Çifte Kapıların Ötesi'nde, terapi sürecinde "psikiyatr"a ve "hasta"ya biçilen rollerin nasıl belirsizleştiğine, her iki tarafın geçmişinin bugününü etkileyişine, psikoterapinin giderek kendini içinde bulduğu tuhaf döngüde hekim -hasta, tedavi eden- tedavi edilen kavramlarının iç içe dolanışına tanık oluyoruz.