Eserlere Göre Listeleme

Toplam 6528 sonuçtan 5381 - 5390 arası görüntüleniyor.
  • Steven James
    insan sesi mp3 - Türkçe
    41 Ayrım
    401,10 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Levent Filyos
    At, FBI Kriminoloğu Özel Ajan Patrick Bowers’ı konu alan, çok satan Bowers Dosyaları gerilim serisinin Piyon ve Kale’yi takip eden üçüncü kitabı. Ajan Bowers, ülkenin en tehlikeli suçlularının izini sürüp onları yakalamaktadır oysa bu kez katil onu izliyor gibi görünüyor… Katilin, işlediği suçların ayrıntılı bir planının eski bir el yazmasının içinde olduğunu fark edince bir sonraki cinayeti engellemek için zamana karşı bir yarışa başlıyor.
  • Agatha Christie
    insan sesi mp3 - İngilizce
    20 Ayrım
    21,68 MB
    Eser Türü: Kitap
  • Per Petterson
    insan sesi mp3 - Türkçe
    19 Ayrım
    399,14 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: GÖNÜL AYDOĞDU
    "İnsanlar onlara bir şeyler anlatmanızdan hoşlanıyorlar, mütevazı ve güven veren bir ses tonuyla yeterince şey anlatırsanız sizi tanıdıklarını sanıyorlar, ama aslında tanımıyorlar, sizin hakkınızda bir şeyler öğreniyorlar sadece, çünkü öğrendikleri şeyler olgular, –duygular değil; herhangi bir şey hakkında ne düşündüğünüzü, başınıza gelenlerin ve verdiğiniz kararların sizi nasıl siz yaptığını bilmiyorlar. Onların yaptıkları şey kendi duyguları, düşünceleri ve tahminleriyle boşlukları doldurmak, sizinle çok az ilgisi olan yepyeni bir yaşam yaratmak, böylece artık güvendesiniz." Trond 67 yaşında kenti arkasında bırakıp Norveç ormanlarında inzivaya çekilir. Taşra hayatı güzeldir ama daha on beş yaşındayken hayatını alt üst eden olaylar tesadüf eseri yeniden zihnine hücum eder. Artık sandıktaki sırların bir bir ortaya dökülme vakti gelmiştir. At Çalmaya Gidiyoruz, çok güzel ve etkileyici bir roman. Çevrildiği bütün dillerde de çok beğenildi ve iyi eleştiriler aldı. New York Times gazetesinin yıl sonlarında yaptığı, ABD'de yayımlanan yılın en iyi edebiyat yapıtları listesinde, 2007 yılında ilk sıradaydı. OKUMA PARÇASI Üçüncü Bölüm’den, s. 38-40. Babam ve ben iki hafta önce Oslo'dan trene binmiştik, sonra Elverum'da trenden inip saatlerce otobüs yolculuğu yaparak buraya gelmiştik. Otobüs benim hiç anlamadığım bir düzene göre mola veriyordu, ama en azından sık sık durduğunu biliyordum, kimi zamanlar sıcak koltukta, güneşin altında pişerek uyuyordum, yeniden uyanıp camdan dışarı baktığımda bir milim bile ilerlememişiz gibi görünüyordu, çünkü manzara ben uyumadan öncekinin aynısıydı: iki yandaki tarlalar arasından kıvrılarak uzanan çakıllı bir yol; beyaz boyalı ahırları, kırmızı boyalı samanlıklarıyla irili ufaklı çiftlik evleri; yola kadar inen dikenli tellerin arkasındaki otların üzerine uzanmış, güneşin altında gözlerini kısarak geviş getiren, neredeyse hepsi kahverengi, birkaç tanesi de beyaz üzerine kahverengi ya da siyah benekli inekler; çiftliklerin arkasında orman ve hiç değişmediğinden emin olduğum bir yamacın üzerindeki maviliğin içinde bulutlar. Bu yolculuk hemen hemen bütün gün sürdü, ama en tuhaf yanı hiç canımın sıkılmamasıydı. Gözkapaklarım ısınıp ağırlaşana kadar camdan dışarıyı seyretmek hoşuma gidiyordu, uykuya dalıyor, yeniden uyanıyor, belki bin birinci kez camdan dışarıyı seyrediyordum ya da arkamı dönüp bütün yolculuk boyunca teknikle, ev yapımıyla, makinalarla ya da motorlarla ilgili bir kitaba burnunu gömüp oturan babama bakıyordum, bu tür şeylere müthiş bir düşkünlüğü vardı. Ben baktığımda kafasını kaldırıp bana bakıyor, başını sallayarak gülümsüyordu, ben de ona gülümsüyordum, sonra yeniden kitabına gömülüyordu. Sonra bir kez daha uykuya dalıp sıcak, yumuşak şeylere dair rüyalar görüyordum; son kez uyandığımda babam omzumu sarsıyordu. "Selam şef," dediğinde gözlerimi açıp çevreme bakındım. Otobüs durmuş, motoru susmuştu, dükkânın önündeki büyük huş ağacının gölgesindeydik. Irmağın üzerindeki köprüye giden yolu, tam orada daralıp köpürerek akan ırmağı ve ağaçların tepesinde parlayan alçalmış güneşi gördüm. Şimdi son kez dışarı çıkacaktık. Burası son duraktı. Daha öteye gitmek olanaksızdı, geri kalanını yürümek zorundaydık, beni Norveç'te gidilebilecek en uzak yere kadar getirmiş olmanın tam babama göre bir davranış olduğunu düşündüm; niçin özellikle buraya geldiğimiz konusunda hiçbir şey sormadım, çünkü sanki beni bir sınava sokmuş gibiydi ve benim de buna hiç itirazım yoktu. Babama güveniyordum.
  • Per Petterson
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    571,10 KB
    Eser Türü: Kitap
    "İnsanlar onlara bir şeyler anlatmanızdan hoşlanıyorlar, mütevazı ve güven veren bir ses tonuyla yeterince şey anlatırsanız sizi tanıdıklarını sanıyorlar, ama aslında tanımıyorlar, sizin hakkınızda bir şeyler öğreniyorlar sadece, çünkü öğrendikleri şeyler olgular, –duygular değil; herhangi bir şey hakkında ne düşündüğünüzü, başınıza gelenlerin ve verdiğiniz kararların sizi nasıl siz yaptığını bilmiyorlar. Onların yaptıkları şey kendi duyguları, düşünceleri ve tahminleriyle boşlukları doldurmak, sizinle çok az ilgisi olan yepyeni bir yaşam yaratmak, böylece artık güvendesiniz." Trond 67 yaşında kenti arkasında bırakıp Norveç ormanlarında inzivaya çekilir. Taşra hayatı güzeldir ama daha on beş yaşındayken hayatını alt üst eden olaylar tesadüf eseri yeniden zihnine hücum eder. Artık sandıktaki sırların bir bir ortaya dökülme vakti gelmiştir. At Çalmaya Gidiyoruz, çok güzel ve etkileyici bir roman. Çevrildiği bütün dillerde de çok beğenildi ve iyi eleştiriler aldı. New York Times gazetesinin yıl sonlarında yaptığı, ABD'de yayımlanan yılın en iyi edebiyat yapıtları listesinde, 2007 yılında ilk sıradaydı.
  • Alişan Birlik
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    2,16 MB
    Eser Türü: Kitap
    Atlara nalı ters çaktığında başlamıştı ülkemin esaret zinciri, hiçte kolay olmayacaktır elveda günlerin. Unutma ki lanetlemeler peşini bırakmayacaktır, yolsuzluğun hesabını ödemesen de mutlaka tarih yazacaktır. Ülkemin o berrak güneşini, kutsanmış topraklarını sattın. Halbuki orada yeşerecektik hep birlikte. Onca yargıca baskı yaptığında mümkün müdür bunca aydının Demir parmaklıklar arkasında kahırlanmamaları. Yine de sabırla güneşle, selamlaşır gibi yüreklerini teskin ettiler. İnsan anayurdunda bir hücredeymiş gibi yaşar mı? O zaman esaret zinciri ağır gelmez mi cana. Senin kara cehaletin hüküm sürsün diye eyvallah eyvallah demeyecektir bu gençlik.
  • Türkan Saylan
    insan sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    271 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Müge Ayvacı
    Her zaman genç ve üretken kalmasınıbecerebilen bir bilim kadınının yaşamındanon yedi yıllık bir kesit…Olumsuzluklardan yılmayan, hep çözüm üretebilen,gerçek zenginliğin insanların iç evrenlerinden kaynaklandığının kanıtı At Kız Türkanın yaşamın-daki Sütçü Ayşe Hanımlar, Terzi Fotodan, BahçevanZizodan öğrendikleri ve uyguyadıkları…At Kız Türkanın çiçek açmış anı kırıntılarını keyifleokuyacağınızı umuyoruz. Sayfalar arasında gelecekkuşaklara aktarılan paha biçilmez deneyimler mutlakasizin de ilginizi çekecek. Türkan Saylan Hocanın, bukitabıyla Cumhuriyetin ikinci kuşağından, siyah-beyaz8. BASKIfotoğraflarla renklendirerek gönderdiği buruk selamıseverek kabulleneceğinizden hiç mi hiç kuşkumuz yok.
  • Osman Aysu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    56 Ayrım
    1259,94 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Tuğba Bayman
    Oldukça güzel bir polisiye gerilim romanı. Sibel Candan ve kameramanı Ayhan, ABC televizyonunda çalışan başarılı iki isimdir. Tesadüf eseri de olsa ellerine bomba gibi bir haber gelir. Bir adam bazı hafif meşrep kadınlara önce tecavüz edip sonra öldürmektedir. Bu ili kurcalarken ufaktan da olsa yakınlaşırlar ancak Sibel bir gün Turgut Atamer adında çok zengin ve yakışıklı bir adam ile tanışır. Ayhan yaptığı araştırmalardan sonra katilin Turgut olduğundan şüphelenir ancak Sibel bunu kıskançlığına verir. Katil uzun sarı saçlarını at kuyruğu şeklinde bağlayan hırpani giyimli hippi tarzında bir adamdır ve bir an evvel durdurulması gerekmektedir. Çünkü cidden hasta bir adamdır ve kadınları arındırdığını düşünmektedir. Katil kimdir? Sibel gerçek katili öğrenebilecek midir? Ya da eline düşüp kurtulabilecek midir? Ayhan ile olan ilişkisi nasıl devam edecektir? Katilin bu hale gelmesinde çocukluğunda annesi ile olan ilişkisi ne kadar yer tutmaktadır? Keyifle okunan bir roman.
  • Osman Aysu
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    2,90 MB
    Eser Türü: Kitap
    Adamın alnı boncuk boncuk boncuk terlemişti. Yüzündeki sakal en az iki günlüktü. Terden sırılsıklam olmuş ellerini blucinine sürterek kuruladı. Uzun sarı saçlarını at kuyruğu yaparak omzuna salmıştı. Koyu renk camlı Ray-Ban´ini çıkardı ve yeleğinin üst cebine soktu. Yatakta uzanmış kıza ihtirasla baktı. Tavandan sarkan çıplak ampulün yeterince aydınlatamadığı oda kızın sızmadan önce içtiği esrarlı sigaranın dumanıyla kaplıydı ve içerideki idrar kokusu insanın genzini tırmalıyordu. (Kitaptan)
  • Elvan Kaya Aksarı
    insan sesi mp3 - Türkçe
    16 Ayrım
    127,32 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Sercan Sebit
    At Sancısı, Kadıköy’den Karaköy’e, Beyoğlu’ndan Beyazıt’a dokunan; Demokrat Parti iktidarında yükselişe geçen motorlu taşıtların ve mekanik taşımacılığın karşısında gerileyen atlı arabacılığın seyrüseferini anlatan bir ilk roman. Elvan Kaya Aksarı, kadim kelimeleri kullanmaktaki maharetiyle anlamı daha da zenginleştiren ve toplumsal bir olaya değinmesiyle cesur, özgün ve çetin bir işe girişiyor, hatta yüz yıl önce yazılmış klasik romanların rüzgârını estiriyor… Romanda birçok yan karakter arzıendam etse de iki farklı cephenin öncüleri olarak devletin yetiştirdiği ve bir makama getirdiği Barış Bey’i ve handiyse atların emzirdiği, at menkıbeleriyle büyüyen Süleyman’ı görürüz. Romanın ismiyle akıbeti her bakımdan irtibatlıdır. Atlardaki bir türlü anlaşılamayan sancı, aslında bir çağ ağıdıdır. Atlar artık aceleyle kurtulmamız gereken eski bir sancıdır. Romanın başından beri beklenen ve muştu olarak görünen yağmur, atların sancısı dindiğinde başlar. İnkılap muhalifi atlar vurulmuştur. Keyif almamanı anlayabilirim, insan fırsat vermediği şeyin yabancısıdır. Bak bu şehrin ayakları sürekli denize değer de yine de balıktan, bilmem kaç çeşit deniz mahsulünden habersizdir. Yosun kokusunu, balık kokusunu iyi bilir buraların insanı ama iş balığın ismine cismine gelince acemidir. Kaç çeşit balık çıkar, ne zaman hangi deniz mahsulü yenilir, bilmediği gibi merak da etmez. Denize nazır kurulup da böyle karaya saplanan başka bir şehir sanırım yoktur. Senin aran nasıldır balıklarla?
  • Ethel Lilian Voynich
    insan sesi mp3 - Türkçe
    22 Ayrım
    210,72 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: mehtap tolu
    Devrimci Arthur Burton kendisini İtalya'nın bağımsızlık davasına adamıştır. Ancak kendisi İtalyan bile değildir. O bir İngiliz gencidir... Ne var ki, hayatının dönüm noktasında aslında kendisinin İtalyan olduğunu öğrenir. O güne kadar ona büyük bir yalan söylenmiştir. Her şeyi bırakır, çok uzaklara kaçar. Uzun yıllar sonra Felice Rivarez olarak geri döner. Vazgeçmemiş olduğu kavgası sırasında yaşanan olaylar kendisini öğrencilik yıllarındaki aşkının yanı başına sürüklemiştir. Ama iki sevgili, iki özgürlük savaşçısı birbirlerini tanıyabilecekler midir?

Sayfalar