Yazara Gore Listeleme

Bu çalışmanın öncelikli amaçlarından biri, Türk ve Ermeni toplumlarının Türk-Ermeni ilişkilerine dair 1915 merkezli algısını, Ermeni edebiyatının bazı önemli çalışmalarının Türkçe’ye kazandırılması aracılığıyla bir nebze değiştirmektir. Böylelikle, iki toplum arasında kırgınlık, anlaşmazlık, uyuşmazlık ve çatışmanın ötesinde ortak kültür, tarih ve edebi bir geçmişin de var olduğuna dikkat çekilmesi hedeflenmektedir. Nitekim araştırmacıların bu çalışmayı okuduktan sonra kültürel bağlamda ve masal, şiir, hikâye, fabl vb. edebi türler çerçevesinde iki toplumun algılarının, dünyaya bakışlarının ve hayat tarzlarının birbirine ne kadar benzediğinin farkına varması, bu çalışmanın amacına ulaştığı anlamına gelecektir. Ermeni edebiyatının en mümtaz şair ve yazarlarından biri olan ve Ermenistan’ın ulusal şairlerinden biri olarak kabul edilen Hovhannes Tumanyan (1869-1923), eserleriyle bu coğrafyada yaşayan insanların hayat tarzlarının ortak yönlerini gözler önüne sermek konusunda önde gelen isimlerden biri olmuştur. Bu çalışmanın bir diğer amacı da, Tumanyan konusunda edebi/akademik çevrelerde bir farkındalık yaratarak, ileride, yazarın bu çalışmada listelenen eserlerinin çoğunun Türkçe’ye kazandırılması veya üniversitelerin ilgili birimlerinde çalışılmasına öncülük etmesidir. Ayrıca, bu çalışma farklı dini, etnik, kültürel veya coğrafi yapılar söz konusu olsa da, toplumların bir bakıma ortak bir hafıza veya edebi bir kimliğe sahip olduklarını göstermeye de çalışacaktır.

SİVAS’TAN, HOOLWOOD’A… Sivas’ın, Çamurlu Köyü’nden başlayıp, Hoolwood’a uzanan bir hayat hikayesinin içinde, 15 Temmuz’da şahit olunan olayların romansı bir yorumudur; “Generallerin Gecesi” Sivas’tan kalkıp Ürdün’e yerleşen bir ailenin çocuğu olarak Amman’da dünyaya gelen Muhittin İzzet Kandur, kariyerini Hoolwood’un zirvesine kadar taşıdı. Bir belgesel ve tarih kitabı olmayan, "Generallerin Gecesi" Londra'da, Hoolwood'da dünya starları arasındaki, müslüman bir yazarın gözünden direnişin romanıdır. 15 Temmuz.. Tanklara, helikopterlere, savaş uçaklarına karşı ölümüne ayağa kalkmış bir milletin zafer gecesi, hayatını Batı Dünyasının elitleri arasında geçirmiş müslüman bir yazara neler hissettirdi. 15 Temmuz, sadece 80 milyonun direniş gecesi değil, aynı anda nefesini tutmuş Türkiye'de olan biteni izleyen tüm Müslümanların, direniş gecesiydi. Kandur gibi, İngiltere'de yaşayan, Türkçe bilmeyen, olayların bir kısmına şahit olmuş, basından, televizyonlardan takip etmiş birisinin, olayların bazı detaylarına bu kadar vakıf olması oldukça şaşırtıcı. Avrupa'da ve Amerika'da Eylül 2017’den bu yana satışta olan, "Generallerin Gecesi" bu konuda yurt dışında yazılan ilk ve tek romandır. Her şeyden önce “ısmarlama” bir kitap olmaması ayrı bir değerdedir. Büyüleyici bir öz geçmişe sahip Muhittin İzzet Kandur'un ismini, Türk insanı ilk kez TRT’de 14 sezon yayınlanan efsane dizi Bonanza'nın yönetmeni olarak duydu, peki Batı dünyasında Mohy Quandour olarak tanınan yazar, Muhittin İzzet Kandur Kimdir? Halen yaşamını Londra ve Amman’da geçiren Kandur, 1938 yılında Ürdün Amman’da dünyaya geldi. Lise ve üniversite öğrenimini ABD’de yaptı. Kaliforniya Claremond Graduate School'dan 1961'de mezun oldu, 1962'de Standford Üniversitesi'nde master yaptı. 1964 yılında Claremond Üniversitesi'nde felsefe doktorası yaptı. Richmond İndiana Earham Collage'dan 1966 yılında mezun oldu. Çerkesçe, Rusça, Arapça, Almanca, İngilizce, İspanyolca ve Fransızca bilen Kandur, sinema yapımcısı, yönetmen, yazar, müzisyen ve çok iyi bir binici olup, aynı zamanda Avrupa ve Ortadoğu’da pek çok atıcılık kulübünün üyesidir. Dünya Arap Atları Organizasyonu'nun üyesi ve atlı spor dalında uluslararası bir otoritedir. Bir dönem Hollywood’da yaşayan Kandur senaristlik, film yapımcılığı ve yönetmenlik yaptı. "The Last Horsemen -Son Atlılar" filmi, 1970'li yıllarda TRT’de oynayan "Bonanza" dizisi, "Cold Wind-Soğuk Rüzgar" ve "Edgar Allan Poe" ve “Cherkess” filmlerden bazılarıdır. 

Paris’in farklı zamanlarına yaptığım yolculukların içte/dıştaki gözlemlerinden oluşan “Paris Kitabı”, bir bakıma, benim yazıda yolculuklarımın da yansımalarını içermektedir. Gitmeyi seçen bir yazarın dil/düşünce/duygu haritasından izleri, sevdiği/bağlandığı kentin mekânlarında gezinerek görmek... Bu, beni, hep kendine çeken bir düşüncedir. Başka yazarlarda da sıklıkla görmek istediğimdir... İşte o izlerden giderek, okumak istediğim bir kitabı yazdığımı söyleyebilirim sevgili okurum. Erzurum’dan İstanbul’a, İstanbul’dan Paris’e uzanan iç yolculuklarımın yansılarını merakla/ilgiyle okumaya başlayacağım ben de, bir kez daha, kendimi yeni algı kapılarından geçirerek üstelik... Dilerim aynı duyguları, farklı kıyılarda birlikte yaşarız...

2017 Yaşar Nabi Nayır Öykü Ödülü’ne değer görülen Pelin Kıvrak,“Dünyada kale­me gelmeyecek hikâye yoktur, cesaret­siz yazar vardır sadece,” diyor ve ilk kitabı Hiçlikte İhtimal Var ile “tari­hin kazanına atılıp genellemelerle birlikte kaynamaya mahkûm olan hikâyeleri kurtarmak için” çetin bir yolculuğa çıkıyor. Yoksulluk, çaresizlik, ızdırap, pişmanlık, yalnızlık gibi temalara yaklaşımımızı değiştirebilecek varoluşsal durumları, karşılaşmaları, ilişkileri anlatıyor. Ruhsal karmaşaları, endişeleri ve heyecanları kısa ve etkili betim­lemelerle sağlam kurgular içinde sunuyor.