"Büyüdüğüm evde bir tuhaflık vardı. Köşeler gölgeler, merdivenler fısıltılarla doluydu. Ve dürüstlük kadar önemsizdi zaman kavramı. Evimizde gizli bir savaş sürüyordu. Bunu nasıl anladığımı bilemiyorum. Bu sessiz savaşta ilahların payladığını duymuyorduk. Yerlere serilip kalanlar da ceset değil, sadece ölen isteklerdi. Kurşunların yerini sözler almıştı ve akıtılan kana da gurur deniliyordu..."