Yazara Gore Listeleme

Hayatta neyin önemli olduğunu yeniden düşünün ve size vereceği armağanların keyfini çıkarın. Robin Sharma, yaşamda kılavuz olacak pratik derslerle, derin anlayışı ve içten coşkusuyla AİLE LİDERİNİN BEŞ USTALIĞInı öğretiyor. - Çocuğunuzun doğal yeteneklerini ve üstün becerilerini serbest bırakın. - Sevdiklerinizle aranızdaki bağları derinleştirin. - Çocuklarınızı karakter açısından güçlü, zihinsel açıdan akıllı olmaya teşvik edin. - Çocuklarınıza büyük düşler kurmayı ve gerçek başarıyı bulmayı öğretin. - Hayatınıza dengeyi geri getirerek daha sade, daha neşeli ve daha huzurlu yaşayın. Robin Sharma, Aile Bilgeliğinde basit olduğu kadar çarpıcı ve etkili bir sistemi anlatıyor. Bu sistem sizlere, çocuğunuzun doğasında bulunan liderlik potansiyelini ortaya çıkarmanızın yollarını gösterirken, süreç içinde kendiniz için de daha zengin ve ödüllendirici bir hayat tarzı yaratmayı öğrenmenize yardım edecek.

Denizler Dört Duvar, bir ilk kitap. Ama gerçekte, öykücülüğü uzun yıllar denemiş, büyük öykücüleri okuyup özümsemiş ve sonunda yazmaya karar vermiş bir yazarla karşı karşıya gibiyiz. Öyküler, yaşamın çoğu kez ayırdına varmadığımız inceliklerini, yer yer Katharine Mansfield'i anımsatan bir duyarlılıkla, yoğun, özenli bir anlatı biçimiyle dile getiriyor ve bunu 'zamanı ve hüzünü' kullanarak yapıyor Ayşe Sarısayın. Bu kitabın adını ben koysaydım 'Zaman ve Hüzün' derdim diye düşünüyorum. Ayşe Sarısayın'da bir geçmiş zaman yolcusu.Baudelaire'in 'sanki bin yaşındayım o kadar hatıram var' dizesini çağrıştıran bir geçmiş zaman ağırlığı duyumsanıyor bu öykülerde; her şey sonunda bir belleğe dönüşüyor sanki. Gündelik yaşamın sıradanlığından, yaralayıcı tragedyalar çıkarıyor Ayşe Sarısayın. Ve bunu pürüzsüz bir söylemle yapıyor. İçinden hüznün, zamanın ve belleğin geçtiği benzersiz öyküler...

Daha önce Hulki Bey ve Arkadaşları, Topal Viktor'un Anıları, Piyano gibi yapıtlarıyla yayınlarımız arasında yer alan Yiğit Okur, yeni romanı Deniz Taşları'nda, unutulmaz bir aşk hikayesi anlatıyor. Romanın pek çok karakteri var, ancak bu karakterlerin en önde geleni bir konak. Yazar, Deniz Taşları'nda, imparatorluktan Cumhuriyet dönemine geçmiş bir konağın sahiplerinden başlayıp, burjuva düzeni içinde, tuzu kuru insanların, hem kendi kendileriyle, hem birbirleriyle sürüp giden çekişmelerini, yalın, hızlı okunan bir dille anlatıyor. Olayları hem yüksek tonlu bir mizahla güldürerek, hem zaman zaman hüzünle sunuyor. Yazarın bu romanı da, öbür romanları gibi sık dokunmuş halılara benziyor. Birbirinden değişik, simetrik, bol desenli, bol renkli. Yazarın ayrıntıya olan düşkünlüğü, görsellik tutkusu, her paragrafı bir film karesine dönüştürüyor.

Mini'nin en sevdiği öğretmeni Zümrüt Hanım, kocası Zebercet ile birlikte Vakvakkent'e gelmiştir. Mini, misafirlerini en iyi şekilde ağırlayabilmek için onları zengin davetlere götürür. Fakat gittikleri ilk davette Zümrüt Hanım'ın değerli mücevherleri çalınır. Ortada ne bir ipucu ne de bir iz vardır! Üstelik mücevher soygunları birbirinin ardı sıra devam eder. Bu gizemli olayları çözmek ve hırsızları yakalamak için Mickey, Mini ve Gufi işe koyulurlar.