Konusu:
Osmanlı İmparatorluğu, Atatürk'ten önce; yenilgiye uğramış, ümidini
yitirmiş ve çökmüş, sonuç olarak bu haliyle 'Avrupanın hasta adamı' oluvermişti.
1 919'da dış düşmanlar tarafından bozguna uğratılmış, içeride
birkaç asırdır modernleşme temayülüne ayak uyduramamış kimselerce
de kemirilmeye devam eden bir portre çizmekteydi. Bir zamanlar Avrupa,
Asya ve Afrika'da geniş nüfuz alanına sahip olan kudretli Osmanlı
İmparatorluğu, sonsuza dek bu görkemini kaybetmiş gözüküyordu. Osmanlı
Türk akıncılarını Viyana kapılarına dayandırmış savaşçı Osmanlı
ruhu, tarihe karışmış görünüyordu. Muzaffer İngiltere, Fransa, İtalya ve
Yunanistan; bir zamanların güçlü Osmanlı topraklarının cesedini dilimlemek
üzere bu değerli ganimetin başına toplanmışlardı. İngiliz savaş
gemileri, Boğaz' a demirlemiş ve İstanbul; İngiliz, Fransız ve İtalyan işgal
kuvvetlerinin şehirde sert adımlarla yürüyüşleriyle titrer olmuştu.
Gelibolu'daki kahramanca mücadelesinden dolayı generallik rütbesine
erişen Mustafa Kemal Paşa, Suriye çöllerinden bağımsızlık ateşini tutuşturmak
için geri dönmüştü. Korkmuş sultan tarafından sürekli izlenerek
küçük düşürüldü, yeni belirsizliklere sürüklendi ve nihayet aşikar bir kayıtsızlıkla
Anadolu içlerinde anlamsız bir ordu karakoluna gönderildi.
Gerisi ise tarihtir ve sabrı tükenmek bilmeyen ve yok edileceğine
inanmayan Mustafa Kemal, halkını zaferlerin birinden diğerine taşımayı
başarmıştır. Burada gençlik yılları da mevcut; ruhuna şekil veren
yoksulluk yılları, isyan, katı askeri eğitim; cephelerde savaş dehasının
ortaya çıkmaya başladığı zamanlar, sultan tarafından hapse atılması ve
halkının iliklerine işlemesini sağladığı milliyetçilik duygusu, İstanbul' un
saraylarındaki komplo ve entrikalar, eski İstanbul'un dar arka sokakları,
politik cinayet, hıyanet, devrim, karşı devrim, Balkan savaşları,
Trablus'un çöllerinde ve Suriye'nin dağlarında geçen çarpışmalar. . .
Mustafa Kemal'in yalnızca Gelibolu mücadelesi bile, uzun uzadıya
ve geniş kapsamlı olarak anlatılabilir ki Çanakkale Boğazı' nda yaşanan
bu kanlı ve efsanevi savaş, askeri ders kitaplarında dahi hak ettiği perspektif
içerisinde zikredilmemektedir. Mustafa Kemal'in kişisel olarak
da en önemli başarısı olan Gelibolu zaferi, her nasılsa bu yüzyılın doğaüstü
hadiseleri arasında yer almamış, unutturulma çabası içerisine
girilmiştir. Yunanlıları Asya kıtasından sonsuza dek atan ve Batılan yeniTürkiye' nin çiğnenemez topraklarından uzaklaştıran büyük Sakarya
Zaferi de bu anlamda Gelibolu zaferiyle aynı kaderi paylaşmaktadır.
Bununla birlikte Mustafa Kemal sadece askeri zaferle yetinmemiştir.
Saltanatı ve hilafeti kaldırdı; Arap dili, kültür ve alfabesini değiştirerek
Latin alfabesini kabul etti ve halkına yeni Türk dilini ve yaşam tarzını
öğretti.
Kore Savaşı, Batı insanının Türk'ün kahramanca savaşımının farkına
varmasını sağladı. Ayrıca Komünizme duyduğu nefret, Ruslara karşı
duyduğu çağlar öncesinden gelen güvensizlik ve husumeti gösterdi.
Kore Savaşı'nda kahramanca çarpışan Türk askerleri, Atatürk'ü, onun
mirasını, vatanını ve halkını yakından tanıyanları hiç şaşırtmamıştır.
RAY BROCK
Ankara, Türkiye
Mart, 1954