Konusu:
Göç olgusu, Türk tarihinin araştırılması gereken önemli konuları arasında yer alır. Göç, sadece kitlelerin yeni coğrafî bölgelerde yerleşmesi anlamına gelmez. Muhacirler beraberlerinde çözüm bekleyen sosyal, malî, idârî, hukû-kî, ekonomik ve siyasî problemler de getirirler. Osmanlı-Türk toplumu, XVIII. yüzyılın ikinci yarısından günümüze kadar hemen hemen sürekli olarak göç mes'elesiyle karşı karşıya kalmıştır. Yakın dönem Türk göç tarihinin en önemli noktalarından birini ise "Doksan üç Muhacereti" oluşturur. 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı'nda Rus ve Bulgarların izlediği siyaset sonucu, işgale uğrayan Osmanlı topraklarındaki Müslüman ahâli göç etmek zorunda kalmıştır. Savaş sonrası da devam eden bu göç hareketi, Osmanlı Devleti'nin sosyo-ekonomik ve nüfûs yapısına büyük ölçüde tesir etmiş ve köklü değişikliklere yol açmıştır. Ayrıca, Balkanlar'da bazı millî devletlerin ortaya çıkmasına da zemin hazırlamıştır.
Konuyla ilgili olarak daha savaş esnasında ve savaş sonrası Rumeli ve Anadolu'da "Rus mezâlimi" üzerine küçük bir vesikalar külliyâtı ve Müslüman ahâlinin Berlin Kongresi'ne sunduğu dilekçeler neşr edilmiştir1. Ayrıca, Süleyman Paşa'nın ve Halil Sedes'in eserlerinde konuyla ilgili bazı vesikalar yayınlanmıştır2. Öte yandan, Bilâl N. Şimşir, ilmî esaslara bağlı olarak 1877-1885 tarihleri arasında konuyla ilgili Türk, Fransız ve ingiliz vesikalarını üç cilt halinde neşr etmiştir3. Buna karşılık, Başbakanlık Osmanlı Arşivi'ndeki vesikalar ilmî esaslara bağlı olarak yayınlanmamıştır. Yalnız, irade tasnifindeki göç mes'elesiyle ilgili vesikalardan bir kısmı, İÜ. Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü, Yakınçağ Tarihi Anabilim Dalı (Kürsü) öğrencileri tarafından "Mezuniyet Tezi" olarak hazırlanmıştır
Yorumlar
Hasan Taşkıran
Hasan Taşkıran
Ct, 18/03/2023 - 19:40
Kalıcı bağlantı
Teşekkür
Elinize gözünüze sağlık