Eserlere Göre Listeleme

Otuz yedi yaşında, Christine Moore hayatında bezmişti: Sevmediği bir iş, hüsranla biten aşk serüvenleri ve kilolarıyla barışık olmadığı bir beden. Hayatının tümüyle değişeceğini nereden bilebilirdi ki... "Gölgelerden çık Christine. Gölgelerde saklanmak için yeterinden çok zaman harcadın." Onunla konuşan bu yabancı çok çekiciydi. Ve ay ışığının aydınlattığı sahilde, Harley-Davidson'unun üzerinde oturuyordu. Christine, bu yabancıya dayanılmaz bir çekim duyuyordu. Onun hakkında her şeyi biliyordu bu gizemli erkek. Bedenini ve ruhunu tatlı bir dinginlik kapladı. "Yapacağımız çok iş var ama sana bu, iş gibi gelmeyecek. Kendini harika hissedeceksin." Ve Christine serüveni başladı. Özgürleşen bir kadın ruhunun Spiritüel gelişimi, özlediği huzuru ve doyumu bulmasının altı harika adımının bir solukta okuyacağınız hikayesi. Kalbi kırık her kadının, mutluluğu hak ettiğine inanın ruhunun hikayesi. Tanrı, Harleyle de gelebilir. Yeter ki gitmek istediğiniz yeri bilin. Bir araca mı ihtiyacınız var?

Yaygın kanının aksine, D.H. Lawrence'da sert bir cinsellik yoktur. Hatta, neredeyse oyuncu, iyiliksever, hayırsever bir cinselliktir karşımıza çıkan. İnsanlar birbirlerine karşı samimidir, yazar da o ölçüde katkıda bulunur bu samimiyete. Gerçek tüm çıplaklığıyla gözlerimizin önündedir; güneş sanki her şeyi aydınlatmaktadır; insanlar kıskanırlar, insanlar kötüdürler, insanlar birbirlerini aldatır. Ama aynı ölçüde naziktir insanlar, iyidirler, bir anda birbirlerine sarılıverir, bir anda öpüşmeye, sevişmeye başlarlar. Her şey doğaldır bu yüzden Lawrence'da. O yüzden de aşk, hakikaten harman yerindedir, ve samanlık seyrandır, ve ateş düştüğü yeri yakar; "ama bu ilişkiler, saman alevi gibi" derseniz, hem haklısınızdır hem de değilsinizdir. Hayat biraz da böyledir.

Özel dedektif Vilyam Hammond, Yıldız gazetesinden muhabir arkadaşı olan Basil Stuart'ın talebi üzerine Stanford Prensi'nin öldürülmesi vakasına dahil olur. Prens çok zengin bir adamdır ve harp zamanından kalma arkadaşları da şatodadır. Bu arada arkadaşlarından birinin 17 adet elması çalınmıştır ve cinayetin sebebinin bu olduğu düşünülmektedir. Ancak Prens'in hazırladığı bir vasiyetname işleri değiştirir. Savaş arkadaşlarının kullanımı için ciddi bir miktar para ayrılmıştır. Soruşturmayı yürüten müfettiş Kenedi ile beraber çalışan Hammond bir ceset daha bulur ancak en sonunda katilin de kim olduğunu tespit eder.