Adını Siyamcı adlı romanıyla duyuran ve dünyada en çok okunan yazarlar arasında ilk sırayı alan Paulo Coelho, bu romanında, Tanrı'nın kadın yüzünü keşfediyor. Mucizevi bir güce sahip, kendini dinine adamış bir erkek ve onun aşkını isteyen, bu aşkı Tanrı'yla bilen paylaşmaya yanaşmayan bir kadın. Romanın kadın kahramanı olan Pilar, çocukluk yıllarında yakın arkadaşı olan bir erkekle on bir yıl sonra, bir konferans sırasında karşılaşır. Pilar, duygularının sesini dinlemekten yana olmayan, güçlü, ayakları yere sağlam basan bir kadındır. Bu karşılaşma ikisini de derinden etkiler; Pilar, genç adamın büyüsüne yeniden kapılır, gençlik aşkı alevlenir; oysa arkadaşının dinsel çizgisinden ayrılmayacağını da çok iyi bilmektedir. Birlikte bir yolculuğa çıkarlar. Bu yolculukta yaşadıkları, Pilar'ın yüreğini aşka ve dinsel deneyime açar. Tutkuyla bağlandığı erkek de kararsızlıklar yaşamaktadır; Pilar'a duyduğu aşkla, sahip olduğu mucizevi iyileştirme gücünün kendisine yüklediği sorumluluk arasında gidip gelir. Yaptıkları bu uzun yolculuk boyunca kendi yazgılarının ardına düşen bu çift, uygun bir çözüm bulabilecekler midir? Piedra Irmağının Kıyısında Oturdum Ağladım, farklı bir tutkuyu farklı bir aşkı anlatıyor.