Eserlere Göre Listeleme

Toplam 6514 sonuçtan 6441 - 6450 arası görüntüleniyor.
  • Baskın Oran
    insan sesi mp3 - Türkçe
    31 Ayrım
    324 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Özlem Güran
  • Stefanos Yerasimos
    insan sesi mp3 - Türkçe
    87 Ayrım
    461 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: İbrahim Uğurluoğlu
    Osmanlı-Türk toplumuyla Batı toplumları arasında ilşkilerin karmaşık mekanizmasını göz önüne sermeyi amaçlayan bu eserde, Türkiye'nin azgelişmişlik diye nitelendirilen bugünkü durumuyla sonuçlanan evrim süreci, Türk toplumunu oluşturan unsurların mücadelesinden doğan iç dinamiğin, kimi zaman iç dinamiğin, kimi zamansa dış dinamiğin ön plana çıktığı bir süreç olarak görülür.
  • Stefanos Yerasimos
    insan sesi mp3 - Türkçe
    139 Ayrım
    506 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: İbrahim Uğurluoğlu
    Bu eserde, Türkiye'nin azgelişmişlik diye nitelendirilen bugünkü durumuyla sonuçlanan evrim süreci, Türk toplumunu oluşturan unsurların mücadelesinden doğan iç dinamiği ve bu toplumun öteki sosyo-ekonomik sistemlerle ilişkisinin etki-tepkileri içinde gözlemlenmektedir. Bu açıdan bakılınca Türk toplumunun evrimi kimi zaman iç dinamiğin, kimi zamansa dış dinamiğin ön plana çıktığı bir süreç olarak görülür. Bunlardan ilki, yeni üretim biçimlerine doğru evrimleşme amacını güderken çok kere yoluna çıkan setlere çarpar kalır. İkincisiyse egemenlik altına alıcı toplumların yararına işleyen "azgelişmiş" üretim biçimleriyle sonuçlanır. Türk toplumuyla Batı toplumları arasında emperyalist ilişkileri doğuran bu süreç, bin yıldan daha gerilere uzanan bir olgunun ifadesidir. Bu yüzden de Türk toplumunun şimdiki durumunu ve gelecekteki evrim imkanlarını kavrayabilmek için bu olgunun bütününü tanımak gerekir. Üç ciltte tamamlanan olan ve Türkiye üzerine yapılan en geniş araştırma olarak kabul edilen bu çalışma bu konudaki görüşleri zenginleştirdi
  • Prof. Dr. Pertev Naili Boratav
    insan sesi mp3 - Türkçe
    56 Ayrım
    1097,77 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Yeşim Kantekin
    "Az gittik uz gittik. Dere tepe düz gittik. Bir de dönüp baktık ki bir arpa boyu yol gitmişiz." Bu ifadeleri bilmeyenimiz, duymayanımız yoktur; çünkü bu Türk masallarının ayrılmaz parçasıdır. Masal dünyasını gerçek dünyadan ayırmak, bu ayrılığı vurgulamak ve sık sık hatırlatmak için bulunmuş yollardan, Türk halkının dehasını gösteren muazzam cümlelerden biridir. Az Gittik Uz Gittik, şimdi bir kısmı Türkiye sınırları dışında kalsa da, Türkçe konuşan halkların yaşadığı topraklarda ve Anadolu’nun derin uygarlığı içinde serpilip gelişen masallardan oluşan bir derleme. 1998’de kaybettiğimiz değerli bilim insanı Pertev Naili Boratav’ın, uzun yıllar alan titiz ve kapsamlı çalışmalar sonucu oluşturduğu bu kaynak eser, Türk folklorunun bu paha biçilmez hazinelerini yazıya dökerek kaybolmaktan kurtarmış, bir kuşaktan diğer kuşağa sözlü gelenek içinde aktarılan masalları adeta bir kez daha ölümsüzleştirmiştir; kendi deyimiyle, onlara “belge” niteliği kazandırmış, her yaştan okuru masal dünyasının büyülü perdesini aralamaya çağırmıştır. Cumhuriyet döneminin en önemli araştırmacılarından birinin kaleminden, Türk halk edebiyatına yetkin ve kapsamlı bir bakış getiren bu kitap kırk sekiz halk masalı, bir tekerleme ve Karatepeli hikâyelerinden oluşuyor. Ayrıca Boratav’ın, “Türk Masalı Üzerine” başlıklı önemli incelemesinin de eklenmesiyle kitap, değerine değer katan bir boyut daha kazanmış oluyor. Şimdi, Keloğlan’dan korkunç devanalarına, astığı astık kestiği kestik padişahlardan gözü pek şehzadelere, bin bir güçlüğü aşarak muradına eren güzel ve akıllı kızlara, insanı hem eğlendiren hem de ona derin bir hayat bilgeliği aktaran hayvanlara kadar birçok renkli kahramanın dünyasını örten perde kalkıyor... ...ve daha da müthiş bir cümleyle masal başlıyor: "Bir varmış, bir yokmuş." (Tanıtım Bülteninden)
  • Hamdullah Köseoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    4 Ayrım
    79,1 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayda Aybar
    Az Gittim Uz Gittim, şiir tadında iki masaldan oluşuyor. Kitaba adını veren birinci masalda, Memiş’in bey kızına kavuşmak için verdiği savaşım; Barış Koyağı adlı ikinci masalda ise, insanları doğayla barış içinde yaşatma çabası anlatılıyor.
  • Pınar Aydın O'dwyer
    insan sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    172,31 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ece Önem
    Bir anne baba için çocuğunun görmesinde sorun olduğunu öğrendikleri an, kuşkusuz yaşamları boyu karşılaştıkları en zor anlardan biridir. Neden, nasıl, kimin yüzünden, ne yapmalı, nasıl yapmalı ile başlayan sorular anne babanın kafasını kurcalamaya başlar. Kimi zaman yanıt bulunamayan bu sorular bazen görme sorunun kendisinden daha fazla sorun olabilir. Sorulara yanıt alabilmek için bir kurum, ya da yetkili bulamamak, nereye başvuracağını bilememek de sorunlara eklenir. Bu kitap çocuklarda göz sağlığı ve hastalıkları hakkında genel bilgiler vermek, özellikle beyin hasarlarına bağlı görme bozukluklarının nedenleri, tedavileri, tıbbi ve sosyal açıdan yapılması gerekenler hakkında bilgiler vermek üzere hazırlanmıştır.
  • M. Scott Peck
    insan sesi mp3 - Türkçe
    41 Ayrım
    636 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Hanzade Yıldırımgeç
    Yılladır en çok satan kitap listesindeki haklı yerini koruyan Az Seçlin Yol geleneksel psikolojik ve ruhsal içgörüleri eşsiz bir biçimde bütünleyen, yaşamımızda gerçeği nasıl kucaklayacağımızı, iç barışa ve bütünlüğe nasıl ulaşacağımızı gösteren vazgeçilmez bir kılavuzdur. Ünlü psikiyatrist ve düşünür M. Scott Peck'in Batı dünyasının uzun ve çetin aydınlanma yolculuğunun özellikle bu aşamasında büyük önem taşıyan bu eseri kültürümüz içinde tam karşılığını bulmakta, bizi ileriye atılmamız için yüreklendirmekte ve sonunda bizleri bütünlüğümüze kavuştaracak yolu işaret etmektedir.
  • Sait Faik Abasıyanık
    insan sesi mp3 - Türkçe
    11 Ayrım
    142,50 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Mahmut YILMAZ
    “Yerimden kalktım. Aynaya doğru ilerledim. İki hanımın sessizce beni dikizlemelerine aldırış etmeden baktım. Perişan bir haldeydim. Yüzüm sapsarıydı. Gözlerim kıpkırmızı. Kenarlarından fırlayan saçlarımı toplamak için şapkamı çıkarınca şöyle parmaklarımla bir tarasam elimde kalacaklarını sandım. Şapkamı giyip kenarlardan fırlayan saçları içeriye tıktım. Dışarı çıktım. Vapur Kadıköy’den kalkmış geliyordu. Haydarpaşa İstasyonu’na baktım. Kocaman kapılarından ötede kırmızı yeşil fenerli, demiryollu, trenli, yolculu, meraklı, düşünceli, perişan, yerini bulmaya çalışan bir âlem vardı. Her gün yüzlerce tren binlerce hikâye getiriyor, binlerce hikâye alıp gidiyordu.” “Hikâye Peşinde” adlı öyküden. (Tanıtım Bülteninden)
  • Muteber Yılmazcan Simonetti
    insan sesi mp3 - Türkçe
    33 Ayrım
    1081,94 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Muteber Yılmazcan Simonetti
    “Modern Türkiye'de ister istemez değişik dini grupların birbirleriyle alakaları ve ilgilenmeleri oluyor. Bu bütün Batı toplumlarında hatta Doğu toplumlarının bazılarında olduğu gibi güçlü bir ilgi değil. Muteber Yılmazcan bunun dışına gitti. Uzun yıllardır çalıştığı Gayrimüslim Cemaat Vakıfları Temsilciliğindeki görevi dolayısıyla bu vakıflarda çalışan, idari görevi olan gayrimüslim grupların temsilcileriyle yakın dostluğu oldu. İçlerinde bazı tanıdıklarım var, hakikatten bilgili ve geniş görüşlüler. Muteber Yılmazcan'ın çalışmasının bu ortamda olumlu bir katkı yaptığı kanaatindeyim. Muhtelif seçkinlerle doğrudan doğruya sohbetler yaptı. Bu yaklaşım tanımak için en yararlı yoldur ve bunun gerçekleşmesi de büyük bir kazanç. Rum, Ermeni, Yahudi, Gürcü cemaatine, Katolik gruplara, Süryani Ortodoks grubuna her cemaatin aydınları ve yöneticileriyle mülakat yaparak eğilmek bir başlangıç ve doğru yol.” -İlber Ortaylı Sırasıyla Rum, Ermeni, Yahudi ve Süryani olmak üzere dört farklı azınlık grubundan seçilen Cemaat Vakıfları Temsilcisi ile çalışan Simonetti, yıllar içinde sahip olduğu birikimini azınlık cemaatlerince tanınmış otuz farklı isimle yaptığı yirmi yedi röportaj aracılığıyla okuyucularla buluşturuyor. Türkiye topraklarında AZ kalmış nüfuslarıyla bugün hala varlıklarını koruyan kadim Rum, Ermeni, Yahudi, Süryani, Keldani, Bulgar, Gürcü, Karayim ve Arap dilli Ortodoks toplumlarının tarihlerini, yaşadıkları trajik olayları, verdikleri göçleri ve güncel meselelerini Laki Vingas, Toros Alcan, Moris Levi, Andon Parizyanos, Yorgo Papalyaris, Bedros Şirinoğlu, Sait Susin, Yusuf Basmacıoğlu, Bernard Sarıbay, Zeki Basatemir, Vasil Liaze, Kirkor Ağabaloğlu, Avram Sevinti, Paul Zazadze, Mihail Örme, İdil Karayeğen, Teoman Önder, S. Can Ustabaşı, Fadi Hurigil, Kuryakos Ergün, Yılmaz Hiçbezmez, Murat Özberk, Şaul Cenudioğlu, Cem Çapar, Cem Altıniş, Ferit Özaltun, Faruk Uğurgel, Münir Balıkçıoğlu, İbrahim Çilingir, Hanriyet Yıldız ile yapılan sohbetlerde bulacaksınız.
  • Pier Vittorio Aureli
    insan sesi mp3 - Türkçe
    6 Ayrım
    45,43 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Öznur Özgen
    Aureli'ye göre asketizm, yaygın olarak anlaşıldığı gibi yalnızca tefekküre dalınan bir hal, ya da dünyadan vazgeçme değil; her şeyden önce, başka bir yaşam tarzı arayışında sosyal ve politik koşulları köklü biçimde sorgulamanın bir yöntemidir. Aureli, asketizmin radikal bir iktidar eleştirisi, bir otonomi fırsatı olarak doğmasına karşın, zaman içinde anlamının nasıl değiştiğini, kapitalizmin mantığından "sosyal" konut kavramına ve minimalist tasarımın ideolojik retoriğine kadar her şeye nasıl yayıldığını gösteriyor. Minimalist tasarımın "az çoktur" mottosu, daima azla çoğu elde etmenin peşindeki kapitalizmin kemer sıkma eğilimleriyle birlikte yeniden moda olurken, asketizm ahlaki bir zorunluluğa ve ideolojik bir auraya dönüşürken, "az yeterlidir" demek bizi statükonun dayattığından farklı bir yaşam tarzına yönlendirebilir mi? Asketizm pratiği, bir baskı aracı olmaktansa kapitalizmin öznel iktidarına direnmenin bir biçimi olabilir mi? Pier Vittorio Aureli: Project of Autonomy : Politics and Architecture Within and Against Capitalism (2000) ve Possibility of an Absolute Architecture (2011) başlıklı kitapların da aralarında bulunduğu çeşitli yayınları olan Aureli, Architecture Association (AA)'da öğretim üyeliği, Yale Üniversitesi'nde ise misafir öğretim üyeliği yapıyor. Mimarlık-kent ilişkisini irdeleyen DOGMA adlı ofisin iki kurucusundan biri. "Bugün pek çok sanatçı, mimar ve tasarımcı, önermeleri yoluyla toplumsal değişime önayak olma dürtüsü duyuyor; ama üretimlerinin ana kaynağını oluşturan kendi varoluşlarını nadiren gözden geçiriyorlar. Mimarlık, sanat ve tasarım sahasında çalışan pek çok kişi istikrarsız koşullarda yaşıyor, ücretsiz çalışıyor ve sosyal güvenceleri yok. Yaşamları gitgide daha çok kaygı, ıstırap, hüsran ve zaman zaman depresyonla anılıyor. Küratörlerin, mimarların ve sanatçıların girişimlerinde bayıla bayıla arkasında durdukları sosyal kaygıları olan gündeme rağmen, biliyoruz ki yaratıcı endüstri hayli rekabetçidir ve buna uyum sağlamayı reddedenlerin gözünün yaşına bakmaz. [...] İronik bir biçimde, bu insanların çoğunun zaten asketik bir yaşamı var; ama istemeye istemeye, bu yaşama [...] otonom bir yapı verme becerisinden yoksun olarak yaşıyorlar. Bu durumda "az çoktur" sloganı, olsa olsa gün geçtikçe istikrarsızlaşan durumumuzun müstehzi bir yorumu olarak tınlar; çünkü biliyoruz ki az yalnızca azdır ve bunun romantikleştirilecek bir yanı yoktur." "Bugün pek çok sanatçı, mimar ve tasarımcı, önermeleri yoluyla toplumsal değişime önayak olma dürtüsü duyuyor; ama üretimlerinin ana kaynağını oluşturan kendi varoluşlarını nadiren gözden geçiriyorlar. Mimarlık, sanat ve tasarım sahasında çalışan pek çok kişi istikrarsız koşullarda yaşıyor, ücretsiz çalışıyor ve sosyal güvenceleri yok. Yaşamları gitgide daha çok kaygı, ıstırap, hüsran ve zaman zaman depresyonla anılıyor. Küratörlerin, mimarların ve sanatçıların girişimlerinde bayıla bayıla arkasında durdukları sosyal kaygıları olan gündeme rağmen, biliyoruz ki yaratıcı endüstri hayli rekabetçidir ve buna uyum sağlamayı reddedenlerin gözünün yaşına bakmaz. [...] İronik bir biçimde, bu insanların çoğunun zaten asketik bir yaşamı var; ama istemeye istemeye, bu yaşama [...] otonom bir yapı verme becerisinden yoksun olarak yaşıyorlar. Bu durumda "az çoktur" sloganı, olsa olsa gün geçtikçe istikrarsızlaşan durumumuzun müstehzi bir yorumu olarak tınlar; çünkü biliyoruz ki az yalnızca azdır ve bunun romantikleştirilecek bir yanı yoktur. (Tanıtım Bülteninden)

Sayfalar