Konusu:
Bakırköy Akıl Hastanesi handiyse
Cumhuriyet ile yaşıttır. Üsküdar Toptaşı Bimarhanesi'nde sefillik içinde kapatılmış hastaların gemilerle karşıya geçirildiği ve ortalığın tenha olduğu saatlerde ,
'vatandaşları' ve şehri rahatsız
etmeden Reşadiye Kışlası'na , bugünkü Bakırköy Akıl Hastanesi'ne taşındığı günden bu güne yaklaşık bir seksen yıl geçti. Günümüzde ruh sağlığı siyasasının
ana temasını 'vatandaşın ve şehrin rahatsız edilmemesi' olarak özetliyebiliriz. Sadece kapatma biçimleri çeşitlendi...
Norodol-Akineton-Largactil. Baş harfleriyle ; Nal. Acile getirilen 'akıl hastaları'nın yakın zamana değin tanıştıkları ilk ilaçlar bunlardı. Bir enjektörle
bu üç ilaç belli dozlarda çekilir ve karışım, hastaya enjekte edilirdi. Bazı kliniklerde bu işlemin adı, iğrenç bir sekilikle, insan sevmezlikle bulunmuştu
bile: 'NAL' LAMAK . İlaç şirketlerince nemalanmadan önceki kirli, şimdilerde pırıl pırıl servislerin boyaları kazınsa, bazı hocaların, bazı şeflerin dillerinden
duvarlara yapılmış kelimeler sıvalarla dökülebilir hala: "Niye ajite bu hasta...NALLAYIN ŞUNU!..."
Kurum varsa , o kurumlarda kurumlananlar versa duvarın, soğuğun, zincirin, pencereden sızan gün ışığının da belleği var. Birikir. Ortak bir hatıra defterine
dönüşür işte!
Bu 'hatıra defteri'nde okuyacağınız şiirler ve metinler çoğu Bakırköy'de uzun dönem yatmak durumunda kalmış kişilere ait. Her biri, toplumsal sistemin
psikiyatri yedekli şiddetine, 'nallama' işlemine karşı isyan metinleri olarak da okunabilir.