Eserlere Göre Listeleme

Toplam 898 sonuçtan 731 - 740 arası görüntüleniyor.
  • Suat Derviş
    insan sesi mp3 - Türkçe
    25 Ayrım
    508,30 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Müge Süzek
    Bir gece kadınına, bir karanlık kızına bundan daha güzel ve onu daha iyi vasıflandıran bir sıfat bulmaya imkân mı vardı! Güzelliği kadar, ismi de kaldırımlarda meşhurdu. Güzelliği dillere destan, yeri geldiğinde mangalda kül bırakmayan, gökyüzündeki yıldızlardan düştüğüne inanacak kadar saf bir fahişe Fosforlu. İstanbul’un her sokağını, karakollarını bilen Cevriye'nin karşısına hiç tanımadığı bir adam çıkar. Hayatında kimse Cevriye'ye, hastalığında kendisine bakan, itina eden, ilk kez bir kadın olduğunu hissettiren bu adam gibi davranmamıştır. Bu yabancıyı tanımasıyla birlikte Cevriye daha önce hiç hissetmediği, hiç bilmediği duyguları tadacak ve sevmeyi, tutsaklığı öğrenecektir. Suat Derviş, ilk kez 1968’de yayımlanan Fosforlu Cevriye adlı kitabında, toplumun dışına itilmiş, “öteki” olarak konumlandırılan bir fahişenin hayatını anlatıyor. Toplumun farklı sınıflarından karakterlere yer verdiği, sade bir dille yazdığı ve insan sevgisini temel aldığı bu romanıyla, toplumda var olan iki yüzlülüğe de ironik yaklaşımıyla dikkat çekiyor. Atilla Dorsay’ın önsözüyle.
  • Yılmaz Özdil
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    18,18 MB
    Eser Türü: Makale
    Seslendiren: Jale Anıl
    13 Mart 2021 tarihinde Sözcü Gazetesi yazarlarından Yılmaz Özdil'in Fosforlu Cevriye başlıklı köşe yazısı.
  • Nezih Tavlaş
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    20 Ayrım
    654,12 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: GVZ Gül
    Nezih Tavlaş’ın, fotoğrafın efsane ismi Ara Güler’in hayatını anlatan bu kitabında sayfalar akarken alttan da Türkiye’nin 80 yıllık tarihi geçiyor. Kitap, savaşlar, darbeler, medeniyetler, facialar ve dünyanın kaderini değiştiren insanlar ardında koşuşan Ara Güler’in yaşam boyu karşılaştığı inanılması güç öyküleri akıcı bir üslupla sunuyor. Usta Ara Güler’in her zaman doğru yer ve doğru zamanda olabilmek için nasıl çalışıp didindiğinin ve nasıl bir bedel ödediğinin de tanığı bu sayfalar. Dünya üzerinde fotoğraftaki gerçeklik akımının temsilcileri Alfred Stieglitz, Ansel Adams, Edward Weston, Henri Cartier Bresson ve Paul Strand’ın ardından Türkiye topraklarında yetişen Ara Güler’in büyük yankı uyandıran foto-röportajlarında, objektifinin odağına insanı oturttuğunu belirten Şenyüksel “Ama insanı var olduğu gerçeklikten koparmadan aynı oranda da estetik bir biçimde fotoğraflayarak bu efsane isimlerin arasında hak ettiği yeri alan Ara Güler gibi bir efsanenin hayatını bu kitapla sizlere aktarmış olmaktan kıvanç duyuyoruz. Kitabın her sayfasında, Ara Usta’nın hayata bakışındaki o müthiş “sense of humour” hissedilecek, beyinlerimize kazınan unutulmaz karelerinin de aslında hiçbir şekilde şans veya rastlantıyla oluşmadığı görülecek” dedi. Ara Güler’in doğduğu günden bugüne kadar tanık olduğu olayları kronolojik bir sırayla anlatan 234 sayfalık “Foto Muhabiri” adlı kitabın sonunda Büyük Usta ile yapılan bir söyleşi ve aile albümünden fotoğraflar yer alıyor.
  • Nezih Tavlaş
    insan sesi mp3 - Türkçe
    40 Ayrım
    614 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Raika Füsun Umar
    Nezih Tavlaş'ın, fotoğrafın efsane ismi Ara Güler'in hayatını anlatan bu kitabında sayfalar akarken alttan da Türkiye'nin 80 yıllık tarihi geçiyor. Kitap, savaşlar, darbeler, medeniyetler, facialar ve dünyanın kaderini değiştiren insanlar ardında koşuşan Ara Güler'in yaşam boyu karşılaştığı inanılması güç öyküleri akıcı bir üslupla sunuyor.
  • Ayşe Kulin
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    104 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nilgül Toral Akgün
    Çocukluğumun Adadaki köşkte geçen yaz tatilleri dışında, ben hep bu beton apartmanların odalarında yaşamıştım. Beton odaların tavanları, önceleri çok yüksek ve kartonpiyerli iken giderek alçalıp, sadeleşmiş, odaların boyutları giderek küçülmüştü. Anneanneme ailesinden kalan avizelerin önce zincirleri kısaltılmış, sonra da onları dar odalardan, daha geniş ve yüksek tavanlı evlere terfi ederek bizimle yer değiştiren kişilere satmıştık. Anneannem, bizden eşyalarımızı satın alacak güve sahip o kişileri hep küçümsemişti nedense. O baygın yeşil gözleri ile bir devrin tüm ihtişamını görmüş ve yaşamıştı. Ben sadece ondan duyarak imrenmiş, özenmiş ve hayal etmiştim. Türk öykücülüğünün en önemli iki ödülünü, 1995 yılında Haldun Taner Öykü Ödülünü, 1996 yılında ise Sait Faik Öykü Ödülünü kazanmış bir başyapıt: Foto Sabah Resimleri
  • Ayşe Kulin
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    488,66 KB
    Eser Türü: Kitap
    Çocukluğumun Ada'daki köşkte geçen yaz tatilleri dışında, ben hep bu beton apartmanların odalarında yaşamıştım. Beton odaların tavanları, önceleri çok yüksek ve kartonpiyerli iken giderek alçalıp, sadeleşmiş, odaların boyutları giderek küçülmüştü. Anneanneme ailesinden kalan avizelerin önce zincirleri kısaltılmış, sonra da onları dar odalardan, daha geniş ve yüksek tavanlı evlere terfi ederek bizimle yer değiştiren kişilere satmıştık. Anneannem, bizden eşyalarımızı satın alacak güce sahip o kişileri hep küçümsemişti nedense. O baygın yeşil gözleri ile bir devrin tüm ihtişamını görmüş ve yaşamıştı. Ben sadece ondan duyarak imrenmiş, özenmiş ve hayal etmiştim. Türk öykücülüğünün en önemli iki ödülünü, 1995 yılında Haldun Taner Öykü Ödülü'nü, 1996 yılında ise Sait Faik Öykü Ödülü'nü kazanmış bir başyapıt: Foto Sabah Resimleri...
  • Yapım: Mehmet Köseoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    12,27 MB
    Eser Türü: Tiyatro
  • Tekin Ertuğ
    metin - Türkçe
    2 Ayrım
    745,42 KB
    Eser Türü: Kitap
    Yaklaşık iki yıldır FSK (Fotoğraf Sanatı Kurumu) çatısı altında, "Kuram ve Kurgu" ağırlıklı uzun soluklu bir atölye çalışması gerçekleştirmekteyiz. Bir süre daha devam edecek olan atölye sürecinde, farklı bir deneyim olarak, ülkemiz genelinde bilinen/tanınan usta fotoğrafçılardan erişebildiklerimizin anılarını derlemeye çalıştık. "Hatıra" yazımı hemen hayatın her alanında son derece önem atfedilen çok özel bir alandır. Fotoğraf dünyamızda buna ilişkin ciddi bir boşluk bulunduğu da apaçık ortadadır. Sonraki kuşaklara miras olarak bırakılacak görsel materyal yanında, deneyimleri saklı tutan anıların müras olarak aktarılması da çok ciddi önem taşır. Böylesi bütün materyaller, gerek akademik çerçevede ve gerekse akademi dışı metinlerde belge olarak, refrans olarak küçümsenemeyecek bir değere haizdirler.
  • Susan Sontag
    insan sesi mp3 - Türkçe
    22 Ayrım
    403 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Nalan Ayıoku
    Sontag, bu kitapta fotoğrafın resim, yazın, mimari ve müzik gibi sanatlarla olan ilişkisini derinlemesine sorgulamakla kalmıyor, aynı zamanda fotoğrafın anlamını ve çağdaş dünya üzerinde yaptığı korkunç etkiyi, eşine ender rastlanır bir yoğunlukta su yüzüne çıkarıyor.
  • Susan Sontag
    metin - Türkçe
    3 Ayrım
    2,90 MB
    Eser Türü: Kitap
    'Herhangi bir insanın vahşetin en amansız boyutlarını gösteren fotoğraflarla ilk defa karşılaşması, bir tür ifşadır, prototipik açıdan da modern ifşadır. Benim kendi payıma bu ifşayı yaşadığım an, Temmuz 1945'te Santa Monica'daki bir kitapçıda tesadüfen gördüğüm Bergen-Belsen ve Dachau fotoğraflarıydı. O güne değin -fotoğraflarda ya da gerçek hayatta- görmüş olduğum hiçbir şey, içimi bu denli keskince, derinden ve anında deşmemişti. Gerçekten de, tam olarak ne hakkında olduklarını kavramam yılları alsa bile, hayatımı o fotoğrafları gördüğümden önceki dönemim (o zaman henüz on iki yaşındaydım) ile sonraki dönemim olarak ikiye ayırdığımı söylersem abartıya kaçmış olmam. Onları görmem neye yaramıştı? Kaldı ki, fotoğraftan başka bir şey değildi onlar -o güne değin hemen hiç haberim olmamış ve etkilemek için de hiçbir şey yapamayacağım bir olayın, hemen hiç tasavvur edemeyeceğim ve dindirmek için de elimden en ufak bir şey gelmeyecek olan bir ıstırabın fotoğrafları. Fakat o fotoğraflara baktığımda içimde bir şey kırılmıştı. Bir sınıra dayanmıştım ve bu salt dehşetin sınırı değildi; tesellisi mümkün olmayan bir kedere düşmüş, yaralanmıştım, ama duygularımın bir kısmının katılaşmaya başladığını da hissetmiyor değildim; içimde bir şey ölürken, bir şey de hâlâ feryat edip duruyordu.'

Sayfalar