En Çok Görüntülenen Kitaplar

Toplam 54052 sonuçtan 4071 - 4080 arası görüntüleniyor.
Kerim Korcan
insan sesi mp3 - Türkçe
25 Ayrım
470,92 MB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Roman/Öykü
Görüntülenme Sayısı: 122
Konusu:
Kerim Korcan'ın aynı isimli eserindeki 9 hikayeden sürgüne gönderilişine kadar olan hikayeleri içeren bu ilk filmin konusu; toprak sahiplerinden Abidin Ağa`nın oğlunu vuran Tatar Ramazan dört yıl hapis yatmıştır. Çıktığında Zeynep ailesinin baskısına rağmen Tatar Ramazan`ı karşılar, köye dönerler. Oda sahnesinde, Ramazan evi satıp beraber İzmir ya da İstanbul`a gitmeyi planladığını söyler. Fakat Abidin Ağa`nın oğlu Necmi yakasını rahat bırakmaz ve kısa bir süre sonra yağmurlu bir günde Hamdi ile birlikte Ramazan`ı sıkıştırır, Ramazan yaralanır fakat bıçağıyla Hamdi`yi öldürür. Necmi kaçar. Bu olay üzerine 11 yıl hapis yiyen Ramazan tekrar hapishaneye düşer. Bu arada Zeynep de sürekli aile baskısı altındadır. Gittiği hapishanede kimseye bulaşmamaya çalışan Tatar Ramazan esrar satan, kumar oynatan bir koğuş ağasıyla karşılaşır. Başlarda "rahat durmadı demesinler" diye kimseye bulaşmamaya çalışır. Aynı zamanda hapishanede İdamlık Hüseyin`e de ağabeylik eder ve hapishane müdürüne Ankara'ye mektup yazması için konuşur. Fakat bu konuda da hapishane müdürü onu aldatır. Zamanla koğuş ağasının (Koca Mustafa ve Cıbıl Halil) da gardiyanlarla beraber olduğunu görür. Sonunda dayanamayarak Mustafa`ya bir tokat patlatır. Gariban kesimi arkasına alır ve gariban kesim arasında sevilen sayılan birisi olur. Mustafa bu tokadı sindiremeyerek geceleyin Tatar Ramazan`ı arkadaşlarıyla öldürmek ister fakat Ramazan olayı anlar ve Mustafa`yı bıçaklayarak öldürür. 7 sene daha alır ve sürgüne gönderilir...700 kasaba.70 vilayet.7 düvelde namı söylendi...
Kazım Karabekir
insan sesi mp3
37 Ayrım
1167,33 MB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Tarih
Görüntülenme Sayısı: 122
Konusu:
Kazım Karabekir Paşa’nın ‘İstiklal Harbimizin Esasları’ isimli eseri ile ilgili Paşa’nın damadı Prof. Faruk Özerengin şunları anlatıyor… “1933 yılında, bir gazetede İstiklal Harbi öncülerini hedef alan ve milli mücadele tarihini okuyucuya yanlış anlatan yayınlar üzerine Paşa hakikatları ortaya koymak için gazeteye bazı belgeler göndermişti. Bunlardan bir kısmı yayınlandı. Daha sonra bazı nedenlerle bu yayın durdurularak yalan yanlış, yayınlar neşredilmeye devam edildi. Bunun üzerine Paşa, İstiklal Harbi’nin Esaslarını konu alan bu özet kitabı hazırlayarak matbaaya verdi. Akabinde matbaa polis tarafından basılarak, basılmış olan 3000 adet kitap formaları toplatıldı ve kireç ocaklarında yakıldı.” İşte şuan elinizde tuttuğunuz bu eser, Paşa’nın yakılan kitabıdır.
Arif Ergin
insan sesi mp3 - Türkçe
64 Ayrım
1401,31 MB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Roman/Öykü
Görüntülenme Sayısı: 122
Konusu:
Gizemli bir tablo... Yeryüzünün efendilerine rağmen kurulmuş bir ülke... Ve bu ülkenin kaderi üzerinde oynanan büyük oyun... İşadamı Hakan Turan’ın hayatı, manevi kız kardeşi Melek’in kaçırılması ile bir gecede altüst olur. Kız kardeşinin izini süren Hakan, kendini paranın kadim efendileri arasındaki bir savaşın ve yıllar önce gerçekleşmiş cinayetlerle kurgulanmış bir bilmecenin tam ortasında bulur. Tüm ülkeyi kaosa sürükleyen bu sırrın anahtarı Osman Hamdi Bey’in gizemli bir tablosundadır. Mihrap ismiyle de bilinen Tekvin’de... Biz, Yeni Dünya Düzeni’ni yeraltının derinliklerinde karanlık bir mağara gibi tasarladık. Bu mağaranın bir ucunda, içeri ışık süzülen bir boşluk var. İnsanların sırtlarını ışığa çevirdik. Onları kollarından, boyunları ve bacaklarından zincirlerle bağladık. Öyle ki sadece karşılarındaki karanlık mağara duvarını görüyorlar. Işıkla aralarından bir sürü nesne geçiyor ve ışık bu nesneleri mağaranın duvarına gölge olarak yansıtıyor. İnsanlar, nesneleri değil, sadece onların duvara yansıyan gölgelerini görebiliyorlar.
Stefan Zweig
insan sesi mp3 - Türkçe
8 Ayrım
157,48 MB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Roman/Öykü
Görüntülenme Sayısı: 122
Konusu:
"O muydu?", Stefan Zweig'in insanın en güçsüz yanlarını dâhiyane bir şekilde işlediği özel bir eserdir. Eseri asıl özel yapan ise devamlı intihar eğiliminde olan Zweig'ın hikâyelerde tamamen kendi iç dünyasını ve çalkantılarını aktarmasıdır. Günümüz edebiyatının en önemli eserlerinden olan "O muydu?", kurgusuyla okuru içine çeken eşsiz bir eser… Birbirinden etkileyici iki öykü yer alan bu kitapta Stefan Zweig psikoloji alanındaki birikimini ustalıkla kullanarak insanların ruhsal gelgitlerini nefes kesen bir yoğunlukla okuyucuya aktarabilmeyi başarmıştır. 1933'de Nazilerin yakmaya başladıkları kitaplar arasında Zweig'in eserleri de vardı. İkinci Dünya Savaşı esnasında yaşadığı çıkmazlar ve hayata olan karamsar bakışı nedeniyle eşi ile birlikte intihar etti.
Ülker Köksal
insan sesi mp3 - Türkçe
6 Ayrım
95,1
Eser Türü: Tiyatro
Eser Alt Türü: Arkası Yarın
Görüntülenme Sayısı: 122
Merdan Yanardağ
insan sesi mp3 - Türkçe
13 Ayrım
366,59 MB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Siyasi Roman
Görüntülenme Sayısı: 122
Konusu:
Gazeteci Merdan Yanardağ binlerce belgeyi inceleyerek, tanıklarla konuşarak ve doğrudan izlediği olayları süzerek, Türkiye'nin 15 Temmuz 2016 Fethullahçı darbesine nasıl sürüklendiğini, bütün yönleriyle inceliyor. Türkiye tarihinin, 31 Mart 1909’dan sonraki ikinci dinci/İslamcı darbesinin nasıl bastırıldığını, hiç bilinmeyen yönleriyle okurlarının bilgisine sunuyor. Fethullahçı Çete’nin yönettiği askeri kalkışmayı fırsata çeviren Erdoğan-AKP iktidarının, 15 Temmuz’un bastırılmasının ardından 20 Temmuz darbesini nasıl gerçekleştirdiğini ortaya koyan Merdan Yanardağ, oluşturulmak istenen gerici tarih perspektifini de imha ediyor. Darbe içindeki darbeyi deşifre eden Yanardağ, Cumhuriyetin kader anlarının yaşandığı bir tarihsel dönemeci, diyalektik yöntemle analiz ediyor. Yanardağ, darbeyi asıl bastıran gücün, yurtsever subaylar ve cumhuriyetçi askerler olduğunu kanıtlarıyla ortaya çıkarıyor.
Per Petterson
insan sesi mp3 - Türkçe
19 Ayrım
399,14 MB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Roman/Öykü
Görüntülenme Sayısı: 122
Konusu:
"İnsanlar onlara bir şeyler anlatmanızdan hoşlanıyorlar, mütevazı ve güven veren bir ses tonuyla yeterince şey anlatırsanız sizi tanıdıklarını sanıyorlar, ama aslında tanımıyorlar, sizin hakkınızda bir şeyler öğreniyorlar sadece, çünkü öğrendikleri şeyler olgular, –duygular değil; herhangi bir şey hakkında ne düşündüğünüzü, başınıza gelenlerin ve verdiğiniz kararların sizi nasıl siz yaptığını bilmiyorlar. Onların yaptıkları şey kendi duyguları, düşünceleri ve tahminleriyle boşlukları doldurmak, sizinle çok az ilgisi olan yepyeni bir yaşam yaratmak, böylece artık güvendesiniz." Trond 67 yaşında kenti arkasında bırakıp Norveç ormanlarında inzivaya çekilir. Taşra hayatı güzeldir ama daha on beş yaşındayken hayatını alt üst eden olaylar tesadüf eseri yeniden zihnine hücum eder. Artık sandıktaki sırların bir bir ortaya dökülme vakti gelmiştir. At Çalmaya Gidiyoruz, çok güzel ve etkileyici bir roman. Çevrildiği bütün dillerde de çok beğenildi ve iyi eleştiriler aldı. New York Times gazetesinin yıl sonlarında yaptığı, ABD'de yayımlanan yılın en iyi edebiyat yapıtları listesinde, 2007 yılında ilk sıradaydı. OKUMA PARÇASI Üçüncü Bölüm’den, s. 38-40. Babam ve ben iki hafta önce Oslo'dan trene binmiştik, sonra Elverum'da trenden inip saatlerce otobüs yolculuğu yaparak buraya gelmiştik. Otobüs benim hiç anlamadığım bir düzene göre mola veriyordu, ama en azından sık sık durduğunu biliyordum, kimi zamanlar sıcak koltukta, güneşin altında pişerek uyuyordum, yeniden uyanıp camdan dışarı baktığımda bir milim bile ilerlememişiz gibi görünüyordu, çünkü manzara ben uyumadan öncekinin aynısıydı: iki yandaki tarlalar arasından kıvrılarak uzanan çakıllı bir yol; beyaz boyalı ahırları, kırmızı boyalı samanlıklarıyla irili ufaklı çiftlik evleri; yola kadar inen dikenli tellerin arkasındaki otların üzerine uzanmış, güneşin altında gözlerini kısarak geviş getiren, neredeyse hepsi kahverengi, birkaç tanesi de beyaz üzerine kahverengi ya da siyah benekli inekler; çiftliklerin arkasında orman ve hiç değişmediğinden emin olduğum bir yamacın üzerindeki maviliğin içinde bulutlar. Bu yolculuk hemen hemen bütün gün sürdü, ama en tuhaf yanı hiç canımın sıkılmamasıydı. Gözkapaklarım ısınıp ağırlaşana kadar camdan dışarıyı seyretmek hoşuma gidiyordu, uykuya dalıyor, yeniden uyanıyor, belki bin birinci kez camdan dışarıyı seyrediyordum ya da arkamı dönüp bütün yolculuk boyunca teknikle, ev yapımıyla, makinalarla ya da motorlarla ilgili bir kitaba burnunu gömüp oturan babama bakıyordum, bu tür şeylere müthiş bir düşkünlüğü vardı. Ben baktığımda kafasını kaldırıp bana bakıyor, başını sallayarak gülümsüyordu, ben de ona gülümsüyordum, sonra yeniden kitabına gömülüyordu. Sonra bir kez daha uykuya dalıp sıcak, yumuşak şeylere dair rüyalar görüyordum; son kez uyandığımda babam omzumu sarsıyordu. "Selam şef," dediğinde gözlerimi açıp çevreme bakındım. Otobüs durmuş, motoru susmuştu, dükkânın önündeki büyük huş ağacının gölgesindeydik. Irmağın üzerindeki köprüye giden yolu, tam orada daralıp köpürerek akan ırmağı ve ağaçların tepesinde parlayan alçalmış güneşi gördüm. Şimdi son kez dışarı çıkacaktık. Burası son duraktı. Daha öteye gitmek olanaksızdı, geri kalanını yürümek zorundaydık, beni Norveç'te gidilebilecek en uzak yere kadar getirmiş olmanın tam babama göre bir davranış olduğunu düşündüm; niçin özellikle buraya geldiğimiz konusunda hiçbir şey sormadım, çünkü sanki beni bir sınava sokmuş gibiydi ve benim de buna hiç itirazım yoktu. Babama güveniyordum.
Seçkin Başkan
insan sesi mp3 - Türkçe
10 Ayrım
44,1 MB
Eser Türü: Tiyatro
Eser Alt Türü: Aile
Görüntülenme Sayısı: 122
Yönetmen : Adam McKay
insan sesi mp3 - Türkçe
1 Ayrım
193 MB
Eser Türü: Sesli Betimleme
Eser Alt Türü: KOMEDİ
Görüntülenme Sayısı: 122
Konusu:
Sesli betimleme metin yazarı: Reyhan Üzülmez 70'li yıllarda San Diego'nun en ünlü haber spikeri Ron Burgundy'nin maceraları devam ediyor.
Stefan Zweig
metin - Türkçe
1 Ayrım
1,38 MB
Eser Türü: Kitap
Eser Alt Türü: Roman/Öykü
Görüntülenme Sayısı: 122
Konusu:
New York'tan Buenos Aires'e giden bir yolcu gemisinde yolcular arasında bulunan bir milyoner, dünya satranç şampiyonu Mirko Czentovic'e, ücreti karşılığında, bir parti satranç oynamayı teklif eder. İkisinin oyununu izleyen Avusturyalı bir göçmen, Dr. B., oyun sırasında kendini tutamayıp onlara karışınca şampiyonla karşılaşması önerilir kendisine. Gestapo tarafından bir otel odasına kapatılan ve uzunca bir süreyi bu odada, tek başına ve oyalanacak hiçbir şeyi olmadan geçiren, yalnızca sorgulama için odadan çıkarılan Dr. B., bir gün rastlantıyla eline geçirdiği bir satranç kitabı sayesinde bu oyunun inceliklerini öğrenmiştir. Satranç tahtası ve taşları olmamasına rağmen, önce ekmekten yaptığı satranç taşlarıyla sonra da tümüyle zihninden oynayarak kuramsal bir satranç ustası olup çıkar. Ancak bu tutkusu yüzünden sinir krizine, beyin ateşine yakalanır. Tedavi olur, arkasından da serbest bırakılır. Yirmi yıldır eline satranç taşı almamış olsa da, Dr. B., gemide satranç şampiyonuyla oynadığı oyunu inanılmaz bir biçimde kazanır. Kendini olayın heyecanına kaptırarak maçın rövanşını oynamayı isteyince şaşırtıcı bir son bekler onu. Stefan Zweig'ın büyük bir ustalıkla kaleme aldığı kısa, ama yoğun romanı Satranç, gerilimli kurgusu, kahramanının ruhsal gelgitlerinin incelikle işlendiği dokusuyla bir solukta okunuyor.

Sayfalar