Konusu:
Tanzimat, etkisinde kaldığı Aydınlanmanın aklilik, hakikate uygunluk, evrensellik, objektiflik, ölçülebilirlik gibi kriterlerine uymadığı için Divan Şiiri’ni hayatın dışına iter. Çünkü, Divan Şiiri’nin Aydınlanmanın ölçülerine hiç uymayan, hakikat ve dış dünya ile doğrudan ilgisi olmayan müteal, mistik, mücerret bir dünyası vardır. Tanzimat bunun yerine, “akıl”a dayanan bir çözümleme tarzını devreye sokar. Artık algı kalıpları değişmiştir. Şiirden düşünceye geçme zamanı gelmiştir. Hakikati temsil etmekte yetersiz kalan şiir, temel bir edebi bir tür olmaktan çıkar. Edebiyatımız, gerçeği olduğu gibi yansıtmaya çalışan romanlar, hikayeler ve tiyatrolarla dolar. Şiir de bu kervana katılarak, toplumsal bir görev üstlenir: Tanzimat sonrası, yaşama alanı iyice daralan Divan Şiiri ise, artık, eskiye bağlı birkaç şairin mısralarında suni teneffüslerle yaşatılmaya çalışılan kayıp bir paradigmadır.
Bugün ise Divan Şiiri, modernliğin dünyayı getirdiği yerden rahatsız olanlar için, haksızlığa uğradığına inanılan, iade-i itibarı hak eden ve içinde edebi hakikatleri gizleyen güçlü bir şiir geleneğidir.
Yorumlar
Hasan Taşkıran
Hasan Taşkıran
Per, 06/01/2022 - 21:49
Kalıcı bağlantı
Teşekkür
Emekleriniz için teşekkürler