Konusu:
1985 yılının puslu bir mayıs sabahı. New Jersey’in sahil beldelerinden birinde yaşayan gey bir çift olan Otto ile Tom’un telefonları uzun uzun çalar. Karşıdaki kişi Otto ile çok önemli bir konuda görüşmek istediğini söyleyen bir Alman’dır. Kendisi de Alman asıllı olan Otto bu gizemli yabancıya randevu verir ama buluşma yerine gittiğinde katıksız bir kafatasçıyla karşılaşır. Otto’nun babası İkinci Dünya Savaşı’nda denizaltısıyla sulara gömülüp can vermiş olan bir subaydır. Yabancı, kahraman çocuğu yetimleri tekrar Alman ülküsü etrafında bir araya getirmeye çalışan bir teşkilatın üyesidir ve Otto’yu da himayelerine almak istemektedirler. Fakat elbette ki onun hem bir gey hem de aktif bir komünist olabileceğini hesap edememişlerdir. Gizemli Alman bunu öğrendiğinde randevu yerini hakaretler yağdırarak terk eder ve bundan sonra da çiftin hayatları bir kâbusa döner. Tehditlerle dolu geçen bunaltıcı günlerin ardından Otto, sürekli olarak rüyalarında gördüğü babasının geçmişi hakkında daha fazla bilgi edinmek amacıyla Almanya’ya gitmeye karar verir. Ancak sonrasında İstanbul ve Çanakkale’ye kadar uzanan bu yolculuk onu tahmin edilmesi mümkün olmayan bir maceraya sürükler. Çünkü karşısındakiler, amaçlarına ulaşmak için Üçüncü Savaş’ı çıkarmaya kararlı olan ve buna da muktedir görünen devasa bir güçtür.
Marlene’in Yetimi, renkli karakterleri, tarihle iç içe geçmiş güçlü olay örgüsü, akıcı üslubu ve insan ruhunun derinliklerine işleyen naif ve duygu yüklü kurgusuyla sizi ilk sayfalarından itibaren etkisi altına alacak eşsiz bir roman.