GÖZ ÖNÜNDEKİ UZUN HİDAYET
İşyeri açamayız, gerekli okullar açamayız, sosyal konutlar açamayız, yollar açamayız, ama bu ülkede nedense bol bol dosya açarız. Mahkemeye bir işin mi düştü, hemen dosyan açılıverir. Pasaport mu alacaksın, hele form dilekçenin yanına boş bir dosya ekleme, hemen oracaktaki ilgili bozuluverir, 'Nerde dosyası?' diye. Maliyede dosya açılır, tapuda dosya açılır, okulda dosya açılır, sonunda öyle alışır ki insanoğlu, bu kez kendi evinde dosyalar açmaya başlar. Bu elektrik dosyası, bu su dosyası, bu hastalık dosyası, bu emeklilik dosyası... Bir makbuzu yitir, bir kâğıt parçasını yitir, yandın, 'Ödemişsen makbuzunu göster kardeşim', 'Ay bak üsteleyip durma, zaten az önce şefle atıştım, burnumdan soluyorum, bir de seninle uğraşmayalım burada, göster kâğıdını, hı göstersene, hadi hadi göstersene !.. ' Tak eder kafan, 'Uh, nerde o kâğıt, nerde o makbuz, bir dosyalamamışım bak görüyor musun şimdi?' dersin, ama iş işten geçmiştir. Ne yapıp edeceksin, evin altını üstüne getireceksin ve o makbuzu, o kâğıdı bulacaksın