Yazara Gore Listeleme

  • Algernon Blackwood
    insan sesi mp3 - Türkçe
    10 Ayrım
    153,00 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Figen Bayrak
    “Bu öykü netlikten kaçınıyor, gösterirmiş gibi yapıp göstermiyor, bizi içine çekiyor ve pek de açıklanmayan bir şeyle korkutuyor.” –Michael Dirda Tuhaf kurgu ve hayalet hikâyesi türlerinde çığır açan Algernon Blackwood, insanın duyguları ve mantığı arasındaki gerilimi kurcalayan, doğaüstü ile doğal olan arasındaki alacakaranlık coğrafyayı keşfe çıkan öncü bir yazar. Başyapıtlarından biri olan Söğütler ise H. P. Lovecraft’a göre tüm zamanların en iyi tuhaf öyküsü. Tuna Nehri’nde yolculuk yapan iki arkadaş, kanolarıyla süratle ilerlerken kendilerini âdeta başka bir dünyanın eşiğinde, söğütlerin ıssız diyarında bulur. Bu viran bölgede uygarlığa dair tek bir işaret yoktur. İnsanlığın dünyasından uzakta olma hissi, tabiatın orta yerinde olmanın cazibesi ikisini de büyüler ama bu diyarın tekinsiz yüzü yavaş yavaş kendini göstermeye başlayacak, dehşet, huşu ve hayret birleşerek benzersiz bir korkuyu doğuracaktır. Söğütler bize karşı.
  • Aslı Akarsakarya
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    157,38 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nuance yelda
    Aslı Akarsakarya, 2021 Yunus Nadi Öykü Ödülü’nü alan “Buraya Kısıldık Sanırım”da on sekiz etkileyici öykü anlatıyor. Çok çeşitli konu ve karakterle örülü öyküler, geçmişin katılığı ve geleceğin belirsizliği arasındaki müphem kırılma anlarına odaklanıyor. Kahramanlar ne kadar uğraşsalar da kendilerine biçilen rollerden, belleklerinden, zamanın yıkıcılığından ve çoğunluğun ikiyüzlülüğünden kurtulamıyor. Düşünülenle yapılan, kurgulananla yaşanan, isyan edilenle kabul edilen sürekli çarpışıyor ve kazanan hep hayatın gerçekliği oluyor. “Onunla yıllar sonra yolda rastlaşıp merhaba dediğim vasat bir hikâyem olmasın isterdim. Yanından sessizce geçerdim, uzaktan dikizlerken geçmişin tüm titreyişlerini tavaf ederdim, ille gerekirse buruk bir baş selamı bile verebilirdim ama gidip de n’aber ya görüşmeyeli, demezdim. Demeyecektim yani çünkü hikâyemiz daha iyisini hak ediyordu, şüphesiz, ama hayat sihir olasılıklarını birer birer siliyor, öldük işte biraz daha diye düşünüyorum çünkü lambalar teker teker sönüyor ve çünkü şalter birden atmıyor.”
  • Javier Marias
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    9 Ayrım
    190,95 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nuance yelda
    Edebiyatçılar ile futbol arasındaki ilişki yeni değil. Camus ve Nabokov delikanlılıklarında kaleciydiler. Öyle ki Camus insan ahlakına ilişkin bildiği her şeyi futboldan öğrendiğini söyler. Marías da futbola düşkünlüğünü asla inkâr etmeyen edebiyatçılardan. Hem de çocukken sol açık oynayan bir topçu. Futbol, çocuk Javier’in gözünde, kahramanların ve kötü adamların geçit töreni, hayatın temel değerlerini öğrenmesine yardım eden bir destandır. Yetişkin Javier’in gözünde ise bir mizaç, kişilik, fedakârlık ve dayanışma gösterisidir; duygu, hatıra ve nostalji, özellikle de nostalji gösterisi. “Hafızası olanların bildiği […] gibi, solcular ve cumhuriyetçiler, yani İç Savaş’ın kaybedenleri, ‘Real’ sıfatının kuşkusuz çelişkisine rağmen Madrid’i Atlético’ya tercih ediyorlardı. Real Madrid kuşatılmış ve bombalanmış şehrin ismini taşıyordu, Atlético Aviación ise (Atléti’nin başlangıçtaki ismi buydu) Francocu pilotların, tam da zalimce başkenti bombalamaya kendini adayanların takımıydı. Oyuncularımız arasında az ‘kızılcık’ olmadı, Del Bosque, kaleci Miguel Ángel, […] Breitner […], ve sadece ellili ve altmışlı yılların Avrupa zaferleri, diktatörlük rejiminin tüm fırsatçılığıyla takıma yanaşmasına neden oldu, takımın rejime değil.” “Marías bu kitapta sözü uzatmıyor; hızlı, dâhiyane olduğu kadar mücadeleci; kişiliğini, çocukluğunu tüm çıplaklığıyla sergiliyor ve ele aldığı bu konuyu tutkuyla, cesaretle işliyor.” Neue Zürcher Zeitung
  • Celia Paul
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    182,91 MB
    Eser Türü: Kitap
    “Tarih boyunca kadınlar çoğunlukla sanatçıdan ziyade sanatın konusu olarak görülmüşler. Kadınların kendilerini yaşadıkları tecrübeye adamaya doğal eğilimleri, sessiz sakin kalma yetenekleriyle de birleşince pek çok kadın büyük erkek sanatçılara büyük ilham perileri olmuşlar. Kadın sanatçı olarak bir strateji belirlemek gerekiyor: Ben kendi başıma buyrukluğumu korumak için sınırlar koymaya gerek duydum. Virginia Woolf’la aynı fikirdeyim; kadın sanatçının ‘kendine ait bir oda’sı olması temel, hayati bir ihtiyaç.” Celia Paul “Otoportre”de ressam Lucian Freud’la ilişkisine, gençliğine ve sanatını kurduğu günlere dönüp bakıyor. Bu samimi anlatıda kendi kendisini konu eden bir ressamın cesareti, nazik, güçlü bir sanatçı portresi ortaya koyuyor. “Büyük sanat eserleri yapabilmek için gereken ürpertici adanmışlığa ve neden en tepelere çıkabilmiş bu kadar az kadın sanatçı olduğuna dair içeriden bir bakış… Tamamı gerçeklerle dolu, şaşırtıcı derecede dürüst, etkileyici ve dikkat çekici bir kitap.” Esther Freud “”Otoportre”, bir ressamın dil üzerindeki şaşırtıcı hâkimiyetini, dünyayı apaçık ve öznellikten uzak bir bakışla görebilmekten aldığı ahlaki gücünü ortaya koyuyor. Celia Paul’ün üzerinden genç kadın sanatçıların kendilerini ifade etmekte yaşadıkları zorlukların anlatılması kültürümüzün ruhunda açılmış en derin yaraları açığa çıkarıyor: Erkek sanatçıların nereden kaynaklandığı belli olmayan gücü, yaratmaya meyleden kadınların kırılganlığı ve dışlanmaları, kimin kadının ve bedeninin sahibi olduğu ve neye yaradığı… Kızgınlıkla değil, güzellik ve samimiyetle yazılmış olsa da Otoportre, sanatçı statüsünün kötüye kullanımının nelere mal olduğunu açık ederek okurlarında öfke uyandırıyor.” Rachel Cusk
  • Orhan Duru
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    5 Ayrım
    138,58 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nuance yelda
    “Kazı”, klasik öykünün kalıplarını bozarak yeni bir anlatı dili geliştiren 1950 Kuşağı’nın ele avuca sığmaz yazarı Orhan Duru’nun onuncu öykü kitabı. Kitaba adını veren büyük öykü “Kazı”da yazar hüzünlü bir ruh haliyle geçmiş zamanın izini sürüyor; çocukluk ve okul yıllarının zaman ve mekânlarında yürüttüğü kazılardan çıkan yaşantıları öyküleştiriyor. Öbür öykülerdeyse günlük yaşamın düşlerle sarmalanmış parçaları büyük bir ustalıkla kristalize ediliyor. “Büyük kentler iyi gelmiyor bana. Oralarda düşlerimi de yitiriyorum. Karanlık sokaklarda geziyorum, çöplükler arasında dolaşıyorum, kirli ve zehirli hava kokluyorum, yorgunluktan ölü gibi gelip yatıyorum ve sabah hiç düş görmemiş gibi uyanıyorum. Belki görüyorum ama anımsamıyorum. Anımsama düşün bir parçası. Bir düşü anımsamıyorsam neye yarar?”
  • Erkan Irmak
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    27 Ayrım
    380,47 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nuance yelda
    Nâzım Hikmet, Cumhuriyet döneminin tamamına damgasını vurmuş en önemli edebi ve siyasi şahsiyetlerden biri. Şiirleri, hem getirdiği biçim hem de seçtiği içerikle kuşaklar üzerinde bugün dahi etkisini sürdürüyor. Ancak Nâzım Hikmet şiirleri üzerine etraflı incelemelerden halen yoksunuz. Erkan Irmak, Kayıp Destan’ın İzinde başlıklı çalışmasında bu meşakkatli işin bir kısmını üstlenerek şairin Kuvâyi Milliye ve Memleketimden İnsan Manzaraları eserlerini ele alıyor. Destan’ın yazıldığı koşulları, bu koşulların etkisiyle şairin yaşamı arasındaki bağı, Memleketimden İnsan Manzaraları’na uzanan süreçte Nâzım Hikmet’in şiirlerinin “modern epik” formuna nasıl kavuştuğunu inceliyor ve bu şiirlerin edebiyat tarihi ve edebiyat eleştirisi açısından nasıl değerlendirilebileceğini gösteriyor. 2009 Memet Fuat Eleştiri/İnceleme Ödülü’ne de layık görülen Kayıp Destan’ın İzinde, Nâzım Hikmet’i ve şiirini “okumak” için de kapsamlı bir çerçeve çiziyor.
  • Herman Koch
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    15 Ayrım
    417,43 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nuance yelda
    Amsterdam Belediye Başkanı Robert Walter yeni yıl resepsiyonunda karısının, belediye encümenlerinden biriyle konuşurken kahkahalarla başını arkaya attığını görünce kendisini aldattığından şüphelenir. Kısa süre sonra bir gazeteci, Vietnam Savaşı’nı protesto eden üç eylemcinin bir toplum polisini dövdüğünü gösteren bir fotoğrafla belediye başkanının karşısına çıkar ve bu eylemcilerden birinin kendisi olduğunu iddia eder. Tam da o sıralarda, Robert’in 94 yaşındaki babası oğluna, kendisinin ve annesinin kötüleşen sağlık durumlarıyla onu uğraştırmak istemediklerini, bu nedenle hayatlarına onurlu bir biçimde son vereceklerini söyler. Bir zamanlar dengeli ve başarılı biri olan Robert, korkularının ve şüphelerinin esiri olur, kıskançlık ve paranoya içini kemirmeye başlar. Hiçbir şey göründüğü gibi değildir, ya da yoksa Robert en sonunda ilk kez dünyayı –ve karısını– gerçekten oldukları gibi mi görmeye başlamıştır? “Belki de olmayan şeyleri insanın nasıl görebileceğini muhteşem bir şekilde gösteriyor H. Koch. Hendek, hayal gücüne bir övgüdür.” Het Parool “Kıskançlık ve güvensizlik sağlam bir ilişkiye neler yapabilir? İşte, usta bir üslupçunun merak uyandıran keşfi.” Booklist “Herman Koch beklentileri boşa çıkarıp beklenmedik kaçış çizgileri çiziyor.” Le Canard enchaîné
  • Philippe Blanchon
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    13 Ayrım
    350,72 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nuance yelda
    “Sabah. Güneş Lüksemburg Bahçesi’nin üzerinde yükselmiş. Kuş cıvıltıları şehrin uğultusunu bastırıyor. Birkaç yüz adım ilerde Fleurus Sokağı bulunuyor. 27 numaralı binadaki bir anı levhasında şunlar yazılı: ‘GERTRUDE STEIN 1874-1946 / AMERİKALI YAZAR…’” Gertrude Stein hakkında ne biliyoruz? Amerika doğumlu şair, yazar, koleksiyoner, dil cambazı ve kadın hakları savunucusu olduğunu. Yaşamının çoğunu Fransa’da geçirdiğini, Fleurus Sokağı no 27’deki dairesinin Picasso’dan Hemingway’e, Pound’dan Fitzgerald’a resim sanatının ve edebiyatın merkezi haline geldiğini. Dil ve üslup konusunda her zaman takıntılı olduğunu. Her şeyden önemlisi de Avrupa’da sanat tarihini baştan aşağı değiştirecek kültürel devrimlere ve yeniliklere birinci elden tanıklık ettiğini. Philippe Blanchon, çağa damgasını vurmuş aykırı bir karakterin hayatındaki kırılmaların izinde önemli bir biyografiye imza atıyor.
  • Aslı Akarsakarya
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    157,38 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nuance yelda
  • Thomas Bernhard
    bilgisayar sesi mp3 - Türkçe
    21 Ayrım
    166,48 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: nuance yelda
    İlk kez 1970’te sahnelendiğinde, bazı eleştirmenler tarafından “absürd tiyatro” örneği olarak etiketlenip “hiciv boyutu ve burjuvazi eleştirisi” görmezden gelinmek istenen BORIS İÇİN BİR ŞÖLEN’in ilk yazımı 1965’e kadar geri gider. Oyun aynı yılın yaz aylarında Salzburg Tiyatro Festivali için “fazla karanlık” bulunarak kabul görmemiştir. Bu oyunda, tıpkı kendisi gibi bacaklarını kaybetmiş İyi Kadın’ın yıllar önce evlenip Kötürümler Bakımevi’nden çıkardığı Boris’in doğum günü için düzenlenecek şölen konu edilir; şölene Bakımevi’nden on üç kötürüm konuk olacaktır. Bernhard’ın pek çok kez en başarılı eseri olarak adlandırdığı AV MECLİSİ’nde General ve eşinin av köşkünde bir oyun yazarı konuktur. –Bu Yazar karakteri Bernhard’ın yapıtında ilk kez bir tür yazınsal ayna karakter olarak belirir.– Av köşkünü çevreleyen ormanı bütünüyle kabuk böceği sarmıştır ve Stalingrad muharebesinde tek kolunu kaybetmiş General ölümcül bir hastalığın pençesindedir. Bernhard’ın ünlü Alman tiyatro oyuncusu Bernhard Minetti’ye ithafen kaleme aldığı MINETTI’de, yalnız ve yaşlı bir oyuncu olan Minetti karakteri, bir yılbaşı gecesi, Flensburg Tiyatrosu’nun başyönetmeniyle buluşmak için Atlantik Okyanusu kıyısındaki karlı Oostende’de üçüncü sınıf bir otele gelir. Kendisini ilk kez üne kavuşturan Kral Lear’i otuz yıl sonra yeniden oynayıp sahnelere dönüşünü taçlandırmak niyetindedir fakat yolunu dört gözle beklediği başyönetmen bir türlü ortalıkta görünmez. Bernhard’da drama fikri, romanları, anlatıları, öyküleriyle kurduğu bütünlük bağlamında “felsefi güldürü izlencesi”nin yazınsal esaslarından biridir. Bernhard’ın tiyatro oyunları, ülkesi Avusturya’nın acı gerçeklerini seslendirirken evrensele uzanan yapıtı içerisinde dünya yaşamını aynı anda bir güldürü ve tragedya olarak betimleyen, ciddiyetle gülünçlük arasında gerçekliğin birbiriyle çelişen çift yüzünü resmeden güçlü bir repertuvar oluşturur: Sesi sönmeyen bir sözcük senfonisi, susmayan bir acı kahkaha. “İnsanlar tiyatroya gelirler / büyük bir oyuncuyu seyretmek için / ama gelir gelmez de onun tekinsizliğini itici bulurlar / Tekinsizlik sergilediğinde sanatçı / ki sergilemelidir / seyirci bunu itici bulur / Oyuncu göstermelidir onu / Tekinsizliği başka hiçbir şeyi değil” Onda beni her zaman büyüleyen, dilinin ritim ve ton açısından taşıdığı müzikalitedir. Oyunları da adeta senfonik cümleler halinde bestelenmiştir. Beni en çok etkileyen oyunu Strindbergvari bir oda oyununun yoğunluğuna eriştiği AV MECLİSİ’dir. Carl Zuckmayer

Sayfalar