Eserlere Göre Listeleme

Toplam 2684 sonuçtan 2041 - 2050 arası görüntüleniyor.
  • Cahit Zarifoğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    7 Ayrım
    177,51 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Burcu Erakman
    Bir kırlangıca bazı yaratıklar tarafından bir küçük motor takılır. Kırlangıç çok sevinir buna. Zamanla kırlangıçlığını unutur. Kanatları güdükleşir, bedeni motoru etiyle kavrar. Motorun kuvvet levhasını gagalamaktan dolayı gagası özelliğini kaybeder. Günün birinde kırlangıç ölmesin diye son çare olarak motorun çıkarılmasına karar verilir. Kırlangıça motoru takanlar kimlerdi. Amaçları ne idi? Kırlangıç sonunda kurtulabildi mi? "Motorlu Kuş" bu serüveni anlatan ilginç bir kitap.
  • Ernesto Che Guevara
    insan sesi mp3 - Türkçe
    30 Ayrım
    333,51 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Arzu Şatıroğlu
    "Bizim gibi kaşifler burjuvalara otel parası ödemektense ölmeyi tercih ederler." Bu kitap, Che’nin 23 yaşında, yakın arkadaşı Alberto Granado’yla birlikte bir motosikletle çıktığı ilk Güney Amerika yolculuğunda tuttuğu günlüklerden oluşmaktadır. Che’nin derdi Amerika’yı keşfetmekti bir bakıma. Nitekim içindeki çağrıya uymamazlık edemeyip, üniversite eğitimini, ailesini, hatta ilk aşkı Chicniya’yı geride bırakarak yollara vurmuştu kendini. Çeşitli ülkeleri dolaştıkça ve özellikle cüzamlıların bulunduğu hastaneleri ziyaret ettikçe, gözlerinin önündeki tablo netleşmeye başlamıştı: Hem tüm insanlığı ikiye ayıran muazzam bölünme gerçekleştiğinde halkın yanında saf tutmaya karar veriyor, hem de tüm Amerika kıtasını Yankiler dışında bir melez ırka ait sayıyordu. Kadehini Birleşik Amerika için kaldıran bir Amerikalı!‘Lanetli’ insanlar tüm burjuvalardan çok daha yakındı bu sergüzeşte. Cüzamlıların Che’yi ve Alberto’yu sevmelerinin nedeni, bu iki kafadarın onlarla çekinmeden sohbet etmeleri, dertlerini dinlemeleri ve futbol oynamalarıydı mesela. Biz de bu arada Che’nin Albert Camus’yle ortak bir noktasını da keşfediyorduk: İkisi de kaleciydi.
  • Dücane Cündioğlu
    insan sesi mp3 - Türkçe
    4 Ayrım
    50,37 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Deniz Yüzbaş
    Ne mutlu insanım diyene! Dücane Cündioğlu yeni kitabı Motto'da yola, yaşama, bilgeliğe, hakikate dair düşünce ve deneyimlerini dilin imbiğinden süzüyor ve en yalın hâliyle okuyucularına takdim ediyor. Motto, insanlık yolculuğumuzda karşılaştığımız dünyanın hâllerine dair daimi bir erdem arayışını ifade eden, bakışımlı, birbirini hesap eden cümlelerle kurulmuş, incelikli bir örgü. Okuyucuyu zihninin çeperlerini zorlamaya davet eden, derya içreyken deryanın farkında olmaya çağıran düşünsel bir yol haritası. Motto'yla her durağında durup uzun uzun düşüneceğiniz bir yolculuğa çıkacak, insan olabilmenin mutlak koşulu olan "yolda olma" deneyimine farklı bir pencereden bakacaksınız. (Tanıtım Bülteninden)
  • insan sesi mp3 - Türkçe
    1 Ayrım
    27,1 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: zeynep arslan
  • Howard Phillips Lovecraft
    insan sesi mp3 - İngilizce
    1 Ayrım
    13,02 MB
    Eser Türü: Tiyatro
  • Rudyard Kipling
    insan sesi mp3 - İngilizce
    41 Ayrım
    139,21 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Ayşenur Göktepe
  • insan sesi mp3 - Türkçe
    Eser Türü: İlaç Prospektüsleri
    Seslendiren: ECZ. FİSUN TUNALIOĞLU

    İlaç Prospektüsüdür

  • Giulio Leoni
    metin - Türkçe
    1 Ayrım
    978,00 KB
    Eser Türü: Kitap
    Floransa, Haziran 1300. Yüzü kireçle kaplı bir ressamın cesedi, tamamlamak üzere olduğu mozaiğin yanında bulunur. Floransa'nın yeni prioresi (ve bir gün kriminoloji üzerine kapsamlı incelemesi Cehennem’i yazacak kişi olan) Dante Alighieri kilisedeki cinayetle ilgili soruşturma görevini üzerine alır. Bu onun ilk resmi soruşturmasıdır. Elindeki muğlak ipuçlarıyla Floransa’nın sokaklarını arşınlayarak hilekar ve gizem dolu bir bilgin grubunun peşine düşer. Her biri işinin ehli, ilim irfan sahibi yedi adam neden şehirde bir araya gelmiştir? Ressam eserini tamamlayacak kadar uzun yaşasaydı ortaya çıkacak olan sır nedir? Metali altına çeviren bir simya formülü müdür? Bunun tek kollu bir hancının meyhanesinde dansözlük yapan yabani ve güzel Antilia ile ne gibi bir ilgisi olabilir? Ya da şehirde olduğuna dair çıkan söylentiler yüzünden Dante’nin can düşmanı Papa Bonifacio’nun politik hedeflerine gölge düşüren Suabia tahtının varisi Beatrice ile? Leoni, dâhi şairi alaycı bir dille ele alıyor ve Dante'yi bir insan gibi gösteriyor. Zeki ama çabuk sinirlenen, kendi kendine konuşan ama cesur bir insan... İtalya'nın yeni cinayet romanı üstadından büyüleyici bir polisiye.
  • Aydın Büke
    metin - Türkçe
    4 Ayrım
    24,63 MB
    Eser Türü: Kitap
    Tanrı’nın mucizesiydi aslında... Her ne kadar besteci bir babanın çocuğu, öğrencisi ve ideali olsa da çocuk yaşlarında parlayan dehasının karşısında imparatorlar, imparatoriçeler eğilecek, çağdaşı meslektaşları bestelerine duydukları hayranlığı dile getirmekten yüksünmeyecekti. Daha 6 yaşında ilk defa gördüğü notaları yanlışsız çalabiliyordu. 35 yıllık yaşamında olağanüstü besteler üretti, soluk almadan çalıştı. Çevresinde bulunanlara günde onlarca defa, kendisini sevip sevmediklerini sorar, şaka için bile olsa cevap olumsuz olursa derin bir korkuya kapılır ve hemen gözleri dolardı. Hep çocuk kaldı. Yaşamını mektuplara sığdıracak kadar çok yazdı. Çok başarılı oldu, hep ânı yaşadı, çok kazandı, çok kaybetti, borçlu olarak öldü. Yaşamı yarım kaldı, yaş 35, yolun sonuydu, ortası değil...
  • Aydın Büke
    insan sesi mp3 - Türkçe
    78 Ayrım
    1247,19 MB
    Eser Türü: Kitap
    Seslendiren: Şirin Hülya Sarıhan
    "Duygularımı şiirle aktaramam, şair değilim; kendimi gölgeler ve ışıkla ifade edemem, ressam değilim; düşüncelerimi hareketlerle de açıklayamam, dansçı değilim. Ama bunların hepsini seslerle yapabilirim. Ben bir müzikçiyim. Yarın Cannabich’lerin evinde, sizin doğum ve isim gününüzü kutlamak için piyano çalacağım. Sevgili Babacığım, size, müzikte yeni hiçbir şeyin bestelenemeyeceği yılları görecek kadar uzun bir yaşam dilerim..." Tam adı, Johannes Chrysostomus Wolfgangus Theophilus’tu. Sonraki yıllarda "Theophilus" adı, önce Almanca karşılığı "Gottlieb"e (Tanrı’nın sevdiği), ardından da sözcüğün Fransızcası "Amadé"ye dönüşecek, müzik tarihi onu XIX. yüzyıldan itibaren "Wolfgang Amadeus Mozart" olarak anacaktı. Tanrı’nın mucizesiydi aslında... Her ne kadar besteci bir babanın çocuğu, öğrencisi ve ideali olsa da çocuk yaşlarında parlayan dehasının karşısında imparatorlar, imparatoriçeler eğilecek, çağdaşı meslektaşları bestelerine duydukları hayranlığı dile getirmekten yüksünmeyecekti. Daha 6 yaşında ilk defa gördüğü notaları yanlışsız çalabiliyordu. 35 yıllık yaşamında olağanüstü besteler üretti, soluk almadan çalıştı. Çevresinde bulunanlara günde onlarca defa, kendisini sevip sevmediklerini sorar, şaka için bile olsa cevap olumsuz olursa derin bir korkuya kapılır ve hemen gözleri dolardı. Hep çocuk kaldı. Yaşamını mektuplara sığdıracak kadar çok yazdı. Çok başarılı oldu, hep ânı yaşadı, çok kazandı, çok kaybetti, borçlu olarak öldü. Yaşamı yarım kaldı, yaş 35, yolun sonuydu, ortası değil...

Sayfalar