Konusu:
Mahkûm, jandarmanın alayından bir şey anlamıyordu. Sustu. O susunca, jandarma sormaya başladı:
— Ulan senin kabahatin neydi?
Mahkûm, yarasına dokunulmuş bir adam gibi haykırdı:
— Namus, bre ağam, namus, namus, namus!
Yerinden kalkıyor, çırpınıyordu. Bu namus heyecanı jandarmanın canını sıktı:
— Ulan, Çingene'de namus olur mu? dedi.
— Neye olmasın ağam, Çingene insan değil mi?
— Karını başkasıyla mı yakaladın?
— Hayır.
— Kızını mı yakaladın?
— Hayır.
— Öyleyse niçin "namus, namus" diye bağırıp yırtınırsın. Ne oldu ki bakayım?..
Mahkûm Çingene, felaketini hatırladı. Sarardı. Dudakları titriyordu. Hikâyesini anlattı: