Konusu:
Çağımızda insanın birey olarak hissettiği duygudur, BOZGUN… Kitabın diliyle söylersek:
“Beynimdeki bütün renk, koku ve his yivleri kazınıp gitti. Bir bozgun, beni bütün savaş meydanlarına düşürüyor ve bütün savaş meydanlarından yenik çıkartıyor, her defasında öldürüyor ve her defasında öldürülüyorum. Bir bozgun, bütün dehşetiyle sırtıma bindi, içimi boşalttı, beni çiğ çiğ yedi; hâlâ durmuyor, şimdi de ruhuma girdi ve ruhumu kemiriyor. Bugünün en gerçekçi ifadesidir artık bozgun... Bozgun... Bizi çizgilendiren, bir anlama kavuşturan, nesnelleştiren kelime… Her yerde bir bozgun manzarası, birinci dünya, ikinci dünya savaşları; teknolojiyle hırçınlaşan bir yalnız kendini düşünme kavgası, ırkçı başıbozukluk, vs... Ve bir varlık-yokluk mücadelesine zorlanan bir ülke, bu ülke, asıl ondaki granit kalp, ondaki kaybolmuşluk...”
Mevcut kitap işte, “bozgun” duygusunu silmek üzere bir hamledir.