Alındığı Kurum:
Altınokta Körler Derneği Kütüphanesi
Konusu:
"...O bir pil gibi diyordum, pilim boşaltılınca her şey, özellikle insana özgü dürtülerim, sağlığım bozuluyor pili bırakınca normal insana benziyorum. İstediğim, tozpembe bir dünya değil; sizin algıladığınız dünyayı algılayabilmek, diyordum."
İlk kez yayınladığında: "Bir alt kültür yazını olarak bizdeki ilk örnek" iddisayıla sunulmuştu okurlara. Aradan geçen zaman bu kitabın iddiasını doğruladı.
Hayatı yaşayarak yazan; 1970 yılı doğumlu Kanat Güner, kısa yaşamına sığdırdığı bir çok şeyin yanında "Eroin Güncesi" adlı kitabı da sığdırarak tribünlere kendi dramını oynadı. Anadolu'nun saf değerleriyle yetişip kurtlar sofrasının ortasına savrulan ve bu sofrada kendi kişisel saflığından ötürü değerleri uğruna mücadele etmekten vazgeçmeyen Kanat, bunun bedelini de hayatıyla ödedi: Tıpkı yitik '80 kuşağının bir çok bireyi gibi. İçine itildikleri değer kavramlarının aslında bireyin silikleştiği, çarkların bir parçası olmaya zorlandığı ve adına Üniversite denen kurumların birinden; Tıp Fakültesi 4. sınıftan ayrılmak zorunda kalan Kanat Güner, gördüğü eğitiminden çok işlenen; yani insan hayatının biyolojik varlığını koruması adına yapmaması gerektiği bilincinde olduğu şeyi; H(eyç)'i seçerek oynadığı kendi dramını.
Ülkemizde çok az işlenen, 90'lı yılların üniversite gençliğinin yer günce tekniğiyle yazılan bu kitap; baskılar, değer yitiğimi, kavramların içeriğinin boşaltılması ve amaçsız eğitimle toplumsal ahlakın çöküşünü anlatıyor aslında.
"İstanbul'da Cerrahpaşa Tıp Fakültesi'nde 8 yıl uğraştan sonra, henüz 4. sınıfta debelendiğimi fark edip, vazgeçtim. Hala bana uygun işi, mekanı ve insanları arıyorum." diyen, aynı zamanda bir eroinman olan Kanat Güner kendi bağımlı yaşamını anlattı bu kitapta. Ve tabii baş kahramanı oldu hayatının.
(Arka Kapak)