Basit Katalog

Âdemoğlu Pansiyon’da bir fasıl gecesi... Müşterilerin hepsi erkek! Ezilen, horlanan, acı çeken, ağlayan, üşüyen, hatta dayak yiyen erkekler onlar. Her birinin ayrı bir hikâyesi, o hikâyenin içine nakşolmuş ayrı bir şarkısı var. Ve tanıdık birkaç yüz... Piraye’nin Haşim’i, Yüreğim Seni Çok Sevdi’nin Murat’ı ve eskilerin Eylemci’si Vedat da orada. Issız erkeklerden oluşan muhteşem koro eşliğinde şarkılarını söylüyorlar. “Ömrüm seni sevmekle nihayet bulacaktır!” sözü verenler... “Beni kör kuyularda merdivensiz bıraktın,” diye sitem edenler... “Şimdi uzaklardasın,” diyerek hiç dönmeyecek sevgililerine seslenenler... Onların hikâyelerini paylaşırken, şarkılarında da kendinizi bulacaksınız...

Peşinden Gittiğin Işık Kendi Işığın Olsun. Kendinin Kurtarıcısı Sensin! Tanrı Tohumu, sizi kendi içinizde yolculuğa çıkarıyor. Daha önce okuduklarınızla kıyasladığınızla, bu kitabı Richard Bach, Eckhart Tolle ve Gary Zukav'ın beraberce yazdıklarını düşüneceksiniz. Tanrı Tohumu, Kendi Gücünüzü nasıl kazanacağınızı, “Sev ve kendini kabul et” mesajının çok ötesinde, sizi varlığınızın derin yolculuğunda kendinize ve dünyaya derinden bakmaya, gücünüzü nasıl kendi ellerinizle başkalarına verdiğinizi görmeye davet ediyor. Tanrı Tohumu'nda yer alan her tohumu, kendi içinde bir Bütün olduğu için istediğiniz sıralamayla okuyabilirsiniz. Herhangi bir tohumun sayfasını rasgele açmak, içinizde o anda en ihtiyaç duyduğunuz yanıtı bulmanıza yardımcı olacaktır. Sadece soruyu sorun ve kitabın herhangi bir sayfasını açın. Düşündüğünüz şeye ışık tutacağına emin olun. Her okuyuşta, farklı açılımlar yaşayacağınızı bilin. Mesajın, her okuyanın algısına göre değiştiğini ve okuduğunuzu tekrar okuduğunuzda yeniden değiştiğini unutmayın. Kitabı bitirdiğinizde hayata “Evet!” diyorsunuz. “Nadiren, sizi böylesine aydınlatacak, anlamların birçok boyutunu ihtiva eden bir kitaba rastlayabilirsiniz. Her okuyuşunuzda değiştiğinizi hissedeceksiniz. Tüm yüreğimle okumanızı tavsiye ediyorum!” Sandie Sedgbeer- Planet/Lightworker Editörü “Tanrı Tohumu içinde olağanüstü mesajlar var. Kitap, inançlarınızı derinden sarsıyor. İnsanlığın değişen döneminin bir yansıması. Tekrar tekrar okuyacağınız bir kitap.” Clarissa Tallon- Merlian News Editörü “Hayatta karşılaşacağınız ve dönüp dönüp tekrar okuyacağınız bir kitap… Sadece hayatınıza dokunmakla kalmayan, global değişimlere gebe olan serinin ilk kitabı.” Leslie Palacio- Pathways Within Editörü

Uzun soluklu yapımlardan hoşlanan dinleyicilerimize Osmanlı’nın ikinci sultanı Orhan Gazi’nin Oğlu halil’in Bizanslılar tarafından kaçırılması ve kurtarılmasının konu edildiği 35 Bölümlük bir yapıt.

Kamyon adlı oyun. mafyanın, Bir bakanı ve emniyet müdürünü trafik kazası süsü vererek öldürmesini anlatıyor.

Bir cinayetin nasıl işlendiğinin sırrını kahramanımız ile aramak isteyecek dinleyicilerimize bir muhteşem yapıt daha. 15 bölümden oluşan TGRT FM yapımı bu güzel oyunu zevkle dinlemenizi dileriz.

Fransız yazar Gerard de Villiers ın romanından TGRT FM tarafından 15 bölüm olarak oyunlaştırılmış Kırılan Testi ve Hukuk adlı oyunumuzu Polisiye ve Cinayet oyunlarını seven okuyucularımızın beğenisine sunuyoruz. Oyunda ünlü bir sinema oyuncusu ve yedi yardımcısının katledilmesi ile polisin bu cinayetleri araştırmaya başlamasıyla gelişen olaylar anlatılmakta.

Birgün evinizin bodrumunda bir çift ayakkabı buluyorsunuz sonra o ayakkabıların 4 ay önce ortadan kaybolan bir kıza ait olduğu ortaya çıkıyor, kaybolan kızın giysileri ve kitaplarıda yine sizin bodrumunuz da bulunuyor ve kendinizi bir kızın sapık katili sanılırken buluyorsunuz size sevimsiz gibi gelsede bu olay dahada sevimsiz birçok sonucuyla bay Malon un gerçeği oldu.

Selçuklu orduları büyük bir hızla Anadolu’ya doğru ilerlerken bu durumdan hoşnut olmayan karanlık güçler de boş durmamaktadır. Selçuklu Sultanı Alparslan’ı öldürmeyi planlayan Hasan Sabbah, Sultan Alparslan’ın yakın adamlarından Aksungur’un kız kardeşini rehin alır. Kız kardeşinin hayatına karşılık Aksungur’dan Sultanı öldürmesini ister. Bu korkunç teklif karşısında çılgına dönen Aksungur, hem kardeşinin hem de Sultan Alparslan’ın hayatını kurtarabilecek mi? Malazgirt Zaferi’nin nefes kesen hikayesini okurken gerçek kahramanlığa ve dostluğa tanık olacaksınız.

Monte Kristo Kontu,Fransız yazar Alexandre Dumas’nın romanıdır. Yazarın başyapıtlarından biri olduğu kabul edilir. Dumas’nın 1844 yılında yazımını bitirmesinden sonraki 2 yılda, 18 bölümlü bir seri olarak yayınlanmıştır.

Ne benim sözüm geçer bu iklimde Ne de senin Böyle gelmiş böyle gider Son söz TÖRE’nin! Birbirlerine delicesine düşkün iki kardeşin, Pembe ile Yusuf’un sızılı ve çarpıcı öyküsü. Ezenler ve ezilenlerin amansız savaşımı. Üzerinde yaşadığımız coğrafyanın değişmez kaderi... Törenin kara gölgesi renklerin üzerine çökerken, içlerinde en gariban gördüğü “pembe”ye vermişti önceliği. Soluğu kesildi “pembe”nin, beti benzi attı. Güzelim rengini yitiriverdi. Varlığını sürdürmekle yok olmak arasındaki ince çizgide asılı kaldı. Tıpkı yaşamın içindeki gerçek PEMBE’ler gibi...

Uzun soluklu yapıtlardan hoşlanan takipçilerimize TGRT Yapımı içerisinde Aşk, Dram, Gizem, Macera ve Suç öğe’leri barındıran bir Arkası Yarın kuşağı oyun daha. 10 bölümden oluşan oyunumuzda, Bir kadını seven iki adam, Arsenik le zehirlenerek öldürüleceğini sanan bir yaşlı kadın, Gizemli bir cinayet ve bir mirasın kime ait olduğunu belirleyen bir ölüm sırası bulabilirsiniz.

James Hadley Chase in 1962 yılında kaleme aldığı I Would Rather Stay Poor adlı romandan radyo’ya uyarlanan oyunumuzda Dave Calvin adlı bir Banka müdürünün, Bankasına bir geceliğine yatan 500 bin doların hırsı ile yaptığı hırsızlık ve cinayet işlenmektedir.

Kuzey Kafkasyanin efsanevi lideri ve “devletlesme” çabalarinin en kayda deger ismi Imam Samil in hayatında bir kesit sunan oyunumuz tgrt yapımı ve 10 bölümden oluşmakta.

Solan ümitler adlı oyunumuzda küçük bir kasabada oturan Hülya’nın zenginliğe hevesi neticesinde kasabalarına yeni taşınan arkadaşı Filiz sayesinde tanıştığı Yalçın’ın süslü sözlerine aldanması sonucunda, ailesinden kaçarak İstanbul’a gitmesi konu edilmiş.

Suç ve Ceza, 1821 – 1881 yılları arasında yaşamış ünlü Rus roman yazarı Fyodor Mihayloviç Dostoyevski nin 1866 yılında yayınlanmış aynı adlı romanından radyo’ya uyarlanmış bir TGRT yapımıdır.

Arslan Sayman çocuklar için çok neşeli kitaplar yazan bir yazar. Şiir ve tiyatronun belirleyici rolü hemen fark ediliyor yazdıklarında. Bruni'nin Avlusu kitabında olduğu gibi Barba ile Rabarba'da da tiyatro ve gösteri sanatı öne çıkıyor. Ama bu defaki kahramanlarımızın ömrü yollarda geçiyor. Barba ile Rabarba, durakladıkları yerde kurdukları sahnede gösterilerini yapıyorlar. Barba ile Rabarba, hayatları karda, kışta, yağmurda, güneşte hep yollarda geçen kahramanlarının hem hüzünlü, hem neşeli ve sıcak hikâyesiyle çocukların unutmayacağı bir kitap… Deniz kıyılarında, derin vadilerin ortasına kurulmuş yemyeşil kentlerde, bozkırın ortasında kasaba kasaba gezerek çocuklara oyunlar sergileyen Barba ile Rabarba'nın dostluğu her okuyanın gönlünde derin izler bırakacak. Rabarba'nın ağzından anlatılan ve beklenmedik, sarsıcı sahnesiyle hikâyenin burkulup yeniden düğümlendiği bu yol ve dostluk hikâyesini Deniz Üçbaşaran resimledi.

Bir Klinikte Alkol tedavisi gören Oğuz Bey ile Doktoru Serap hanım arasında geçen yakınlaşmanın işlendiği oyunumuz, Orhan Kemal Aydın tarafından kaleme alınmış. Bu oyunda bir sürpriz yaşamak isterseniz, son bölümü beklemelisiniz.

Polisiye ve Suç oyunlarından hoşlanan dinleyicilerimize 15 bölümlük sürükleyici bir oyun. Oyunumuzda kolay yoldan zengin olma arzusu ile bir genç kızı öldürmekten çekinmeyen bir çete ve korkunç planları işlenmektedir.

Yaşayan Ölü adlı oyunumuzda Çalışmaktan bunalan bir iş adamının katılması gerektiği bir baloya kendisine çok benzeyen bir çalışanını yollaması ile gelişmeye başlayan olaylar konu edilmiş.

Birçok kişi tarafından en büyük Rus şairi ve Rus edebiyatı’nın kurucusu kabul edilen şair ve yazar Aleksandr Sergeyeviç Puşkin in 1836 yılında kaleme aldığı Yüzbaşının Kızı adlı romandan TGRT tarafından Radyo Tiyatrosu olarak uyarlanmıştır.

Pierre-Joseph Proudhon (1809-1865) : Anarşist tezleri ile tanınan ünlü Fransız düşünürü.1840'da yayımlanan Mülkiyet Nedir? adlı ilk eserinde mülkiyeti hırsızlık olarak tanımlamasıyla ün kazandı. Bugünün toplumlarının da, hiyerarşik ilkel toplumların da varoluş koşulunun anarşi olduğunu öne süren Proudhon,1848'de Kurucu Meclis'e seçildi.1849'da karşılıksız kredinin mümkün olacağını göstermek üzere halk bankasını kurdu. Ne var ki bu kurum çalışamadı. Daha sonra iktisadi konular yerine sosyal ve siyasi konularda çalışmaya yöneldi. Federasyon İlkesi Üzerine adlı eserini yayımladıktan bir süre sonra öldü.

İnsanlar çoğu zaman, diledikleri bir örgütsel modeli, zamandan ve mekandan bağımsız biçimde, dilediklerince seçebileceklerini düşünürler. Oysa bu, hem bizim düşünce ve dilediklerimiz, içinde bulunduğumuz maddi koşullara bağlı ve onun ürünleri oldukları için bir yanılsamadır; hem de bütün örgütlenmeler, belirli tarihsel - toplumsal koşullar altında ortaya çıktıkları ve o dönemin belirli bir gereksinimini karşıladıkları için gerçekleşme şansı olmayan bir özlem olarak kalmaya mahkumdur. Önsöz'den

Latif, anne-babası ve kardeşleriyle birlikte küçük bir kasabada yaşamaktadır. Ailesini geçindirmekte güçlük çeken babası, Latif'i de yanına alarak büyük bir kente, Tahran'a gider ve orada seyyar satıcılık yaparak para kazanmaya çalışır. Latif de zamanını sokaklarda, orada edindiği yeni arkadaşlarıyla birlikte, oyun oynayarak geçirir. Günün birinde bir oyuncakçı dükkânının önünde gördüğü çıngıraklı bir deveye hayran kalan Latif, o kocaman, şirin deveye sahip olmanın hayalini kurar ve dükkânın önünde ayrılmaz olur. Ancak aynı deveyi beğenen başka çocuklar da vardır. Çıngıraklı deve sonunda kimin olacaktır acaba?

Osman Özbek bu kitabına ilişkin şunları söylüyor; Egemenliğimizin ve bağımsızlığımızın tartışma konusu olmaktan öte karamsarlığın ve umutsuzluğun kaynağı haline geldiği ülkemizde; halkımızın bugünü ve yarınları, demokrasimiz, ekonomimiz, eğitimimiz, ulusal kültürümüz, denizlerimiz, sularımız, topraklarımız, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız ipotek altındadır. NATO'daki varlığımız, AB'ye girişimiz, Avrasya'ya yaklaşımlarımız, komşularımızla ilişkilerimiz ipotek altındadır. Türkiye'nin tüm düşünme ve tehlikeleri algılama mekanizmaları ipotek altındadır. Gelinen noktada; ABD'nin BOP'ları, AB'nin bitmeyen kriterleri, NATO'nun yeni stratejileri, AKP'nin gizli gündemleri ve ulusumuzun suskunluğu varoldukça, ipoteklerin kaldırılması ve ülkemizin model olmaktan kurtarılması hemen hemen olanaksız görünmektedir... Vatanını ve halkını seven, çocuklarının geleceğini düşünen, onur ve sorumluluk sahibi yurttaşlarımızın feryadını dile getiren bu kitap, belki hiçbir ipoteği kaldıramayacak, ama inanıyorum ki; başımızı sakladığımız bir yerlerden kaldırıp, gerçekleri ve tehlikeleri görmemizi sağlayacaktır.

Hafıza becerilerinizi geliştirin. gerekli olanı gerektiği zaman hatırlayın. Unutuyor Musunuz? Tanıdığınız insanların isimlerini? Yapmanız gerek bir işi? Randevularınızın saatini? Yabancı dildeki kelimelerin anlamlarını? İşiniz ile ilgili sayısal bir veriyi? Okuduğunuz kitaplardaki fikir ve kavramları? Katıldığınız toplantılardaki önemli bilgileri? Etkin Hafıza teknikleri sayesinde unuttuğunuz önemli bilgileri etkili bir şekilde akılda tutacak ve net bir şekilde hatırlayacaksınız. Önemliyse unutmayın!

Günümüzde şirketlerin karşısındaki en büyük zorluk, değişim hızına ayak uydurmaktır. İş dünyasında artan rekabet, çalışanlar üzerindeki baskıyı arttırıyor. Çalışanlar işyerlerinde daha uzun saatler geçirmek ve daha verimli olmak için enerjilerinin bütününü tüketmek zorunda. Böyle bir dünyada yeni çözümlere ihtiyaç var. Eskiden yaptıklarımızı tekrarlayarak başarılı olamayacağımız bir dünya bu. Karşılaştığımız sorunların çözümleri hiç kimsede yok. Ancak elinizdeki kitapçık, yeni binyılda başarılı olmanızı sağlayacak ve özlemlerinizin gerçekleşmesine imkan verecek 12 temel kuralı anlatıyor.

Rakı içmek bir sanattır, diyor Aydın Boysan, “demcilik” yabana atılmayacak bir iş. Boysan Cumhuriyet’in ilanından iki yıl önce başlayan ömründe ilk yılların parlak yükselişinin ardından yaklaşık 60 yıldır birçok olayın kötüleştiğini hatta berbatlaştığını görmüş, ama yine de tek bir tesellisi var. O da 60 yılda kalitesi iyileşen rakılar. Boysan uzun zamandır aklına koyup da henüz istediği gibi gerçekleştiremediği bir konuya, demlenme konusuna, bu kitapta yeterince değiniyor. Sohbet tadında anlatımıyla, Aydın Boysan’dan birbirinden ilginç anlatımlar..

Metin, annesinin ölümünden bu yana ilk defa mutluydu. O artık bir kahramandı. Kazada yayınlanan "Sesimiz" gazetesine fotoğrafını basmışlardı. Katili nasıl yakaladığını anlattırmışlardı. Önce sıkılmıştı Metin, yanakları al al olmuştu.Sonra sonra alışmıştı. Artık hoşlanıyordu. Köyün "Kahraman Metin'i" olmaktan hoşlanıyordu.

BAZI SIRLAR SAKLI KALMALI… Londra’daki bir müzede gerçekleşen esrarengiz patlama buradaki eserlerden birini yok edince tüm dünyadaki gizli örgütlerde tehlike çanları çalmaya başlar. Bu olaya dair akıllarda oluşan her sorunun cevabını bulmak adına yapılan arayış, müzenin kurucusu Lady Kara Kensington’ı, müzenin küratörü Safia al-Maaz’ı ve rehberleri Omaha Dunn’ı var olduğunu hayal bile etmedikleri bir dünyaya götürür: Arap çölünün altına gömülmüş kayıp bir şehre. Aynı zamanda kaçak bir ajanın peşindeki SIGMA ekibi de takip ettikleri ipuçları sayesinde bu şehre ulaşır ve iki ekibin yolları kesişir. Arap Yarımadası’nın vahşi kalbine yaptıkları ölüme meydan okuyan bu yolculukta tehlikeyle burun buruna gelen kahramanlar yolculuğun sonunda karşılaşacakları kâbustan habersizdir: Bir ütopya yaratabilecek kadar ölümsüz ve muhteşem bir güç. Ya da insanoğlunun binyıllardır inşa ettiği her şeyi yıkabilecek kadar ölümcül bir silah… “Çok iyi bir aksiyon yazarı… Rollins gerilim dolu sahneler ve olay örgüleri yaratıyor.” Publisher’s Weekly “Günümüzün en yaratıcı yazarlarından biri.” Lincoln Child “Rollins zekâsı, sade dili ve dinamik mizah anlayışıyla yazıyor.” Kirkus Reviews “Rollins’in romanını gece boyunca elimden bırakamadım.” John Saul