Eserlere Göre Listeleme

Hiç istemediği halde iki hafta boyunca ağabeyinin yavru köpeğine bakmak zorunda kalan Zach, bu sevimli hayvanın, hayatını değiştirecek olayları başlatacağından habersizdir. Köpek eğitimcisi, güzeller güzeli Heather'la tanışınca ise bağlanmak istemediği kadınlara ve aşka bakışı tamamen değişecektir. Ancak dünya üzerinde Zach'le birlikte olmak istemeyecek biri varsa o da Heather'dır, çünkü o da aşka inanmamaktadır. Birbirlerinden uzak durmaya çalıştıkça yakınlaşan, âşık olmamak için çabaladıkça hislerine yenik düşen bu ikili, hayata dair aldıkları kararlarla duyguları arasında bir seçim yapmak zorunda kalacaktır. "Çarpıcı bir aşk hikâyesi ile duygusal ve güçlü bir anlatım bir arada." -Publishers Weekly- "Ateşli ilişkiler ve hassas kalplerin mükemmel bir birleşimi." -New York Times- "Bella Andre'nin ateşli ve seksi romanları beni darmadağın ediyor. Onun kitaplarını okumak benim için büyük zevk." -Barbara Freethy- (Tanıtım Bülteninden)

Yeni boya umut demekti. Tozun, kirin ve yaraların altında güçlü, sağlam, kurtarılmaya değer bir şeyin var olduğuna inanmaktı… Bir zamanlar çok hoşlandığı patronunun oyununa gelen Dempsey Killebrew’un adı bir skandala karışır ve genç kadın bir anda hem işini hem evini kaybeder. Ne yapacağını bilemez haldeyken babasının küçük bir kasabadaki aile yadigârı evini yenileyip satışa hazır hale getirme teklifini kabul eder. Alıştığı hayattan çok farklı bir hayata doğru yola çıkan Dempsey kendisini biraz badana ve küçük tadilat işlerinin beklediğini sanırken tam bir kâbusla karşı karşıya kalır. Ama pes etmemeye kararlıdır. Böylece bir yandan kendi yaralarını sarmaya, bir yandan da evi onarmaya başlar. Bu küçük kasaba ve ev onu bir anda içine çekmiş, ona umudun, aşkın ve yeni dostlukların kapılarını aralamıştır. Fakat Dempsey hiç ummadığı bir yöne sapan hayatından tam da keyif almaya başladığını fark etmişken karşısında FBI’ı bulur ve asıl yapması gerekenin ne olduğunu anlar. Küllerinden doğan bir kadının gücüyle ışıldayan, eğlenceli ve huzur verici bir hikâye… “Andrews leziz hikâyelerin kraliçesi, en sevdiği malzeme de intikam!” Daytona Beach News-Journal “Andrews okuyucuya hem baştan çıkarıcı hem de doyurucu bir lezzet sunuyor. Cesur bir kadın kahraman ile ona yaraşır bir erkek kahraman arasında filizlenen aşk da cabası…” Booklist “New York Times çoksatan yazarı Mary Kay Andrews’tan zarif, seksi ve biraz da dokunaklı bir yeni başlangıç hikâyesi… Fannie Flagg ve Sophie Kinsella sevenler, ev tadilatı ve dekorasyon işlerinden hoşlananlar bu kitaba bayılacak!” Goodreads.com “Usta bir kalemden çıkmış, baştan sona tatmin edici, sıcacık, sevgi dolu bir hikâye. Harika yan karakterler, birazcık ateşli sahneler ve tam da dozunda merak unsuru… Andrews aralara her zamanki mizah anlayışını serpiştirmeyi de unutmamış.” Atlanta Journal-Constitution “Genç bir kadının kırık dökük hayatını onarışına ve kendini keşfedişine dair aydınlık, sürükleyici, düşündürücü ve gerçekçi bir hikâye… Üstelik son derece renkli karakterler ve taşra manzaralarıyla süslenmiş.” Publisher’s Weekly “Eğlenceli ve sevimli bir hikâye.” Library Journal “Güzel bir hikâyeye duyduğunuz açlığı dindirecek kadar iyi bir yaz romanı…” Daytona Beach News-Journal

Her şeye rağmen onu istiyordur. Onsuz geçirdiği her saniyeyi yaşanmamış sayacak kadar aşıktır genç adam. Onun için dünyanın bir ucuna gitmeye bile razıdır. Bu özlemin bitmesini, yıllardır tek taraflı sürdürdüğü aşkının karşılık bulmasını istiyordur artık. Sevdiği kadının kalbinin bir başkası için atması canını yaksa da, sonuna kadar savaşmaya kararlıdır. Beş yıl önce annesini bir trafik kazasında kaybeden Fulya'yı ise, yazgısı Ankara'dan Londra'ya bir rüzgar gibi savurmuştur. Yaşamış olduğu yerden uzaklaşma isteği, Kingston Üniversitesi'ne yüksek lisans öğrencisi olarak kabul edilmesiyle birlikte gerçekleşmiştir. Ancak genç kızın bilmediği bir şey vardır. Kendisini gizliden gizliye çılgınca seven ve aşkı uğruna her şeyi geride bırakıp Londra'ya gelen Demir'in varlığı… Demir'in yıllarca herkesten gizlediği sırrı su yüzüne çıktığında, her şey ters gitmeye başlar. Genç kızın karşısında yaralı, umudunu yitirmiş, güçlü olmak için direnen bir adam vardır. Ama Fulya'nın kalbi bir başkasına aittir. Ta ki sevdiği adamın ona yaşattığı büyük acıya kadar… "Ellerim o güzel yüzüne dokunmak, burnum tatlı kokusunu içine çekmek, dudaklarım dudaklarıyla buluşmak istedi. Ama sadece istemekle kaldı. Bir kez daha bu denli isteyip ona dokunamamak yeni bir acı daha ekledi yüreğime. Acıların en ağırı, katlanılması en güç olanı..."