Eserlere Göre Listeleme

ÖNCE ALEX CROSS GELDİ SONRA THE WOMEN’S MURDER CLUB ŞİMDİ DE NYPD DEDEKTİFİ MİCHAEL BENNETT’LE VE ONUN ON ÇOCUĞUYLA TANIŞIN! Dedektif Michael Bennett meslek hayatının en kötü mücadelesine girmek üzeredir. Tüm ülke çok sevilen eski first lady’nin beklenmedik ölümünün ardından yas tutmaktadır ve dünya üzerindeki en güçlü insanlar onun cenazesi için New York’ta toplanırlar. Derken akıl almaz bir şey olur. Milyonerler, politikacılar ve her çeşit yıldız birden bire, bir adamın dâhiyane ve acımasız senaryosu içerisinde hapsolurlar. Bennett de –on çocuk babası- bu savaşın içine çekilir. Bir yandan tehlike büyürken, Michael yıkıcı bir haberle sarsılır: Karısı, yıllarca mücadele ettikten sonra korkunç bir hastalığa yenik düşmüştür. New York kaosa sürüklenirken, o hayatının en büyük aşkını kaybetmiştir ve kederli çocuklarını tek başına yetiştirmeye –ve otuz dört rehineyi kurtarmaya- çalışmaktadır. Bennett günlerce karşısına çıkan en merhametsiz adamla uğraşır. Bu adam gözünü kırpmadan öldürmekte, NYPD ve FBI’ın her türlü çabasını boşa çıkarmaktadır. Tüm dünya olanları izler ve tansiyon dayanılmaz seviyelere varırken, Bennett bir çözüm yolu bulmak ya da tarihin en büyük yenilgisinin sorumluluğunu üstlenmek zorundadır. Okuyucuları Alex Cross ve Kadınların Cinayet Kulübü ile tanıştıran çok satan kitapların bir numaralı yazarından –“tarihteki en iyi çok satan kitap yazarlarından birisi” (New York Sun)- heyecan uyandırıcı bir seri daha. Yanlış bir Adım onun şu ana kadar yazdığı en korkunç polisiye roman.

Daha fazla Para kazanma hırsı ile bir Fabrika açma girişiminde bulunan Kemal, Atölyesini evini otomobilini ipotek ettirmiş bir iş adamıdır. Kemal yeni fabrikanın hayallerini kurarken gelen bir telefon oğlu Doğan’ın kaçırıldığını bildirir ve kaçıranlar oğullarını geri teslim etme karşılığında yüksek bir fidye istemektedirler ancak işler göründüğünden de karışıktır zira kaçırılan yanlış bir çocuktur.

Yaşadığı karanlık çağa bir güneş gibi doğmuştu Hypatia. Düşüncenin ve aklın cinsiyeti olmadığını tüm dünyaya ispatlarcasına; zekâsı, kişiliği ve düşünceleriyle tarihe yön verdi. Bütün engellere ve baskılara rağmen bir kadının tek başına bile dünyayı değiştirebileceğini gösterdi herkese. Yobazlar tarafından vücudu midye kabuklarıyla lime lime edilerek öldürülen Hypatia, yanlış da olsa düşünmenin hiçbir şey düşünmemekten daha iyi olduğunu, herkesin bu anlamda kendine ait bir alanı bulunduğunu, düşünebilme yetisine sahip her insana aynı zamanda sorumluluklar düştüğünü söylemekten çekinmemiştir.

“Ölmeden önce ölmek” fikrini benimseyen, intiharlar kuşanan ve otuz senedir cezaevinde olan bir kadın… Hasret Kurtuluş; uyuşturucu bağımlısı, kocasını öldürmekten hüküm giymiş ve hayattan çoktan vazgeçmiş bir kadındır. Yine bir intihar girişiminin ardından psikoloğun yolunu tutar. Bu sefer psikolog farklı biridir. Hapishanede bir hastaya ilk kez bakan Psikolog Efe Taşçı, Hasret'in hayat hikâyesini dinledikten sonra ona yardım etmeye karar verir. Bu yardımlar doğrultusunda hüzün ve umudun iç içe geçtiği bir hikâye başlar. (Tanıtım Bülteninden)