Türk Sinemasının Dine Bakışı

Bitirildi
Eser Alt Başlığı : 
Günahıyla Sevabıyla Yeşilçam
Yazar: 
Gülşah Nezaket Maraşlı
metin
Türkçe
3 Ayrım
2,50 MB
Eser Türü: 
Kitap
Kitap Alt Türü: 
Sinema
Ufuk Yayınları
İstanbul
2011
978-605-62402-6-3
Alındığı Kurum: 
Hasan Serdar Bilge
Konusu: 
Günahıyla Sevabıyla Yeşilçam, Türk sinemasının dinle imtihanın hikâyesini anlatıyor. Gülşah Nezaket Maraşlı, Yeşilçam’ın din ve dindarlık aleyhtarı tutumunun, cumhuriyetin ilk günlerinden, Muhsin Ertuğrul Sineması’ndan, bugünlere nasıl dönüştüğünü inceliyor. Sinemanın endoktrinasyon fonksiyonundan yüklendiği toplumsal misyona farklı cephelerini de nazara alarak, bu zamana kadar incelenmemiş bir yönüne, Türk sinemasının dine bakışına ışık tutuyor. Dinin anlam dünyasından habersizliğin ve (sabah ezanını güneş doğduktan sonra okutacak ölçüde) dini kurallar ve ibadetler konusundaki cehaletin, nasıl ön yargıların ördüğü şablonlarla kendini tekrar eden, tekrar üreten bil sinema dili geliştirdiğini gösteriyor. Tabii bu aleyhtarlığın istisnaları yok değil, ama mesela müstehcen film dalgasına karşı gelişen dinî filmler kuşağında bile ticari kaygıların bazı hassasiyetleri gölgelediği görülebiliyor. Kitap Türk sinemasının, cinsellikle dini motiflerin iç içe kullanılması, dindar karakterlerin küçük düşürülüp alaya alınması gibi vazgeçemediği alışkanlıklarının kökenlerini tespit ediyor. Okul müsameresi seviyesine erişmeyen dekorlar, makyaj ve kıyafetlerle gerçekleştirilen trajikomik tarihsel mizansenler de meseleleri ne seviyede ciddiye aldığının bir göstergesi. Türk sinemasının evliyaları, darmadağınık halleri, düşecekmiş gibi duran takma sakal-bıyıkları, acayip sarık-kavukları ve cübbe niyetine büründükleri renkli çarşaflarıyla gerçekten bize has bir geçit resmi yapıyorlar. Modern dönemde ise adeta bütün kötülüleri kendinde toplayan, ikiyüzlü, açgözlü, fırsatçı, hasis, hatta aşağılık, kalleş, nefret edilecek tipolojiler olarak rol biçiliyor dindarlara. Maraşlı, Yeşilçam’da dindar karakterin, yani çok boyutlu olarak, insani derinlikleriyle ele alınan karakterinin değil, basmakalıp imam-hacı-hoca tipolojilerinin olduğunu ve dindarların ancak zaman içinde karakter olarak işlenmeye başladığı söylüyor. Özellikle son senelerde nasıl bu karakterlerin daha merkezi rollerde, insani de
Sisteme Giriş Tarihi: 
Pazartesi, 3 Şubat, 2014