Eserlere Göre Listeleme

Toplam 4989 sonuçtan 4241 - 4250 arası görüntüleniyor.
  • Necdet Sakaoğlu
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    4,13 MB
    Eser Türü: Kitap
    Bu kitapta Osmanlılığı temsil eden 36 –şayet Fetret beyleri Emir Süleyman ve Musa Çelebi de sayılırsa 38– padişahın yaşamöyküsü, ilgiyle okunacak tarzda ve arada kaynak yapıtlardan kısa alıntılara da yer verilerek anlatılmıştır. Yetki ve protokol bakımından Türk, Sasani, Abbasi, Bizans imparatorluklarının, çağa ve bölgeye uyarlanmış özgün bir sentezi olan padişahlık; temelde “padişah olmazsa düzen de olmaz” ilkesine dayanıyordu. Padişah-halifenin “Buyurdum ki” sözcüğünü içeren ferman ve iradelerinin gereğini yapmamak hem suç hem günahtı. Padişahlar, 1300’lerden 1453’e değin daha yalın ve beşeri kimliklerle büyükçe bir Türk beyliğini temsil eden “gazi” beyler ve hanlar iken, 1453’ten 1839’a uzanan yaklaşık dört yüzyıl boyunca mutlak monarşinin imparatorlar için öngördüğü bütün yetkileri üstlendiler. Tanrı’nın yeryüzündeki gölgesi sayılmaları da bu dönemdedir. Otokratik çağdaşlaşma ve meşruti monarşi evresi sayılan 1839-1922 döneminin başında, Abdülmecid ve kardeşi Abdülaziz ile büyük oğlu V. Murad Tanzimatı; yine Abdülmecid’in oğulları olan son üç padişahtan II. Abdülhamid ilan ettiği Meşrutiyet Kanun-i Esasi’sini askıya alarak “istibdat” (kişisel, keyfi, sindirici yönetim) denilen bir saltanat rejimini; V. Mehmed Reşad ikinci kez ilan edilen Meşrutiyet’in neredeyse yetkisiz simgesel padişahlığını, VI. Mehmed Vahideddin ise ağabeyi II. Abdülhamid’in istibdadına özense de çözülüşün ve çöküşün sorumluluğu omuzlarına yüklenen “son padişah” bahtsızlığını temsil etmişlerdir.
  • Necdet Sakaoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    142 Ayrım
    1224,55 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nurhayat Koca
    Bu kitapta Osmanlılığı temsil eden 36 şayet Fetret beyleri Emir Süleyman ve Musa Çelebi de sayılırsa 38 padişahın yaşamöyküsü, ilgiyle okunacak tarzda ve arada kaynak yapıtlardan kısa alıntılara da yer verilerek anlatılmıştır. Yetki ve protokol bakımından Türk, Sasani, Abbasi, Bizans imparatorluklarının, çağa ve bölgeye uyarlanmış özgün bir sentezi olan padişahlık; temelde "padişah olmazsa düzen de olmaz" ilkesine dayanıyordu. Padişah halifenin "Buyurdum ki" sözcüğünü içeren ferman ve iradelerinin gereğini yapmamak hem suç hem günahtı. Padişahlar, 1300'lerden 1453'e değin daha yalın ve beşeri kimliklerle büyükçe bir Türk beyliğini temsil eden "gazi" beyler ve hanlar iken, 1453'ten 1839'a uzanan yaklaşık dört yüzyıl boyunca mutlak monarşinin imparatorlar için öngördüğü bütün yetkileri üstlendiler. Tanrı'nın yeryüzündeki gölgesi sayılmaları da bu dönemdedir. Otokratik çağdaşlaşma ve meşruti monarşi evresi sayılan 1839-1922 döneminin başında, Abdülmecid ve kardeşi Abdülaziz ile büyük oğlu V. Murad Tanzimatı; yine Abdülmecid'in oğulları olan son üç padişahtan II. Abdülhamid ilan ettiği Meşrutiyet Kanun-i Esasi'sini askıya alarak "istibdat" (kişisel, keyfi, sindirici yönetim) denilen bir saltanat rejimini; V. Mehmed Reşad ikinci kez ilan edilen Meşrutiyet'in neredeyse yetkisiz simgesel padişahlığını, VI. Mehmed Vahideddin ise ağabeyi II. Abdülhamid'in istibdadına özense de çözülüşün ve çöküşün sorumluluğu omuzlarına yüklenen "son padişah" bahtsızlığını temsil etmişlerdir. (Tanıtım Bülteninden)
  • Ali Biçim
    insan sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    365,47 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Serap Şirin
    “Maalesef insanların sayısı gittikçe artıyor. Ben çocukken üç milyar kişi vardı. Hepsini göremiyorduk tabii ama sokaklar boştu diye hatırlıyorum. Şimdi bu sayı sekiz milyara yaklaştı ki, hem çok kalabalık hem çok fazla aptal var. Bir de bunların kullandıkları yapay zekâ enstrümanlarını katarsak dünya üzerinde çok fazla zırıltı var. Ama gerçek, yaratıcı, üretici bir beyin faaliyeti nadiren bulunuyor gibi geliyor bana! Bir de çok gürültü yapıyorlar! Ali Biçim beyin loblarının ters takılmış olması, manik depresif halleri, durup dururken girdiği yüksek zekâ seanslarıyla bence ‘Gösteri Dünyası’nda beklenen adamdır. Sıkıcı hayatlarımız için, lüzumsuz sorularımız ve bunların ne yapacağımızı bilmediğimiz cevapları için…” Okan Bayülgen Genç ve başarılı showman Ali Biçim, farklı üslubuyla kaleme aldığı, gerçek ile kurmacanın iç içe geçtiği hikâyeleriyle okura ironi sanatının özel örneklerinden birini sunuyor. Bu Ne Biçim Hikâye Böyle, Ali Biçim’in show dünyasında olup bitenlerin ipuçlarını da verdiği şaşırtıcı bir anlatı…
  • Mavisel Yener & Aytül Akal
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    26,79 KB
    Eser Türü: Kitap
    Öğretmenin bir sunum hazırlamanı istedi. Çok heyecanlısın. Nasıl hazırlanırdın? Sınıftaki arkadaşlarının seni desteklemesini ister miydin? Usta yazarlar Mavisel Yener ile Aytül Akal’ın renkli öyküsü tam sana göre! Elinizdeki bu kitap, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri tarafından yazıya geçirilmiş ve tüm resimleri betimlenmiştir. Ayrıca, orijinal baskıdaki sayfa sayılarıyla Word dosyanızdaki sayfa numaraları aynı tutulmuştur. Böylece kitabın kör ebeveyn ve gören çocuğuyla aynı anda takibinin kolaylaştırılması amaçlanmıştır. Kitapların temininde destek olan Gizem Alakaya ve düzeltilmesinde görev alan Filiz Özerdem'e teşekkür ederiz.
  • Roger Zelazny
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    697,50 KB
    Eser Türü: Kitap
    Ölmekte olan bir dünyadaki tek ölümsüz, dünyasını nasıl yeniden hayata döndürebilir? İşte bunlardan dolayıdır ki her geri dönüşümde kendimi yenilemiş bulurum, çünkü artık birçok yılı geride bırakmış bir adam olarak, bütün Yer için aynı şeyleri hissediyorum. Bunlar için dövüştüm ben, bunlar için öldürdümi bombaladım ve bunlar için Vegalıların orada, Taler'deki sürgün hükümetimizden Yer'i adım adım satın almalarını önlemek amacıyla kitaptaki bütün yasal numaraları uyguladım.
  • Mario Levi
    insan sesi mp3 - Türkçe
    55 Ayrım
    856,44 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sevilay Özcan
    Hayatınızın hiç kimse tarafından sarsılamayacağına mı inanıyorsunuz? Doğrularınızın doğru, gerçeklerinizin gerçek olduğuna da mı inanıyorsunuz yoksa? Sınırlarınızın içinde kendinizi güvende mi hissediyorsunuz? Bu güven size yetiyor mu? O zaman bu kitabı derhal aldığınız yere bırakın ve bulunduğunuz yerden hızla uzaklaşın! Etrafınızdakilere elinizde bu kitapla görünmemek menfaatiniz icabıdır! Çünkü şu anda tehlikeli bir oyunun içine girmek üzeresiniz. Hikâyedeki oyuncular uyarıları dikkate almadıkları için bu oyunun içinde kaldılar. Neyin, ne zaman, nasıl biteceğini de bilmiyorlar üstüne üstlük. Birileri de şu anda sizi izliyor olabilir. Çevrenize iyi bakın! Hikâyemiz sadece bir aşk hikâyesi değil. Eğer içine girerseniz çok iyi tanıdığınızı sandığınız insanları hiç bilmediğiniz halleriyle görebilirsiniz. Kendinizi bile görebilirsiniz. Cesaretiniz varsa kapımız açık. Yerinizi ayırdık. Yoksa size daha iyi vakit geçirtecek başka oyunları seçin. Biz kim miyiz? Bakın oyuna kapılmaya başladınız bile!
  • Enver Aysever
    insan sesi mp3 - Türkçe
    18 Ayrım
    325 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayal Gökçe
    İstanbullu bir aşk bizim yaşadığımız Bal renkli gözlü, rüzgârla gelen kız Pardösüm uçurtma olmuş, ayaklarımı yerden keser İlk şiirler söylenmeden içimde büyür keder. Dans eden hayaline bakıyorum penceremde Yıldızlara bulandım, yaralı sözler bu gece Ses vermek için sana çırpınır bir haldeyim Nefesim tükendi artık, aşk için acemiyim. Ayrılık sözleri yakışmaz İstanbullu aşka Seni bana getirdi dizelerle Cemal Süreya Bu mektup o kız okusun diye yazıldı Bu şarkı o kız söylesin diye yapıldı.
  • Leila Sales
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    7,15 MB
    Eser Türü: Kitap
    -Yalsa En İyi Gençlik Edebiyatı Romanı -Buzzfeed Yılın En İyi Gençlik Edebiyatı Romanı -Ccbc Şeçkisi Elise Dembowski için zorlu işler korkutucu değildi. Aslına bakarsanız zorlu işleri tercih ediyordu. Hayatı boyunca büyük işler, tüm enerjisinin gerektiği projeler üstlenmişti. On beş yaşına geldiğinde hayatının en önemli, en büyük projesine atılmıştı: Havalı olacaktı. Ama ne yazık ki başarısız olmuştu. Feci halde. Ve etrafındaki her şey hızla paramparça oluyordu. Artık Elise'in sosyal hayatı eskisinden de berbat durumdaydı, tabii bu mümkündüyse. Ve bir gece sokaklarda başı boş dolanırken bir gece kulübüne rastladığında, varlığından haberdar bile olmadığı bir dünyanın kapılarını aralamıştı. Âdeta bir gecede her şey değişmiş ve okulun ezik lise ikinci sınıf öğrencisi en popüler DJ'e dönüşmüştü. Elise nihayet her zaman istediği şeylere sahipti: Arkadaşlar, popülerlik ve hatta belki aşk… Ta ki gerçek hayat tüm bunları elinden almaya kalkana kadar. Şaşırtıcı derecede keyifli ve farklı bir anlatıma sahip Leila Sales'tan kişilik, ilişkiler ve müziğin birleştirici gücü hakkında hayat dolu bir roman. "Tüm uyumsuzlar için umut dolu bir roman." -Kirkus Reviews, Starred Review- "Sales'in romanı tek kelimeyle mükemmel." -MTV.com- "Elise'in kendi ağzından anlattığı bu hikâyeyle yetişkin okurlar büyülenecek ve duygulanacak... Genç okurlar, Elise ile duygusal olarak bir bağ kuracaklar." -Booklist, Starred Review- "Heyecanlı ve karşı konulmaz. Bu kitap bir şarkı olsaydı yüksek sesle tekrar tekrar dinlerdim.." -Sarah Mlynowski, Tam Ayağıma Göre romanının yazarı- (Tanıtım Bülteninden)
  • Yevgeni Primakov
    insan sesi mp3 - Türkçe
    14 Ayrım
    396,38 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Merve Keser
    Bu kitapta Primakov savaş öncesine ve savaş sırasında Bağdat'a yaptığı maceralı yolculukları anlatmaktadır.
  • Yıldız Ramazanoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    140,91 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Beyza Eyvaz
    Bu Sefer Lila Olsun Saçlarım’ın ortaya çıkışında Suavi Kemal Yazgıç’ın beni sıklıkla arayıp hikâye yazmamı telkin etmesinin büyük rolü var. Yavaşlamamıza, ülke olarak başımızdan geçenler üzerine düşünmemize izin vermeyen ortamı göğüsleyerek her telefondan sonra akıp gelen hikâyeler... Ortada hiçbir not ve yazılı iz yokken muhayyilenin bahçesinde doğaçlama boy veren babalar, oğullar ve türlü çeşit kadınlar. Hatırlamanın büyüsü, hikâye sağanağının altına el tutmanın tecrübesi...   “Günlüğüm varlığımın eviydi bir bakıma. Kaybolan tarihimdi. Kısa gibi görünen ama içine yeryüzünün bütün kaygıları, altüst oluşları, heyecanları, acıları, sevinçleri sığmış olan esaslı bir tarih. O yaşta sıradanlığın farkına varamıyor insan, fevkalade geliyor her yaşanan. Hayatlarımızın karartıldığı anlar da, cüce dünyaya karşı koyan küçük yüce sevinçlerimiz de, ödediğimiz bedeller de kaydedilmişti. İnsanın başına gelenlerden daha değerli bir hazinesi olamayacağına göre bir hayat, giden defterle yok olmak üzereydi demek ki. Kendiliğime ait binanın inşa edilişinde kullanılacak harç, kayıt altına aldığım ayrıntılardan ibaret olduğuna göre varlığım dağılıp giderdi artık. Artık kim olduğumuzu söyleyecek bir şahit bile yoktu. Birden Avrupa şehirlerinde turist ruhuyla oradan oraya sürüklenen temelsiz, iskeletsiz, her an yere yığılacak bir bedene dönüşmüştüm. Karşılıklı olarak birbirimizin aynasına bakacak gücümüz olduğunda, işte o zaman başkasıyla ilişkide hakiki bir alışveriş olabilir. Evvelim olmayınca üzerine yeni şeyler koymak mümkün mü? Her şey kâğıt üzerindeyse zaten yoksun der, bilmenin erbabı ama…”

Sayfalar