Eserlere Göre Listeleme

Güney Kaliforniya’nın petrol zenginlerinden Ralph Sampson bir gündür ortalarda yoktur. Söz konusu kişi milyon dolarlık bir para babası olunca bu, özel bir dedektife başvurmak için yeterli bir süredir. Özel Dedektif Lew Archer davayla ilgili soruşturma yapmak üzere Los Angeles’tan Sampson’ın Cabrillo Kanyonu’ndaki malikânesine gelir. İlk bakışta ortada bir dava yokmuş gibi görünse de ertesi gün Ralph Sampson’dan gelen şüpheli bir mektup ve onu izleyen fidye mektubu olayın ciddiyetini gözler önüne serer. Lew Archer işe Ralph Sampson’ın pek de tekin olmayan arkadaşlarını yakın takibe almakla başlar. Bu takip onu göz alıcı yaşamların hiç de o kadar göz alıcı olmayan arka sokaklarına, Archer’ın aşina olduğu bir âlemin en kuytu köşelerine çeker. “Ross Macdonald bize yalnızca yazmayı öğretmekle kalmadı, o bize okumayı, hayat hakkında düşünmeyi ve bir şekilde yaşamayı da öğretti… Ben kendisine çok şey borçluyum.” —Robert B. Parker “Amerikan özel dedektif romanı Hammett’la ölümsüzleşti, Macdonald’la zirveye taşındı.” —New York Times Asıl adı Kenneth Miller olan yazar 1915’te San Francisco’da doğmuştur. İlk kitabı 1944’te yayınlanan yazar hardboiled dedektif romanının Dashiell Hammeett ve Raymond Chandler’dan sonraki üstadı kabul edilir. Ross Macdonald suç ve günahın tehlikeli sınırlarında gezinen avare vicdanlı Lew Archer karakteriyle özel dedektif tiplemesine yepyeni bir soluk kazandırmıştır. Kitaplarından bazıları sinema bazıları da televizyon için filme alınmış, Lew Archer’dan esinlenilerek yaratılan Lew Harper karakteri sinemada Paul Newman tarafından canlandırılmıştır.

Radyo Tiyatrosu

Toprakta tohumlar, ağaç kovuğunda sincaplar, gökyüzünde gezegenler, yeraltında madenler Allah’ı anlatıyor… Bunu fark eden çocuklara bambaşka bir dünyanın kapıları açılıyor… 6 yaş ve üzeri her çocuk, okula yardımcı, ilgi çekici bilgileri rengârenk çizimlerle bu dizide bulacak. Manevi temellerini güçlendirirken hiç sıkılmadan hem kalplerini hem beyinlerini besleyecekler. “Her Şey Allah’ı Anlatıyor” dizisi, 10 kitaptan oluşuyor.

Bir düzenlilik görünümü olan canlılık, bu düzenliliğin aksamama ölçeği değiştikçe, aksama ölçeği de değişeceğine göre, kendi özlülüğünü, varoluş kalitesini değiştirmiyor mu? Elbette!... Öyleyse bizim canlılık dediğimiz şey ne, özdeşleştirdiğimiz şey ne?