Güzelliklerle dopdolu, sıcak bir ağustos
günüydü... Yıl bin sekiz yüz...
Sekiz yüz... Her neyse işte canım...
Bundan otuz yıl önceydi...
Soroçinets'e giden yol, kasabaya
on verste kaladan sonra insan
kaynıyordu. Uzak yakın köylerden,
çiftliklerden panayıra gitmek için
yola çıkanlar geç kalmamak için
acele ediyorlardı...