Konusu:
Frenk Mukallitliği ve Şapka (Batı Taklitçiliği ve Şapka), İskilipli Mehmed Âtıf Hoca tarafından kaleme alınmış, 1 Kasım 1925te yürürlüğe giren Şapka Kanunu'dan bir buçuk yıl önce yayınlanmıştır.
Mehmed Âtıf Hoca, 32 sayfalık bu eserinde Avrupanın ilim ve fennini almanın câiz, hattâ lüzumlu bulunmasına rağmen bizde yapılanın daha çok şuursuz bir Batı taklitçiliği olduğunu, kılık kıyâfette onlara benzemenin aslında ruhtaki bir bozuluşa alâmet veya onun bedene aksetmesine sebebiyet vereceğini, bunun ise müstakil bir şahsiyet inşâ eden İslâm düşüncesine zıt düştüğünü, Resul-i Ekremin Ebu Davud gibi sünen kitaplarında geçen Bir kavme benzemeye çalışan onlardandır hadîs-i nebevîsi ışığında izah etmeye çalışıyor ve şu hükmü veriyordu:"Bir Müslüman, şiar ve alâmet-i küfür addolunan bir şeyi zaruretsiz giymek ve takınmak sûretiyle Gayr-i Müslimleri taklîd etmesi ve kendini onlara benzetmesi şeran memnû ve yasaktır." Bu fetvâsıyla İskilipli Âtıf Hoca o zaman yalnız değildi. Said Nursî'nin de buna benzer görüşleri vardı.
Yorumlar
nurşen ay
depresif29
Cu, 22/02/2019 - 20:24
Kalıcı bağlantı
.
İcat etmek
Sual: İcat etmek ne demek, insanlar için kullanmak caiz olur mu?
CEVAP
İcat etmek yaratmak, mucit de yaratıcı demektir. İnsanlar için kullanmamalı. İcat etmek yerine keşfetmek, bulmak; mucit yerine de kâşif demelidir. Din kitaplarımızda deniyor ki:
Hâlık ve mucit yalnız Odur. Ondan başka yaratıcı yoktur. Hiçbir insan, hiçbir şey icat edemez, yaratamaz. (Mektubat-ı Masumiyye 2/83)
Yaratan, icat eden, fayda ve zarar veren, yok eden, ancak Allahü teâlâdır. (S. Ebediyye)
İnsanın düşüncelerini, hareketlerini, keşiflerini, buluşlarını hep o icat etmekte, yaratmaktadır. Ondan başkasına yaratıcı, mucit demek, cahilce, bâtıl bir sözdür. (Birgivî)
Sual: Cennette Allahü teâlânın görüleceğini inkâr eden, bozuk itikadının cezasını Cehennemde çektikten sonra Cennete girse, Allahü teâlâyı göremez mi?
CEVAP
İtikadı bozuk olan bir kimse, imanla ölür de, Cehennemde bozuk itikadının cezasını çektikten sonra Cennete girerse, Allahü teâlâyı görür. Cennet, nimetlerden mahrum olma yeri değildir. Allahü teâlânın Cennette görüleceğini inkâr edenlerin, Nass’ları yani mânâsı açık olan âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri inkâr ettikleri için, Cennete hiç giremeyecekleri bildirilmektedir. Kur’an-ı kerimde mealen, (Kıyamette ışıl ışıl parlayan yüzler, [müminler] Rablerine bakacaklardır) buyuruluyor. (Kıyamet 22, 23)
Her âyet-i kerimeyi inkâr küfür olduğu gibi, bu âyet-i kerimeyi de inkâr küfür olur. Peygamber efendimiz, bu âyet-i kerimenin açıklaması olarak Kütüb-i sittenin hepsinde bulunan meşhur ve sahih bir hadis-i şerifte, ayın dolunay olduğu bir zamanda buyuruyor ki:
(Gökteki şu Ay’ı nasıl net görüyorsanız, [Cennette] Rabbinizi, böyle açıkça göreceksiniz.) [Buhari, Müslim, İbni Mace, Tirmizi, Ebu Davud, Nesai, İ. Ahmed, İbni Huzeyme, İbni Hibban]
Bu meşhur hadisi de inkâr, yukarıdaki âyeti inkâr gibidir. İmam-ı Rabbani hazretleri buyuruyor ki: Allahü teâlâ akıl ve insaf versin de, Allahü teâlâ Cennette görülemez diyenler, Kur’an-ı kerimde açıkça bildirilmiş olan Nass’lara karşı gelmesinler. Sahih hadisleri inkâr etmesinler. Bunlar gibi, açık bildirilmiş olanlara iman etmek lazımdır. Bunların nasıl olduklarını Allah bilir demeli. Anlamadıkları için, (Aklım ermiyor) demeli. Kendi aklına güvenip, anlamadığına inanmamak, çok yanlıştır. (3/44)
Allahü teâlâyı Cennette görmeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir? (İnkâr eden, mahrum kalır) buyurulmuştur. Cennette olup da görmemek de uygun değildir, çünkü İslamiyet, (Cennette olanların hepsi görecektir) diyor. Bir kısmı görecek, bir kısmı görmeyecek demiyor. (3/17)
Allahü teâlâyı görmeyi inkâr edenler, açık Nass’ları inkâr ettikleri için, Cennete giremeyeceklerdir.
“Allahü teâlâyı müminler Cennette görecektir. Fakat, nasıl olduğu bilinmeyen bir görmekle göreceklerdir. Nasıl olduğu bilinmeyeni, anlaşılmayanı görmek de, nasıl olduğu anlaşılmayan bir görmek olur. Belki, gören de, nasıl olduğu bilinmeyen bir hâl alır ve öyle görür. Bunu, Ehl-i sünnetten başka, ne müminlerin fırkaları, ne de kâfirlerin bir ferdi anlayamamıştır. Bu büyüklerden başkası, Allahü teâlâ görülemez, demiştir. Bunlar, bilmedikleri şeyleri, gördükleri şeylere benzeterek düşündükleri için, yanılmıştır. Bu gibi derin meselelerde iman şerefine kavuşmak, ancak Muhammed aleyhisselamın sünnetine yani yoluna uymak ışığı ile nasip olur. Allahü teâlâyı Cennette görmeye inanmak şerefinden mahrum olanlar, bu saadete kavuşmakla nasıl şereflenebilir ki, “inkâr eden, mahrum kalır” sözü meşhurdur. İslâmiyet, Cennette olanların hepsi görecektir diyor. Bir kısmı görecek, bir kısmı görmeyecek demiyor.
Sual: Cennette müminlerin Allahü teâlâyı göreceklerine inanmamak, imanı giderir mi?
Cevap: Cennette, müminlerin Allahü teâlâyı göreceğine inanmamak bidattir. Fakat, nasları yani âyet-i kerime ve hadis-i şerifleri yanlış anladığı için inanmamak bidat olur. Ancak bu kimse, “böyle şey olmaz, aklım kabul etmez” diyerek tahkir ve inkâr ederse, o zaman bu kimsenin imanı gider, kafir olur.