Konusu: 1. İstanbul’da, şehrini ve çevreyi koruma bilinciyle demokratik haklarını kullanarak barışçıl bir
protesto yapan yurttaşların gaz, cop ve tazyikli suyla dağıtılması, ülkenin belli başlı şehirlerin-
de kitlesel gösterilere sebep olmuştur.
2. Başlıca görevi halkın can ve mal güvenliğini korumak olan polisin bu masum gösterilerde hal-
ka karşı şiddet uygulaması; hükümet yetkililerinin göstericileri küçümseyen, aşağılayan, hatta
hedef gösteren açıklamaları, protestoların daha da yaygınlaşmasına sebebiyet vermektedir.
3. Emniyet güçlerinin, asla insana doğrultulmaması gereken gaz bombalarım özellikle insan-
ları hedef alarak attıkları, yakaladıkları göstericileri ağır şekilde dövdükleri üzülerek gözlem-
lenmektedir.
4. Diğer yandan giderek tırmanan kitlesel gösterileri fırsat bilen bir takım provokatörler, polise
karşı şiddete başvurmakta, kamu mallarını tahrip etmektedir.
5. Ne var ki emniyet güçlerinin; şiddete yönelen bir kısım provokatörlerle, barışçıl gösteri hak-
kını kullanan ve hatta tesadüfen orada bulunanlar arasında hiçbir ayrım yapmaksızın, alanda
gördüğü kişileri yakalayarak polis merkezlerine götürdüğü izlenmektedir.
6. Demokratik protesto hakkını kullanan masum halk çoğunluğu, hem polisten hem gösteri-
cilerin arasına sızan provokatörlerden korkar hale gelmiştir.
7. Hukuk adeta askıya alınmış, hukuk dışı uygulamalar olağanlaşmıştır. Polis ve halk birbirine
nefretle bakar hale getirilmek üzeredir.
8. Hukukun üstünlüğü ve insan haklan ağır saldırı altındadır. Demokratik bir hukuk devle-
tinde asla olmaması gereken bu yaşananlar, Türkiye Cumhuriyetine yakışmamakta; toplumsal
dokuda kalıcı yaralar açmaktadır.
9. Hukukun üstünlüğünü ve insan haklarını savunmakla görevli olan Türkiye Barolar Birliği
olarak, kamusal erki temsil konumunda olan tüm yetkilileri:
- Hukuk dışı uygulamalara derhal son verilmesini sağlamaya;
- Yurttaşlara şiddet uygulayan, buna azmettiren veya göz yuman kamu görevlileri hakkında
gerekli işlemleri etkili bi