Konusu:
Pascal Bruckner, bu kez yetişkinler için kaleme aldığı iki masalla karşımızda. Çocukluğumuzdan hatırladığımız, mutlak iyilikle mutlak kötülüğün tek başına var olduğu, kurtların kuzuları "ham yaptığı" korkunç masal geleneğini tersine çeviriyor. Devlerden korkmayacak kadar büyümüş okurlara hitap eden Adsız Devler'de bize çekirdekten dev Balthus Zaminski'yi takdim ediyor. Evet, masalımızın "kahramanı" Balthus'un çocukları mideye indirme gibi kötü bir alışkanlığı vardır belki ama bu bağımlılık yüzünden kendisi de mağdur durumdadır. Yirmi beşinci yaş gününde tövbe edip artık çocuk yemeyeceğine dair söz vermiş olsa da doğasına karşı giriştiği mücadelede ne denli başarılı olabilecektir.
Kitabına başlık koyarken alkolizm illetinden kurtulmak isteyen herkese açık, dünya çapında bir kuruluş olan Adsız Alkolikler'den esinlenen Bruckner, dev Balthus'un yaşamında özgürlükle bir handikapa karşı verilen mücadele arasındaki çatışmayı son derece eğlenceli bir dille anlatıyor. Vahşeti mizaha yumuşatıyor, hatta okurda merhamet duyguları uyandırıyor. Zira Balthus o bildiğimiz kaba saba gürültücü devlerden değildir. Aristokrat bir aileden gelen, ince ruhlu, klasik müziğe, sinemaya düşkün, modayı takip eden gerçek bir beyefendidir. Ah bir de atalarından geçen, semiz bebeklerin karşısında ağzını sulandıran şu illet olmasa...
Yazarın daha klasik bir üslubu tercih ettiği Silici'nin olumsuz kahramanı ise salt münzevi yaşamına saygı göstermiyorlar diye sokaktaki gürültücü veletlerin neşelerine fena halde içerleyerek akıl almaz bir intikam planı yapan, hayatta hiç dostu olmayan, öfke ve nefret dolu bir kimyagerdir.
Bruckner çocuklara saldırmaktan kendini alamayan bu iki şahsiyetin hikayesini saflık ve nahifilikle anlatırken, onlardan iyilikle kötülüğün bir arada var olup sürekli çatıştığı birer duygusal laboratuvar olarak yararlanıyor.