomenolojisinde salt fenomen olan salt öz'e ya da salt bilince nasıl ulaşıldığı ortaya konulacaktır. Daha sonra, evidenz kavramı üzerinde durulacak ve Husserl'in fenomenolojisinde evidenz problemi ele alınacaktır. Ayrıca, yeri geldikçe, bu problemin Platon, Descartes, Kant gibi ünlü filozoflarca nasıl ele alındığı ve nasıl çözüldüğü söz konusu edilecek, bu çözümler, zaman zaman Husserl'inkiyle karşılaştırılacaktır. Sonuçta, elde edilen bulgulara göre, Husserl değerlendirilecek; "idealizm", "ampirizm", "solipsizm" ve "septisizm" gibi düşülmesi muhtemel olan felsefi görüşlere düşüp düşmediği tesbit edilecektir. Anahtar sözcükler: fenomen, fenomenoloji, fenomenolojik yöntem, transandantal fenomenoloji, fenomenolojik redüksiyon, fenomenolojik refleksiyon, intensiyonalite, evidenz.
  • Elizabeth Daly
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    81,1 MB
    Eser Türü: Tiyatro
    Radyo Tiyatrosu
  • Marc Bloch
    insan sesi mp3
    85 Ayrım
    942,02 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: İlayda Koçak
    “(…) Marc Bloch bu eseri için ‘bir soru dizini’ diyordu. Aslında haklıydı; bu kitap kökleri ondan alan ve genellikle onun bulgularını kabul eden bunca araştırmanın kaynağıdır. Derinlik sanatı, sözcüklerin doğruluğu, üslubun çekiciliği, görüntünün anlamı onu yaşlanmaktan korudu. Bir başyapıt da zaten bu özellikleriyle kendisini ortaya koyar.” (Robert Fossier) Bloch, yakın dostu ve meslektaşı Lucian Febvre’le birlikte 1929’da Annales d’Histoire Economique et Sociale dergisini çıkarmaya başladığında yepyeni bir tarihyazımı anlayışı yerleştirmek üzere yola koyulmuştu. Bütüncül, sorun odaklı, bugünle dün arasında geriye okuyuşa dayalı bir git-gel üzerine kurulu yeni bir tarihyazımı anlayışıyla insan yaşamının tüm yönlerini anlamak ve açıklamak amacı güdüyordu. İşte bu açıdan Marc Bloch’un Feodal Toplum’u yalnızca feodalite tartışmalarında vazgeçilmez kaynak olması ya da Ortaçağ tarihçileri için temel başvuru kitabı niteliği taşıması açısından değil, tarihyazımına getirdiği yöntemsel yenilik bakımından da son derece önemli bir eserdir. Bununla birlikte başta Bloch olmak üzere Annales Okulu tarihçilerinin eserleri görece olarak çok geç sayılmayan bir dönemde Türkçe’ye çevrilmeye başladı. Okuyucu, daha birçok Annales Okulu tarihçisinin eserlerinin Türkçe’ye çevrilmesini beklerken, daha önce çevrilmiş olan Feodal Toplum’un yeni bir çevirisini yapmanın Türk entelektüel yaşamı için gereksiz bir lüks olup olmadığını haklı olarak sorabilir. Ancak, önceki çevirinin eksiklikleri, yanlışları bir tarafa bırakılsa bile, ortaya çıkan Türkçe metnin okunmasındaki zorluk göz önüne alındığında, yeni bir çevirinin yalnızca Türk Okuyucusuna karşı değil, Bloch’a karşı da ödenmesi gereken bir borç olduğunu teslim edilecektir.
  • Leo Huberman
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,18 MB
    Eser Türü: Kitap
    Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla yazarının özellikle iki amacı gözeterek kaleme aldığı bir klasiktir: "Tarihi ekonomi teorisiyle ve ekonomi teorisini tarihle açıklamak." Huberman'a göre "bu düğümlenme önemli ve zorunludur. Ekonomik yanına gerekli ilgi gösterilmeyince tarih öğrenimi sakat kalır. Ekonomi teorisi de tarihî arka planından soyutlandığında anlamsızlaşır. 'Sıkıcı bilim', tarihî bir boşluk içinde öğretildiği ve incelendiği sürece sıkıcı kalacaktır." Okunduğunda görüleceği gibi, yazar sözünü ettiği amaçlara bütünüyle ulaşmıştır. İncelediği dönemin toplumsal ve ekonomik yapısı ile, bu temel üstünde gelişen fikir ve eylemler arasındaki ilişkileri böylesine ustalıkla ortaya koyan pek az çalışma vardır. İşte bu başarıdır ki, eldeki kitabın 1936'dan beri birçok dile çevrilerek her meslek ve eğitim düzeyinden yarım milyonun üzerinde okuyucu bulmasını ve aradan geçen yıllara rağmen tekrar tekrar basılmasını sağlamıştır. "Kitabımızın geniş kapsamlı olduğu iddiasında değiliz. Ne bir iktisadî tarih, ne de bir iktisat düşüncesi tarihidir - ikisinden de bir parça. İktisadî kurumların gelişmesi çerçevesi içinde bazı öğretilerin doğdukları anda niçin doğduğunu, toplumsal hayatın dokusu içinden nasıl fışkırdıklarını, dokunun kalıbı değiştikçe nasıl gelişip, değişip, sonunda yok olduklarını açıklamak yolunda bir çabadır."
  • Leo Huberman
    insan sesi mp3 - Türkçe
    32 Ayrım
    607,68 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: mehtap tolu
    Feodal Toplumdan Yirminci Yüzyıla yazarının özellikle iki amacı gözeterek kaleme aldığı bir klasiktir: “Tarihi ekonomi teorisiyle ve ekonomi teorisini tarihle açıklamak.” Huberman’a göre “bu düğümlenme önemli ve zorunludur. Ekonomik yanına gerekli ilgi gösterilmeyince tarih ğrenimi  sakat kalır. Ekonomi teorisi de tarihî arka planından soyutlandığında anlamsızlaşır. ‘Sıkıcı bilim’, tarihî bir boşluk içinde öğretildiği ve incelendiği sürece sıkıcı kalacaktır.” Okunduğunda görüleceği gibi, yazar sözünü ettiği amaçlara bütünüyle ulaşmıştır. İncelediği dönemin  toplumsal ve ekonomik yapısı ile, bu temel üstünde gelişen fikir ve eylemler arasındaki ilişkileri böylesine ustalıkla ortaya koyan pek az çalışma vardır. İşte bu başarıdır ki, eldeki kitabın 1936’dan beri birçok dile çevrilerek her meslek ve eğitim düzeyinden yarım milyonun üzerinde okuyucu bulmasını ve aradan geçen yıllara rağmen tekrar tekrar basılmasını sağlamıştır. “Kitabımızın geniş kapsamlı olduğu iddiasında değiliz. Ne bir iktisadî tarih, ne de bir iktisat düşüncesi tarihidir – ikisinden de bir parça. İktisadî kurumların gelişmesi çerçevesi içinde bazı öğretilerin doğdukları anda  niçin doğduğunu, toplumsal hayatın dokusu içinden nasıl fışkırdıklarını, dokunun kalıbı değiştikçe nasıl gelişip, değişip, sonunda yok olduklarını açıklamak yolunda bir çabadır.”
  • Eduard Uspenski
    insan sesi mp3 - Türkçe
    6 Ayrım
    89,3 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nabia Dikbasan
    Hem güldüren, hem öğreten, hem de çocuklara doğayı, hayvanları, insanları sevdiren usta işi bir kitap.
  • Ömer Fikret Oyal
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    19 Ayrım
    378,00 MB
    Eser Türü: Kitap
    Ferahlık Ânına Övgü, içlerindeki çaresiz ve suçlu hisseden çocukla baş edemeyen ve bu dünyada kendilerine basacak bir zemin bulamayan iki yetişkin adamın bir tekkede yollarının kesişme hikâyesini ironik ve çarpıcı bir dille anlatıyor. Tamer Rönesans hayranı, kendini bir türlü istediği gibi var edememiş bir ressamdır. Geçim sıkıntısı çektiği günlerde Mukayeseli Tasavvuf İncelemeleri Vakfı’nın tezyinat işlerini alınca kendini bir anda şeyhin huzurunda buluverir. Ayrıca orada tanıştığı, dergâhın birkaç yıllık müridi doktor Kerem’le ayakları aslında uzak bir geçmişe de basmaktadır. Ama ayaklarımızı hissetmiyorsak, nereye bastığımızın ne önemi var ki? “Kimi zaman belirsiz karşılaşmaların kaderin işi olduğu söylenir. Öte yandan nerede kaderden ve insan özgürlüğünden konuşuluyorsa orada şeytanın zillerini şıngırdatarak, ayaklarını ardı ardına asfalta vurarak zıpladığı da söylenir.” Ömer F. Oyal insan nefsinin zalimliğini, kendini değiştirmenin gayret, çırpınış ve dalgalanma içinde, tek başına gerçekleştiğini anlattığı bu romanında özgürlük ve sorumluluk sorunlarını irdelerken, kime yazıldığı belli olmayan mektuplar gibi, hepimizin kucağına cevapsız, lezzeti buruk sorular bırakıyor.
  • Naşide Gökbudak
    insan sesi mp3 - Türkçe
    41 Ayrım
    668 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Duygu Köseoğlu
    İşgal altındaki bir ülke... Ellerinde silahları, ayaklarında çarıkları olmadan; yüreklerindeki vatan aşkı ve hürriyet sevdasıyla cepheye koşan kahraman bir halk... Ve bu savaşın tam ortasında, kan ve göz yaşıyla filizlenen bir aşkın tutku dolu hikâyesi... "Feraye"; Naşide Gökbudak’ın eşsiz anlatımı ve yaşanmış hikâyelerden yola çıkılarak hazırlanmiş.
  • Naşide Gökbudak
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    1,21 MB
    Eser Türü: Kitap
    İşgal altında bir ülkede ve savaşın tam ortasında filizlenen bir aşkın hikâyesi... "… Yüzbaşı kollarını iki yana açıp ayağını yere vurarak, zeybeğe başladı. Daha ilk hareketi ile çok erkeksi ve çok efeci bir oyun oynadığı belli oluyordu. Feraye şaşkın, öylece Yüzbaşı'yı seyrediyordu. Yüzbaşı bir adımda onun yanına yaklaştı ve yavaşça "Hadi küçük kız, başla. Herkes bize bakıyor," dedi. Feraye, utana sıkıla çevresine bir göz attı. Kendilerinden başka oynayan kimse yoktu. Gerçekten de herkes nefesini tutmuş, onlara bakıyordu. Feraye de kollarını kaldırdı. Müziğe ve Yüzbaşı'ya uymaya çalışıyordu. İlk bir iki dakika bocaladı. Sonra, sanki çevresindeki herkes yok oldu. Yüzbaşı'nın gözlerinden, kendisine doğru bir alev akıyor gibiydi. Başka bir tarafa bakamıyordu. Birbirlerine kilitlenmiş ve uyum içinde; Yüzbaşı erkekliği, kahramanlığı ve tutkuyu, Feraye de kadını ve zarafeti anlatan hareketlerle oynuyorlardı… Ne zamandan beri bu haldeydiler, kendileri de seyredenler de farkında değildi. Müzik devam ediyordu. Belki de ikinci veya üçüncü tekrarıydı…" İşgal altındaki bir ülke… Ellerinde silahları, ayaklarında çarıkları olmadan; yüreklerindeki vatan aşkı ve hürriyet sevdasıyla cepheye koşan kahraman bir halk… Ve bu savaşın tam ortasında, kan ve göz yaşıyla filizlenen bir aşkın tutku dolu hikayesi… Feraye; Naşide Gökbudak'ın eşsiz anlatımı ve yaşanmış hikayelerden yola çıkılarak hazırlanmış kurgusuyla unutulmayacak bir roman…

Sayfalar