Konusu:
San-Antonio fena halde tatile çıktı...
Şöyle, ayaklarını uzatıp gerinecek; Alp Dağları’nın mis gibi havasını ciğerlerine dolduracak; kafasını esrarengiz olaylara, bol salçalı düğümlere takmadan, on beş gün keyif yapacak, dinlenecekti... Tatilin başında, bunları engelleyecek herhangi bir belirti de yok gibiydi. Grenoble yolunda ezilen o zavallı köpekçiğin iç bulandırıcı görüntüsü dışında...
Ama koskoca San-Antonio bu! Sıradan bir taşra tahtakozu ya da pinpon bir Yasak İşler Bakanı gibi, bacaklarının üstüne bir battaniye atıp, sakin -ve sümsük- bir tatil yapabileceğini aklınız kesiyor mu? Eğer böyle bir şeye ‘olabilir’, diyorsanız, San-Antonio’yu tanımamışsınız demektir. Mavi taşlı bir yüzüğün ince uzun parmaklı sahibi, insanda sükunet mükunet bırakır mı hiç?..