Eserlere Göre Listeleme

Son Yemek: 12 Eylül darbesinin hemen sonrasındaki toplumsal kâbusta, esin kaynaklarını yitirmiş bir Yazar'ın, içine düştüğü nedensiz gibi görünen kuşku/korku durumu; bunalımları... Sevgili olduklarına bir türlü inanamadığı Selma'ya olan tutkulu ve bir anlamda hastalıklı aşkı... Soldan Sağa: 12 Eylül düzeninin getirdiği yeni ekonomik koşullar ve bir 1402'lik Selma'dan geçici bir süre ayrı kalan Yazar'ın, bu kez üst-kurmaca biçiminde ortaya çıkan yine yazma serüveni... Yanılsama ile gerçek tartışması, bir bilimkurgu öyküsü gibi yaşananların gerçek-dışılığı Greta Garbo'ya âşık emekli bir bürokrat, altmışların İstanbul'undan bir aşk öyküsü çeşitlemesi ve Yazar ile Cindy Crawford'un Londra'da karşılaşması Bir Aşk Bilmecesini Nasıl Çözebilirsiniz: Artık evlenmiş olan Selma ile Yazar'ın çevresinde gelişen kadın-erkek ilişkileri... Hüzünlü yalnızlıklar, beklenmedik ayrılıklar... Çoğunlukla parmaklarımızın ucundan akıp giden mutluluğun aslında rastlantılarla yakalanabileceği gerçeği... Aşkın kendi yatağında engel tanımadan akışı... Atilla Birkiye, Aşk Üçlemesi başlığı altında topladığı üç kısa romanında, çeşitli biçimlerdeki aşkı, yer yer toplumsal sorunlara da girerek, hüzün ile ironi birlikteliğinin baskın olduğu kendine özgü bir lirizmle anlatıyor.

"AŞK" günümüzde yaşamıyor, yaşayamıyor. "AŞK'I" sürgüne gönderdik. Yokluğunu, varlığımızda bir eksiklik gibi yaşarken "AŞK" sözcüğünü hala çok seviyoruz. Anlam bizim üretimlerimizdir. Varlığımızın dışından gelmezler. "AŞK" yeni bir dünya kurabilme olanağıdır. "Dolu dolu yaşamanın" anlamlarıyla örülmüş bir dünya. Hakikat duygusuna en yaklaştığımız hal olan "AŞK", sadece kendi hakikatimizi ötekine yansıtmak değil, ötekinin hakikatini de keşfetmektir. Ahmet İnam, "AŞK" kitabıyla hepimizi yeniden yitirdiğimiz "AŞK'A" çağırıyor. İnsana sunulmuş engin anlam ve hakikat kaynağı olan "AŞK'A".

Bir kadın dağılan evliliğini toparlamak ve eşini tekrar elde etmek için uğraşırken bir yandan da yaşadığı psikolojik yıkıntısından kurtulmaya çalışır.Eşine tutkuyla bağlı olan ve ilişkisini kurtarmak için her şeyi göze alan Yonca, herkesin kendi yaşamından bir parça bulacağı Aşk Uykusu'nda gerçek bir karakteri canlandırıyor.

"Her aşık oluş, umudun kendini bilmişliğe karşı zaferidir. Kendimizde gördüklerimizi, onda görmemeyi umarak aşık oluruz- yani korkaklıklarımızı, zayıflıklarımızı, tembelliğimizi, sahtekarlıklarımızı,verdiğimiz ödünleri ve aşırı aptallıklarımızı. Sanırız ki seçtiğimiz kişinin çevresine aşk kordonunu sarınca içindeki tüm hatalardan arınacak ve tabii sevilesi olacak. Kendimizde göremediğimiz mükemmelliği buluruz ötekinde ve aşk yoluyla onunla birleşerek, (öyle olmadığını bile bile) insanoğluna olan şüpheli inancımızı korumaya çalışırız."