Konusu:
Topal eskici, mutfağın karşı duvarında çivide asılı gaz lâmbasının sarıya boyadığı kırmızı sakalını ağır ağır karıştırarak kızını düşünüyordu. Karısı gibi o da bu "Kütlü toplamaya gitmek" işinin ayıbını idrâk etmiyor değildi ama, başka çareleri var mıydı? Gidecekler, bin, bin iki yüz liraya dönecekler, dükkânı adam edecekler, ısmarıççılığa başlayacaklardı. Onlar için bu dirdikten kurtuluş ancak böyle olabilirdi. Yoksa o da biliyordu kütlüye gitmenin, kütlü ırgatlığının ayıbını. El, gün, eş, dost, bildik, gördük, tanıdıklar...