Eserlere Göre Listeleme

Toplam 4992 sonuçtan 3711 - 3720 arası görüntüleniyor.
  • Mahmud Derviş
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    8,29 MB
    Eser Türü: Kitap
    Biz Kaybettik Aşk da Kazanamadı Biz kaybettik aşk da kazanamadı hiçbir şey Çünkü sen aşıksın ey aşk, nazlı bir çocuksun! Kırıyorsun göğün biricik kapısını, söylemediğimiz tüm sözleri! Çekip gidiyorsun Nice gülleri görmedik bugün. Zincirlenmiş yüreğinsıkıntılarını yıkıp geçmedi nice caddeler! Yaşları bir gafil avlayan nice kızlar yürüyorlar görmediğimiz bir yöne... Kişnemeye! Uyurken nice marşlar nazil oldu içimize. Süzülüp indi nice hilaller dinlensin diye yastıkta. Nice öpücükler çaldı kapımızı evimizden uzaktayken bizler Kayalıklarda ekmeğimizi ararken, çalışırken kayboldu uykumuzdan nice düşler! Nice kuşlar kanat çırptı camlarımızda ertelenmiş birgün de, oynaşırken prangalarımızla Kaybettik durumdan, aşk da kazanmadı hiçbir şey çünkü sen nazlı bir çocuksun ey aşk!
  • Perihan Mağden
    insan sesi mp3 - Türkçe
    5 Ayrım
    196 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nilgün Toral Akgün
    Kitapta bir anne ile kızının travmatik ilişkisi ele alınmaktadır.
  • Perihan Mağden
    insan sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    349,49 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tülay Demirören
    "Bizi üzenler cezasını bulurlar Bamjrim. Bulmaları gerekir. Annen bunun için var. Burada kaldı. Seni üzenlere günlerini göstermek için. Kabalığın ve kötülüğün cezasını vermek için." Biliyorum Annecim. Onlara cezalarını vermek zorunda kaldığını biliyorum. Perihan Mağden'in çağdaş bir kült roman haline gelen İki Genç Kızın Romanı'ndan beş sene sonra yazdığı ve şimdiye kadar on iki ülkede yayımlanan romanı Biz kimden kaçıyorduk Anne? yakıcı bir ilişkinin içinde, acı bir sona adım adım ilerleyen bir anne-kızın hikâyesi. Şehirden şehire, otelden otele kaçmak zorunda kalan dünya güzeli bir kız çocuğu ve kendisine hiç benzemeyen eksantrik annesinin bu kaçışları sırasında geçmişlerini saran sırlar, sayfa sayfa çözülen bir sarmalla okur tarafından keşfediliyor. Mağden'in ana temalarından olan anne-kız ilişkisinin çıkmazları, bu romanda yoğun bir sevgi-nefret gelgitinde sürüklenen bir hayat ve çocuğunu tek başına büyüten annenin dramıyla yeni bir boyuta taşmıyor. "Kırık bir kalbin romanı; aynı zamanda tekinsiz bir gerilim..." Neue Luzerner Zeitung İsviçre
  • Muhammed Kutub
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    299,13 KB
    Eser Türü: Kitap
    Eski Müslümanlar, bundan başka, sapık bir toplumun içerisinde bulundukları halde, hatta bu sapıklıkta onlara yardım etmemiş olsalar ve kendileri onlara uymasalar bile, bu insanları kendi hallerine bıraktıktan sonra sırf iyiniyetleri sayesinde Müslüman kalabileceklerine inanmış değillerdi. Çünkü onlar, İslâm’ın hakikatlerden uzaklaşan beşeriyeti insanlığı Allah’a döndürmek, gönderdiği emirleri kesin olarak kabul eden Müslüman bir toplum meydana getirmek gayesiyle gönderilmiş bir nizam olduğunu biliyorlardı. İşte eski Müslümanlar İslâm’ı böyle anlamıştı. Ömürlerini cihadla geçirmiş olmaları da esasen böyle bir anlayışın neticesidir.
  • Ayçe Ayyıldız
    insan sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    262,06 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayçe Ayyıldız
    Sandıklardan çıkan mutlu çocukluk anıları… e1974 senesinde, bahçeye ilk defa çıktığımda, üç yaşındaydım ve Kalamış’ta, dört yolun kesiştiği Erguvan Sokak’ta, Rüya Apartmanı’nda oturuyorduk. Biz o zamanlar, mevsim bahar olduğunda mahallenin tüm çocuklarıyla birlikte kendimizi sokağa atar, karakış gelene kadar da pek içeriye girmeden “baaçede” oynardık. O zamanlar, çocuklar kaşla gözle idare edilirdi. Genelde evde olan anneler okuldan gelen çocukların poğaçasını, kekini ayrı, akşamın bol tereyağlı pilavını ayrı pişirirdi. Babalar rüzgârda devrilen anteni evire çevire düzeltir, kumlanan görüntüyü yeniden pırıl pırıl yapardı. O zamanlar büyükanneler bayram harçlıklarını köşesini işledikleri mendilin arasına koyar da verir, eli öpülen dedeler mis gibi kolonya kokardı. O zamanlar çocuklar herkesin birbirini tanıdığı mahallenin bahçelerinde oynar, cevizi, dutu ağaçlara tırmanıp yerdi. ayçE ayyıldız işte o çocuklardan biriydi. Gizli gizli divanın altına girdiğinde saçları somyanın yaylarına takılır, yakalanıp zılgıtı yer, televizyon kapanırken “İstiklal Marşı”nı “hazır ol”da dinler, bayram harçlıklarıyla çatapat alır, tırmandığı ağaçlardan inemeyip mahsur kalır, lastik ve misketleri cebinden eksik etmezdi. Ve bir gün, o mutlu çocukluk anıları saklı kaldıkları sandıklardan çıkınca, hatırladıklarını Facebook’ta paylaşmaya başladı. Çünkü kelimeler sihirliydi...
  • Patrick Ness
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    5,68 MB
    Eser Türü: Kitap
    Ya Seçilmiş Kişi değilseniz? Ya zombilerle, ruh emici hayaletlerle ya da o mavi parlak gözlü, ölüm getiren, yeni çıkan şey her ne ise onunla savaşması gereken kişi değilseniz? Ya sadece liseden mezun olmak, baloya gitmek ve birileri okulu tekrar havaya uçurmadan Henna'ya çıkma teklifi etmek isteyen Mickey gibiyseniz? Çünkü bazen her hafta bir yenisi yaşanan krizlerden daha büyük sorunlar da vardır ve bazen sıradan hayatınızdaki sıradışı şeyleri keşfetmeniz gerekir. Dağ aslanları en yakın arkadaşınıza tapıyor olsa bile. Ödüllü yazar Patrick Ness'in bu cesur romanı bize, olağandışılığın farklı şekillerde karşımıza çıkabileceğini hatırlatıyor.
  • Kral Abdullah
    insan sesi mp3 - Türkçe
    33 Ayrım
    1185,02 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nuriye Aygün
    "Arap İsyanı" yakın tarihimizin en önemli kırılma noktalarından biridir. Kurgulanmış tarihin toplumsal hafızamıza işlemeye çalıştığı "Arapların ihaneti" algısı, astında bizim geçmişimizle kurduğumuz ilişkinin travmatik boyutunu sergiler. Osmanlı'nın parçalanış sürecinde Arapların kopuşu etrafında geliştirilen söylem, tarihî bir olgudan çok ideolojik bir tutumu yansıtır.Gerçekten Araplar Osmanlı'ya ihanet ettiler mi? Ya da isyan sadece bölgeye ilişkin sömürgeci amaçları olan büyük devletlerin kışkırtmasından mı ibaretti?Kesin olan şu ki, Arapların Osmanlı'dan kopuşu, ulus-devlet sürecinde Türk kimliğinin yeniden inşası amacına hizmet eden ideolojik bir söyleme dönüşmüştür. "Türklere ihanet" söyleminin Araplardaki karşılığı Arapları sömüren, İslâm'a ihanet eden Türklere dönüşecektir. Astında bu iki zıt söylem, Osmanlı bakiyesi Müslüman uluslarda inşa edilmeye çalışılan modern ulus kimliğinin ortak tarihî ve kültürel bağlamdan koparılarak "öteki" üzerinden tanımlanmasına hizmet etmiştir.Bu kitap, "Arap isyanı" olarak bilinen gelişmelerin en önemli aktörünün yaşadığı olayları anlatan belge niteliğinde bir hatırattır. İngiliz istihbaratının marifetiyle Hicaz'da başlatılan isyanın nasıl gerçekleştiği anlatılırken aynı zamanda bu hareketi meşrulaştırma çabalarının nelere yaslandığını da okuyabiliyoruz. Elinizdeki eser, sembolik olarak başlatılan ve İngiliz politikasının uzantısı olan isyan hareketinin baş aktörü durumundaki bir ismin gözlemlerine, niyetlerine ve en önemlisi bu hareketin dayandırıldığı siyasî ve kültürel gerekçelere aşina olmak isteyenlerin gözardı edemeyecekleri bir metin. Şerif Hüseyin'in İttihatçılarla ilişkisi ve İngiliz yetkilileriyle isyandan çok öncelere dayanan teması yakın tarihe ışık tutacak nitelikte.
  • Yavuz Bahadıroğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    157 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Perizat Altınay
    Osmanlı toplumu, bir "sevgi, şefkat ve yardım toplumu"ydu. Devlet, "hayat ve hayrat devleti", insan "hayrat ve hasenat insanı"ydı. Osmanlı'da hayat ahirete dönüktü. Ahirete dönük olduğu için de hayatta fuzuli şelere yer yoktu. Osmanlı İnsanı "kıble yürekli"ydi. Faziletliydi, dürüsttü çevreciydi, medeniydi, nazikti; cihana örnekti. Hede ve gayret sahibiydi. Zaferler ve başarılar hayatın bir parçasıydı. Osmanlı'da, insan hakları gözetilirdi. Herkes ibadetinde, kıyafetinde, seyahatinde, ticaretinde özgürdü. Osmanlı'da "güçlü olan haklı" değil, "haklı olan güçlü"ydü. Adalet duygusu, hayatın her alanını kaplamıştı. Devlet milletle bütünleşmişti. Farklı kültürler, asırlarca barış içinde bir arada yaşamıştı. Osmanlı, yetiştirdiği "cevher insan"larla dünyaya nam salmıştı. * * * Tarih gerçek bir "ibret aynası" ve tam bir "tecrübe tahtası"dır. Ve boşuna yaşanmış bir tecrübeler yığını değildir. Bugün, geçmişimizden ders almanın ve "yeniden Osmanlı" demenin tam zama
  • Yavuz Bahadıroğlu
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    962,93 KB
    Eser Türü: Kitap
    " Osmanlı yürekli olmak"" Fatihler nasıl yetişir? " Devlet, milletle nasıl bütünleşir? " Amerika"dan nasıl vergi alırdık? " Padişahlar diktatör müydü? " Farklı kültürler nasıl bir arada yaşardı? Tarih sürekli bir başlangıçtır. Şimdi Osmanlı zamanı" Osmanlı toplumu, bir "sevgi, şefkat ve yardım toplumu"ydu. Devlet, "hayat ve hayrat devleti", insan "hayrat ve hasenat insanı"ydı. Osmanlı"da hayat ahirete dönüktü. Ahirete dönük olduğu için de hayatta fuzuli şeylere yer yoktu. Osmanlı insanı "kıble yürekli"ydi. Faziletliydi, dürüsttü, çevreciydi, medeniydi, nazikti; cihana örnekti. Hedef ve gayret sahibiydi. Zaferler ve başarılar hayatın bir parçasıydı. Osmanlı"da, insan hakları gözetilirdi. Herkes ibadetinde, kıyafetinde, seyahatinde, ticaretinde özgürdü. Osmanlı"da "güçlü olan haklı" değil, "haklı olan güçlü"ydü. Adalet duygusu, hayatın her alanını kaplamıştı. Devlet milletle bütünleşmişti. Farklı kültürler, asırlarca barış içinde bir arada yaşamıştı. Osmanlı, yetiştirdiği "cevher insan"larla dünyaya nam salmıştı. Tarih gerçek bir "ibret aynası" ve tam bir "tecrübe tahtası"dır. Ve boşuna yaşanmış bir tecrübeler yığını değildir. Bugün, geçmişimizden ders almanın ve "yeniden Osmanlı" demenin tam zamanı"
  • Vefa Zat
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    303,98 KB
    Eser Türü: Kitap
    Rakı erbâbı üstadımız Vefa Zat, İstanbul'un hem ünlü mekânlarından hem de kenarda köşede kalmış salaş meyhanelerinden milli içkimiz rakıya dair en güzel anıları bu kitapta bizimle paylaşıyor. Üstadın bal damlayan kaleminden İstanbul, meyhaneler, sofralar, sokaklar, aşklar ve bütün bunlara tanıklık eden rakı masalarını, o kendine has üslubuyla anlatıyor. 'Rakı ve âdâbı'na dair birçok ayrıntıyı bulabileceğiniz Biz Rakı İçeriz, aynı zamanda "yakın dönem İstanbul tarihi"ne dair önemli bir belge niteliğinde. Biz Rakı İçeriz'deki yazılar yine beş başlık altında toplanıyor. Rakının Geçmişi ve Bugünü adlı giriş bölümünde, rakı tarihine dair kısa bir gezintiye çıkıyor, rakı ile uzonun farkını öğreniyor, Atatürk'ün sevdiği rakılardan, yasaklı rakı günlerine yolculuğa çıkıyoruz. Rakı Adabı bölümünde, rezil değil vezir olmak için tüyolar, mezeler ve rakının asıl mezesi olan muhabbetlerin edebini okuyoruz. Rakı Sofrası'nda ise geleneksel bardaklarımızdan tutun da Bekri Mustafa efsanesine, içkili dünyamızda iz bırakanlardan ilk çilingir sofralarına kadar birçok kenarda köşede kalmış detayı tekrar anımsıyor belki de yeni öğreniyoruz. Rakı Muhabbetleri bölümünün en önemli konuğu, yıllarca yazdığı birbirinden güzel fıkralarla, rakı masalarının da en önemli simalarından olan Ahmet Rasim. Edebiyatın büyük üstâdı dışında, Madam Despina ve Selahattin Pınar gibi isimler de bu bölümde bize sürpriz yapacak. Biz Rakı İçeriz, Vefa Zat ve çevresinde gelişen bazen komik, bazen hüzünlü; ama hepsi birer ders niteliğindeki Rakı Anıları bölümüyle son buluyor.

Sayfalar