Konusu:
“İçeri girdim ve kollarıma aldım onu. Tırnaklarını ensemde hissettim. Hıçkırıyordu. Biliyordum ki söz konusu olan ne oydu ne de ben. Söz konusu olan, bir kopuştu. Bu yalnızca bir yardımlaşma anıydı. Her ikimizin de hiçlik bagajlarını daha uzağa taşımadan önce unutmaya, bir konaklama yerine gereksinimimiz vardı. Çölü geçmek gerekiyordu…”
“Seven tek insan senmişsin gibi konuşuyorsun. Benim için dayanılmaz bir düşünce varsa, o da yaşama sebebimle birlikte ölmektir. Çok dişi bir kadın, çok erkeksi bir adam laflarını hiçbir zaman anlamamışımdır. Sevilen bir erkek ya da sevilen kadın demek değil midir bu herşeyden önce?”
“Şimdilik söz konusu olan, şansa bir şans vermektir. Bu öyle bir dönem ki, herkes yalnızlığı haykırıyor ve aşkı haykırdığını bilmiyor. Oysa insan yalnızlığını haykırdığında, her zaman aşkı haykırır.”
(romandan)
Romain Gary‘nin Kadının Işığı romanı, kadın-erkek ilişkisinin üçüncü boyutunu, bir çifti anlatır. Roman bu özelliğiyle tam bir aşk şarkısı, bir sevda türküsüdür…