Türkiye'de sansür denince, ilk akla gelen isim kuşkusuz 2. Abdülhamit'tir. Sansür uygulamaları Osmanlı'nın daha önceki devirlerinde başlamış olduğu halde, Abdülhamit, Cevdet Kudret'in deyimiyle, “o konuda epey zengin bir birikime mirasçı olmuş, onu bir kuyumcu gibi işlemiş, zenginleştirmiştir”. Cevdet Kudret, Abdülhamit'in bu kuyumcu titizliğiyle işlediği sansür uygulamalarına odaklanıyor.