Konusu:
Önsöz
Türk tarihinin Türkçe yazılı ilk kaynakları olan
Orhun Abideleri ve diğer yazıtlar hiç şüphesiz kültürümüzün
en önemli hâzineleridir. Bunun farkına
varan çok sayıda Türk ve yabancı bilgin bu abideler
üzerinde çalışmıştır. Her yönüyle son derece
zengin malzeme ihtiva ettiklerinden dolayı günümüzde
ddhi bunlar hakkında araştırmalar sürmektedir.
Zaten son zamanlarda yeni keşfedilen Eski
Türkçe (Kök-Türkçe) yazılı kitabelerin sayısı yüzlerle
ifade edilmektedir. İnanıyoruz ki, gelecekte daha
yüzlercesi bulunacak ve tarihimizin karanlık noktaları
gün ışığına çıkacaktır.
Bu kadar çok yazıtın arasında yüz yıldan beri bütün
dünya ilim alemince bilindiği üzere en meşhurları
Kül Tegin, Bilge Kağan ve Tonyukuk yazıtlarıdır. Bunların
muhtevalarının zenginliği diğerlerinin hepsinden fazladır.
Neticede en çok çalışma bunlar üzerinde yapılmıştır.
Türk adını ilk defa resmî bir devlet adı şeklinde
kullanmak suretiyle tarih sahnesinde 542 yılında
görünen Gök-Türkler, bu millete ad verme şerefine
nail olmuşlardır. Onların Türkçe taşlara yazarak bize
bıraktıkları abidevî eserler, bu şerefli yerini milletimizin
nezdinde daha do artırmıştır.
İdeal bir Türk devleti şeklinin çizildiği Kül Tegin
Bilge Kağan'ın Vasiyeti 3
ve Bilge Kağan yazıtları taritıimizin her yönüyle
(sosya, sIyasD temelini teşkil etmektedir. Onların
üzerinde oyularak yazılanlar gönümüzde de önemini
kaybetmemiştir. Bilakis günden güne dai^a
fazla değer kazanmaktadır.
Bilge Kağan, dünyayı kendi milletini ve devletini
tanıttıktan sonra çok iyi analizler yapmaktadır.
Aslında yaptığı analiz ve tesbitlerle ebediyen Türk
milletine nasiiıat verirken üstelik vasiyet etmektedir.
Her türlü ihaneti düşmanlığı, iyi günü-kötü günü
görmüş bir kişi olarak konuşmaktadır. Neticede
hükümdarından milletine kadar harkese vasiyette
bulunmaktadır.
Biz bu küçük çalışmamızda Bilge Kagan'ın
sözlerinin daha iyi anlaşılabilmesi maksadıyla yorumunu
yapmayı denedik. Fakat, öncelikle Gök-Türk
tarihinin kısa tanıtımını yazdık. Böylelikle Bilge'nin
söylediklerinin daha iyi anlaşılabileceğini ümid
ediyoruz. Şunu açıkça ifade etmemiz gerekir ki, kitabelerdeki
bilgilere sadece tarihçi gözüyle baktık
ve kesinlikle her hangi bir filolojik yoruma girmedik.
Amacımız Bilge'yi/ sözlerini ve de Gök-Türkieri okuyucuya
tanıtmaktır. Bunun dışında her herhangi
bir gaye güdülmemiştir. Bu araştırmanın yapılması
ve yayınlanması konusunda yaptıkları yardım ve
teşviklerinden dolayı başta Rasim Ekşi olmak üzere
Turan Vakfı yöneticilerine teşekkürlerimi ifade etmeyi
bir borç bilirim.
Doç. Dr. Ahmet Taşağıl