Konusu:
“Tek kişinin böylesine tartışılmaz bir saygınlık kazanabil¬mesi için, kendinden çok daha fazla şeyi, bir ülkeyi ve geleneğini, koca bir uygarlığı, insanın uluslarüstü bilincini temsil etmesi gerekir.”
— Heinrich Mann
Thomas Mann’ın (1875-1955) Münih'e gelişiyle Venedik’te Ölüm'ü yazdığı 1912 yılına kadar geçen süre onun ilk dönemi olarak adlandırılır. Yazarlık yeteneğinin geliştiği, kendine özgü bir sanatçı psikolojisini özümsediği yıllardır bu yıllar.
Ünlü yazar Aschenbach, yorucu ve yıpratıcı bir çalışmanın ardından, dinlenmek amacıyla Venedik’e gelir. Lüks bir otelde kalırken, genç PolonyalI Tadzio'nun olağanüstü güzelliği karşısında büyülenir.
Bu kitapta, bir kez daha, ölümün çekiciliğine boyun eğen sanatçının trajik yazgısı ve karmaşık ruhsal durumu söz konusudur. Bu yönüyle sanat, yaşamı yok edici bir işlev yüklenmektedir.
“Çok değişik durumlarda, her kişi ve topluluk karşısında benimsediği dürüst tavırdan ötürü Thomas Mann’a minnet ve hayranlığımı belirtme fırsatını bulduğum için mutluyum. Bu özellik, benim gözümde yapıtlarının yüksek sanatsal değerinden daha büyük bir ağırlık taşır.”
— Albert Einstein