Konusu:
evden ayrıldığında, kaderinin on üç diğer insanla birleşeceğini henüz bilmiyordu. O sabah metroya bindi ve son durağa kadar seyahat etti fakat son duraktan
çıkamadı. Onunla beraber diğer on üç kişide metro istasyonunda mahsur kaldı ve o an ortak hikâyelerinin ilk kalp atışı kulakları sağır etmeye başladı.
Enkaz altında mücadele etmeleri gereken şeyler vardı. Açlık, susuzluk, özlem, keder, hüzün, ölüm... Kalpleri korkuyla çarparken ansızın aralarından biri
öldü ve diğerleri de ilginç sebeplerle onu bir bir takip etti. Tüm bu ölümler kalplerinde ve beyinlerinde derin izler bırakırken, yapabildikleri tek şey
enkaz altından kurtarılmayı beklemek oldu. Şimdi birimiz buradan çıkacak, kurtulacak. Çekildiğimiz fotoğrafları alıp bir çerçeveye koyacak, çerçeveyi bir
duvara asacak, geçip karşısına bizi izleyecek. Zaman o anda donacak. Şimdi birimiz sağ kalacak ama solu ölmüş olacak. Birimiz, birimizin duvarına asılmış
bir çerçevenin içinde yaşlanacağız. Birimiz için şarkı bitecek, fakat her ikimiz de dans etmeyi bırakacağız. Anlıyor musun? Anlamıyorsun. Çünkü beni duymayı
YereYakinYildizleraUzakbıraktın. Zaten, ben de konuşmayı...
Yorumlar
ELİF DURMAZ
ELİF DURMAZ
Ct, 30/03/2024 - 19:51
Kalıcı bağlantı
Kitabın elimde 28. Baskısı
Kitabın elimde 28. Baskısı var değiştimi bilmiyorum ama okuyucu bazı cümleleri okumuyor