Eserlere Göre Listeleme

Su, insan vücudunun %70'ini oluşturan, organların düzenli çalışmasını sağlayan, her gün en az 2,5 litre tüketilmesi gereken eşsiz bir sıvıdır. Suyu, özellikle alkali suyu, hangi sıklıkta ve nasıl içeceğinizi bilerek hastalıklarınıza çözüm bulabilir, gelecekte oluşması muhtemel rahatsızlıklara karşı da tedbir alabilirsiniz. Bu kitap sayesinde, alkali nitelikteki suyun önemini keşfedecek, daha sağlıklı bir hayat sürmek için neler yapmanız gerektiğini öğreneceksiniz.

Özgürlüğü için Cunda'ya kaçan bir Yunan avukat

İşte belki de bazen çözülmesi gereken tek şifre, geçmiş hakkında belirli daireler içinde düşünme konusundaki inatçı ısrarımızdır. Tarih nedir? Platon’un dediği gibi “üzerinde uzlaşmaya vardığımız” sebepler ve sonuçlar dizisi mi? Peki ya gözden kaçırdıklarımız “tarih”in neresinde duruyor? Edward Wilson Lee, gizemli bir cinayetin peşine düştüğümüz bu romanla muhteşem bir iş başararak tarihe bakış açımızı altüst edecek bir metin koyuyor önümüze. Yeni bakış açılarına açık herkesin keyifle okuyacağı bir roman olan Suyun Üzerindeki Tarih, Rönesans Avrupası’nda yaşayan Damião de Góis ve Luís de Camões’nin ilginç bir biçimde kesişen yaşamlarını konu alıyor. Damião, denizkızlarından Etiyopya kültürüne kadar ilginç merakları olan, ince zevklere sahip tam bir hezârfen, şüpheci bir tarihçi ve filozoftur. Modern çağın doğuşuna yakından tanıklık edip evine döner ama muhtemelen tüyler ürpertici ve gizemli bir cinayetin kurbanı olmaktan kurtulamaz. Luís de Camões ise Mozambik’ten Japonya’ya kadar dünyanın dört bir yanında kaçak hayatı süren ve kaderin cilvesidir ki Portekiz'in ulusal şairi olarak ün kazanan bir maceracı ve martavalcıdır. Onların hikâyeleri üzerinden Avrupalıların Afrika, Hindistan ve Çin’e vardıklarında karşılaştıkları harikaları, bunları yorumlama biçimlerini tahayyül edecek ve kesişen iki hayat öyküsünün ardındaki komployu çözmek için sabırsızlanacaksınız.

"İnsan gençliğini aşka vermezse, gençlik ne işe yarar?" "Ama kaybeden sonunda siz olmuşsunuz." "Kayıp mı? Kaç kişi böylesine sevebilmiştir dünyada?" "Ama bir kucak korla kalan siz olmuşsunuz." "İyi ya boş değildi kucağım." "Ama yandınız, kül oldunuz." "Ama vardım, kül bunun kanıtı." 12 Eylül'ün gölgesinde boğulan bir aşk hikâyesi... Yaşamın kıyısında seyirci olmaktan öteye gidememiş bir erkek... Birbirinin ışığıyla kamaşan iki ayna arasında parçalanan bir kadın... Başkasının gözünde nasıl göründüğünü, iki günlük üzerinden anlatan deneysel bir çalışma. Modern zamanların karmaşık insanlık halleri Ayfer Tunç'un usta kaleminden unutulmaz bir edebiyat şölenine dönüşüyor. Suzan Defter, daha önce öykülerinden biri olduğu Taş-Kâğıt-Makas'tan azat olmuş, tek başınalığı hak etmiş bir eser. (Tanıtım Bülteninden)