Konusu:
Kapitalizm Açlığı ve Obeziteyi Nasıl Yarattı?
Fransız Devrimi'nden bir süre önce, Kraliçe Marie Antoinette, halkın yiyecek ekmeği olmadığı söylendiğinde şöyle demişti: "Ekmek yoksa pasta yesinler."
Bugün, Marie Antoinette'in yerini dev gıda şirketleri ve onların etkisi altındaki devletler almış bulunuyor.
Dünya nüfusunun dörtte biri "fazla kilolarıyla" savaşırken diğer dörtte biri açlıkla boğuşuyor. Yani dünya nüfusun yarısı kötü besleniyor. Kötü beslenmenin
ötesinde zehirleniyor. Sofraları şeker, soya, katkı maddesi ve tarım ilacı kalıntılarıyla dolu, GDO'lu yiyecekler dolduruyor. Reklamlarla manipüle edilen
insanlar, özellikle de çocuklar, fast-food bağımlısı oluyor. Obezite "salgını" büyüyor, kanser oranı artıyor. Küçük çiftlikler ortadan kalktıkça dev tarım
arazileri ve vahim durumdaki besi çiftlikleri yayılıyor. Ormansızlaşma, çevre kirliliği, toprak verimsizliği, zehirlilik artarken tür çeşitliliği azalıyor
ve doğaya geri dönüşü olmayan hasarlar veriliyor. Doğanın bir parçası olan bedenimizin ekolojik dengesi bozuluyor. Küresel gıda krizi her yönüyle alarm
verirken şirketler kârlarını artırmaya devam ediyor. İşte bu yüzden, dev gıda şirketlerinin ve devletlerin yarattıkları bu küresel gıda krizine karşı kayıtsızlığı
en iyi bu cümle özetliyor: "Ekmek yoksa abur cubur yesinler."
(Tanıtım Bülteninden)
Yorumlar
suat çalık
Fenerlim
Çar, 18/07/2018 - 22:50
Kalıcı bağlantı
teşekkür
Son yıllarda Getem' de dinlediğim en güzel seslendirilen kitap. Emeğinize sağlık...
ptolgay
Per, 19/07/2018 - 14:48
Kalıcı bağlantı
Nasıl yüreklendirici bir
Nasıl yüreklendirici bir yorum, çok teşekkür ederim, çok mutlu oldum.